Ozan Turaner,
Karanlıkta düşüncelerinin arasında sessizce sigarasını içiyor, aynı zamanda Ankara’ya ilk geldiği zamandan bu yana geçen ayları düşünüyordu. Bazı anları düşünmek kendisine öfkelenmesine sebep olsa da haksız olduğu noktalar da olmuştu. Tabiî bunu kendine saklayacaktı. Dışarıya vurması sadece zarar getirirdi. Sevgilisi güzel bir kalbe sahip olduğu kadar hamilelik hormonlarından dolayı da alıngandı.
Gerçi tanıdığı günden beri öyleydi ya neyse. Her hali kabulüydü. Sadece ‘çok hızlı gittik. ‘Diye düşünmesine yol açıyordu. Pişmanlığı bu noktada başlıyordu. Hızlı başlayan şeyler çabucak bitmeye mahkum olmaz mıydı? Sonu babası gibi olursa kafasına sıkardı herhâlde.
Yediğin bokun sonuçlarına katlanacaksın ozan. Harbi dedikleri kadar varsın. Kuş beyinlinin tekisin.
Gülerek elini saçlarının arasından geçirdi, Öte yandan iyi de oldu. Hem ceylin olmasa it gibi yaşamaya devam edecektim. Ya da kafesinden kaçan bir kuş gibi.
Sigarasını içip dumanı dışarı üfledi. Bunu son içişi olarak kabul ediyordu. Hafta sonu evlenecekti ve sırf sigara içeceğim diye hamile karısını riske atmayacaktı.
Kapısı açıldığında karanlık odası çoktan aydınlanmıştı. Deniz kapı aralığından kafasını çıkarıp merakla içeriye bakmıştı.
“Sarı şekerim aç mısın?”
“Değilim.”
Yemek kokusu burnuna geldiğinde karnından sesler çıkmaya başlamıştı. Kardeşi gülerek içeri girip kapıyı arkasından kapatmış ve ellerini beline koymuştu-Işıgı açmayı da ihmal etmemişti. Sanki çok lazımmış gibi.-Huzur dolu dakikaların sonuna geldin kuş bozuntusu.
“Kara kara ne düşünüyorsun sen? Sakın düğün yüzünden deme.”
Kardeşi telaşla gözlerini kırpıştırdığında gülerek sigarasından içmeye devam etmişti. Pişman olduğu noktaları vardı doğru ancak bunlar düğünü içermiyordu.
“Saçmalamayı kes.”
Deniz odayı kaplayan dumana suratını buruşturup pencerenin yanına gitmiş ve perdeyle pencereyi açmıştı. Soğuk hava direkt tüylerini ürpertti. Ceylin de kesin çok sevdiği balkonunda oturuyordur. Üşümüştür de. Telefonunu alıp kendisine dikkat etmesini söyleyen bir mesaj yazmak istemişti. Yazacaktı da. En son bir saat önce konuştuklarında eve alınan ve beğenmediği mobilyalardan birini değiştirmek istediğini söyleyip sonra da ne dengesiz kadınım ben diye ağlamaya başlamıştı. İç çekti. Hormonlar canını okuyacaktı.
“Benim gözlerimden baksaydın anlardın sarı şekerim ve odan çok kötü kokuyor. Kalk hadi yemek yiyelim! Yaseminimle küçük sarışın sofrayı hazırladılar bile.”
Odasında birkaç parça eşya dışında pek bir şey kalmamıştı. Hepsi diğer eve gitmek üzere hazırlanmıştı.
“Denizim gelsenize artık!”
Yasemin’in sabırsız ses tonuyla birlikte ayağa kalkıp dolmuş küllüğü eline almış ve elindeki sigarayı da söndürüp içine koymuştu.
“İyi ki yalnız kalmak istedim. “
“Yaseminimle bu aralar çok zıtlaşıyorsunuz sarı şekerim.”
“Benim suçum yok. Kız arkadaşın başlatıyor.”
Deniz gözlerini kısmıştı. Yasemin haksız bile olsa onun tarafını tutuyordu. Sırılsıklam aşık olmuştu geri zekâlı. Sanki sen çok farklısın taze babacık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşığın Peşinde
ChickLitKalpsiz canavar güzeller güzeli prensesin aşkına sahip olduğunu anladığında içinde ki amansız öfke dinmemişti. O, bu hikayenin kahramanı değildi çünkü. En başından beri yapması gereken şeyi yapacaktı, prensesin yıllarca herkesten koruyup muhafaza et...