Aynadaki yansımamdan memnun olduğumda elinde kitapla yatağıma boylu boyunca yatıp uyuya kalmış sevgilime dönmüştüm. Bugün her ikimizin de ayrı planları vardı. Bir yanım Ozan’a sülük gibi yapışmak istese de arkadaşımı beraberimde eve getirmeye kararlıydım. Bütün performansımı sergileyecek ve Yasemin’in ailesini ikna edecektim.
Kararlılıkla ayağa kalkıp sessizce Ozan’ın yattığı yere doğru gidip yatağa oturmuştum. Sarı saç tutamları alnına dökülüyordu. Çoğunlukla çatık olan kaşları uykudayken öyle değildi. Güzel bir rüya görüyor olmalıydı. Elimi yanağına götürüp yeni çıkan sakallarının avucuma batmasına izin verdim. Normalde tıraş olurdu. Sanırsam baba rolüne doğru gidiyordu. Saçlarını kesmesi de bu yüzden miydi? Daha ciddi mi görünmek istiyordu?
Zaten öyle görünüyordu. Saçlarını kestirdiği için içten içe kızgındım da.
Yanağını yavaşça okşamaya devam ettiğim sıra esneyerek gözlerini açmış ve diğer eliyle tuttuğu kitabı yatağa bırakmıştı. Ela gözlerini açısını büyük bir ilgiyle izledim.
“Günaydın bebeğim.”
Dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp geri çekildim. Dudakları memnuniyetle iki yana doğru kıvrıldı. Uyandırılma şeklini sevmiş olması gerekiyordu.
“Ne ara uyuya kaldım? “
Yanağımda ki bileğini tutup beni kendine çekmişti. Memnuniyetle yanına uzanmıştım. Beni kollarının arasına aldığında tanıdık kokusunu içime çekmeyi ihmal etmedim.
“Ben üzerimi değiştirirken horul horul uyuyordun. “
Çapkınca gülümseyip giydiğim kıyafeti oldukça uzun bir süre inceledi. Aynı zamanda bir eli kıvrımlarımda dolanıyordu. Ürpersem de ses etmedim.
“Yapma ya. En güzel kısmını kaçırdım desene. “
Burnumun ucuna küçük bir öpücük bırakıp gözlerini tekrar kapatmıştı. Bana sıkıca sarılıp esnemesi olmayan uykumu getiriyordu. Şeytana uyup planımdan vazgeçmeme çok az kalmıştı.
“Hadi kalkta beni Yasemin’e bırak. Geç kalmak istemiyorum.”
“Geldiğinde kesin beni evden kovacak. Her yerin ağzına ettik.”
Yanaklarımın kızardığına eminim. Allah’tan kuşum görmüyordu. Evi biraz fazla değerlendirmiş olabilirdik. Şey fazlasıyla.
“Ne yaptık sanki.”
Kuşum, vücudunu sarsarak gülmüştü. Al işte bilerek safa yattığımı da anladı. Göğsüne elimi yumruk yapıp bir tane geçirdim.
“Gülmesene.”
Dayanamayıp bir tane daha geçirmiştim. Bayılıyordu benimle dalga geçmeye!
“Perdeler ve kitaplardan bahsediyordum güzelim. Sen çok farklı anladın herhalde.”
Ay doğru. Sofia sağ olsun perdeler gitmişti. Yenisini sabah sipariş etmiştik. Umarım hemen gelirdi.
Deniz tarafından el koyulan çizgi romanların arkasından soğuk bir su içse iyiydi. Onları bir daha göreceğini sanmıyordum.
“Hiçte bile! Bırak beni gideceğim.”
Kemiklerimi kırmaya ant içmişti herhalde. Saçlarımdan öpüp, kokumu içine çekmişti. Kıvrımlarımda dolanan eli kalçamda durduğuna göre bana müsaade.
“Bırakmam.”
Öyle bir demişti ki istemsiz iç çekmiştim. Bırakmam deyişinin altında yatan kararlılığı hissetmemek elde değildi. Beni defalarca kez bırakmış birinin bu sözüne tekrardan inanıyor oluşum başkasına göre salaklık mıydı emin değildim.
![](https://img.wattpad.com/cover/365978371-288-k696840.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşığın Peşinde
Romanzi rosa / ChickLitKalpsiz canavar güzeller güzeli prensesin aşkına sahip olduğunu anladığında içinde ki amansız öfke dinmemişti. O, bu hikayenin kahramanı değildi çünkü. En başından beri yapması gereken şeyi yapacaktı, prensesin yıllarca herkesten koruyup muhafaza et...