Perdeyi aralayıp karanlığa gömülmüş şehire baktı. Bazı dairelerin ışığı açıktı ancak sokak bomboş gözüküyordu. Böyle zamanlarda insan herkesten kolayca saklanabilirdi. Karanlığın gücü buydu zaten. Seni her şeyden saklarken
herkesten gizlediğin acılarını gözüne gözüne sokardı. Kendinden kaçma muhabbeti deli saçmalığıydı.Bazen kendini balon gibi hissediyordu. Şiştikçe patlamaya daha yakın oluyordu. Denizin sözleri neredeyse patlamasına sebep olacaktı. Böyle bir yüzleşmeye ihtiyaçları olduğunu biliyordu. Yıllarca kendi ortak sorunları hariç bütün sorunlarına göğüs germişlerdi ve sonuç annesinin yuva yıkan kadın olduğu hakkında çirkin imalar duyması olmuştu. Kimse ne yaşadığını bilmezken böyle konuşamazdı.
Özellikle deniz.
"Aşkım."
Ceylin'in uykulu sesini duyunca yanına gitti hemen. Sırtını yatak başlığına yasladığında ceylin çoktan kolları arasına gelmişti. Elini yüzüne getirip yanağını hafifçe okşamıştı.
"Seni uyandırdım mı?"
Denizle olan tartışmalarından sonra beş gün geçmişti. Eve kıyafetlerini değiştirmek ve duş almak dışında gitmiyordu. Her gidişini denizin iş saatlerine göre ayarlamaya çalışmıştı.
Kaçmaktan ölesiye nefret ediyordu.
"Hayır ama neden kocası eve gelmemiş kadınlar gibi pencerede dikildiğini anlayamadım kuşum."
Gülümsedi. Bazen aklına hiç gelmeyecek benzetmeler yapıyordu. Birbirine girmiş saçlarına dokundu. Ceylinin gözleri anında kapanmıştı. Saçıyla oynayınca uykusu gelen tiplerdendi.
"Deniz şerefsizini düşünüyorum."
Hayal kırıklığını gözlerinde görmüştü. Kelimelerini özenle seçmek istese de kardeşi onun gibi özenmemiş aklına geleni söylemişti. Ceylin dahil hayatındaki herkes söylediklerine dikkat etme gereği duymuyordu.
Hep kendini tutan, alttan alan taraf kendisi olmak zorundaydı.
İç çekerek ceylinin sakağına küçük bir öpücük kondurdu. Hadi ceylini artık tanıyordu. Sevgilisinin yapısı hep biraz çocuksuydu. Ettiği kötü sözler sevgisinin fazla oluşundan ve zamanında çektiği karşılıksız sevgisi yüzündendi. Peki ya deniz? Çizdiği profilinin dışında zeki herifin tekiydi. Her şeyin farkındaydı. Neyin üzeceğini ya da dayanılmaz bir noktaya getireceğini biliyordu. O halde o sözleri çekinmeden nasıl söyleyebilmişti? Gerçekten canını yakmak istemiş olmalıydı.
Başarmıştı da.
"Neden ondan adım bekliyorsun ki kuşum? Gidip konuş işte."
İç çekti. Hatalı olsaydı belki düşünebilirdi. Deniz iki gündür tanıdığı bir kızın gözyaşlarına yenik düşmüştü. Yasemin denen kızın yaptığı şeyi düşünmek bile istemiyordu. O başka bir alemdi. Öykünün telefonuna ayrıyeten bakması gerekmişti Berna'nın numarası vs.var mı diye. Öyle ki geçen gün ders çıkışı direkt eve mi gitti yoksa olmadık bir yere mi diye içini bir korku almıştı ve danayamayıp kız kardeşini takip etmek zorunda kalmıştı. Yapmaktan hoşlanmadığı ne varsa beş gün içinde yapıp durmuştu.
"Normalde ben büyüğüm diye laf etmesini biliyor ama puşt. Eline fırsat geçmişken büyüklük yapsın işte."
Sakin bir hayat isteği gün geçtikçe imkansızlaşıyordu. Tek derdi ceylinin gereksiz tripleri olsa ne olurdu? Gereksiz trip demişken eski sevgilisi başka bir numaradan mesaj atmıştı geçen gün. Ceylin yanında olmadığı için mutluydu çünkü o görseydi kıyameti koparırdı. Mesajı gördüğü gibi bir ilişkisi olduğunu yazıp direkt engellemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşığın Peşinde
Chick-LitKalpsiz canavar güzeller güzeli prensesin aşkına sahip olduğunu anladığında içinde ki amansız öfke dinmemişti. O, bu hikayenin kahramanı değildi çünkü. En başından beri yapması gereken şeyi yapacaktı, prensesin yıllarca herkesten koruyup muhafaza et...