49-Günler Gelir Geçer

14 1 0
                                    


Ozan Turaner,

Gözlerini araladığında bir an nerede olduğunu unutur gibi olduysa da annesinin ve maalesef babasının sesini duyduğunda evde olduğunu fark etmişti. Birkaç dakika gözlerimi dinlendireyim mevzusu iki üç saate evrilmiş olmalıydı. Belki de  eşin hamile kaldığında, babanın da psikolojik olarak öyle hissetme olayı doğruydu bilmiyordu.

Eş.

Birde o mevzu vardı. Ceylin evlilik dışı hamile kalmış olsa da bebeğini evli bir kadın olarak doğurmalıydı. Yani bu düşünceyi ona nasıl söylemeliydi bilmiyordu.  Kabul etmeyeceğinden o kadar emindi ki. Şu iş meselesi ve evi hallettiğinde evlilik teklifini de adam gibi edebilirdi. Her şeyin bir sırası vardı. Bunları halletmesi için yalnızca sekiz ayı vardı.

“Akılsız başının derdini çekip dur şimdi ozan. “

Komidinin üzerinden sigarası kutusunu alıp içinden bir dal çıkarıp cebindeki çakmakla yakmış ve çoktan dumanı içine çekmişti. Annesi yaklaşık beş dakika içerisinde odaya dalacaktı. Bundan adı kadar emindi.

Öte yandan ceylin ailesinin olduğu şehirde yaşamak ister miydi? Kendisi istemiyordu. Açıkçası aylin hanımın suratını sürekli görme fikri hoşuna gitmemişti.

“Ozan! O sigarayı sen yok ediyor çabuk! “

Sigarasının dumanını dışarı üflediğinde annesi ve öykü odasının girişinde belirmişti. İkisi de yüzünü buruşturarak dumanı eliyle savuşturmaya çalışıyordu.

Sikik sigarasının da icabına bakmalıydı. Eğer baba olacaksa , kendi babasından gördüğünün tam tersini yapacaktı ve işte yılın babası.

Yılın eşiyse tartışılırdı.

“Sadece bir dal anne. “

Annesi onaylanmayan bir şekilde elini sallamıştı. Kardeşi azar işiten kendisi olmadığından mutlu gibi duruyordu. Küçük baş belası.

“Bütün eşyaların üzerine siniyor ama abi! Annem babama bakıyorum ayağına bana temizletiyor sonra!”

“Sen ev işi öğren diye yaptırıyor ben! “

Öykünün aklının olmadık yerlere gitmemesi adına onu meşgul etmeye çalışmasını anlıyordu. Kadın  ilk çocuğunu o yoldan çıkarana kadar neler yaşamıştı. Ne olursa olsun umudunu da yitirmemişti tabii. Annesinin hakkını ödeyemezdi.

“Babamla Müge anlı izlemek zevkli geliyor tabii."

Annesi, öyküye ters ters bakıp yanına gelip oturmuş ve sigarayı elinden alıp küllükte söndürmüştü. Sarı saçlarını bugün salmıştı. Dışarı çıkacağında saçlarına daha fazla özen gösterir. Planı mı vardı? Kendi evinde kadınların sözü daha çok geçmeseydi bunu sorabilirdi. Normal bir soru olarak görünse de annesinin ‘çıkarken izin mı isteyecek ben? ‘adlı sözleriyle hiç uğraşamazdı. En iyisi sessiz kalmaktı.

Öykü  sandalyeyi çekip yan şekilde oturmuştu. Hala sigara kokusuna burun kıvırıyordu. Bu iyiydi. Sigara içmediğini gösteriyordu tiksinmesi. Öte yandan bilerekte öyle yapıyor olabilirdi.

“Size bir şey söylemem lazım ama çığlık atmak yok. “

İkisi önce birbirine bakıp  tekrar ona dönmüştü. Sırtını yatak başlığına yaslayıp kollarını önünde bağladı.

“Öykü için söz verememek oğlum. “

Öykü sadece göz devirmişti.

“Kesin yine bir şeyler dönüyor."

Aşığın PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin