(Yazarken dinlediğim şarkıların ismini bölüm adı yapmak en sevdiğim. Kdkdkd)
+++Kendini daha ne kadar dışlanmış hissedebilirdim bilmiyordum. Çocukluk arkadaşlarımdan biri annemlerin ilk defa magazine gereksiz bir şekilde yakalandığına dair haberi bana ekran görüntüsü alıp attığında hiç olmadığı kadar kötü hissetmiştim. Babam, her şeyi annemden zorla öğrendiğini söylemişti. Bana para atmayı kendi şahsi hesabından deneyecekken annemin onunla büyük bir kavgaya tutuştuğunu mesaj olarak atmış ancak bunu birkaç gün içerisinde düzelteceğimi de eklemişti.
Derdim para mıydı? Belki de.
Annem son kavgamıza dek, nereye gidecek olsa ilk iş bana haber verir hatta programımı ayarlayıp kendisine eşlik etmemi isterdi. Eşlik edemesem bile gitmeden önce muhakkak haberim olurdu. Gideceğini böyle haber sitesinden öğrenmezdim.
Bebekler aileleri birbirine bağlardı, benim bebeğim ise ikimiz kalıncaya dek herkesin uzaklaşmasına sebep olmuştu. Yine de onu suçlayamazdım.
Merak etme bebeğim. Ne olursa olsun annen seni hep sevecek. Sadece ikimiz hep biraz yarım kalmaya mahkumuz artı. Hayatının böyle olmasını istemezdim. İyi bir aileyi hak ederken doğduğunda sadece beni bulacaksın. Belki aşağılık baban seni sevmenin yolunu bulurdu? Anneni sevmekten vazgeçmesi başka bir konu. Hayır ağlamıyorum. Bütün suç hamilelik hormonlarımın...
“İşte ben Cüneyt’ten yine bahsedince bu delirdi-Ceylin sen yine ağlıyor musun? “
Ben düşüncelere dalana kadar ikimiz de yağan yağmur eşliğinde büyük balkonda oturmuş denizin dedikodusunu yapıyor, bir yandan da çekirdek çitliyorduk. Kola içme isteğim çok arttığı halde hem hastalığım hem de yaseminin ‘normalde zaten zararlı olan bir şeyi hamileyken içemezsin. ‘demesi sonucu yalan olmuştu. Kız istediğini bir şekilde yaptırmanın yolunu hep buluyordu.
Gözyaşlarım arasında gülümsemeye çalıştım. Yasemin gözlerini kısarak çekirdek çıtlıyordu. Gözlerini yüzüme dikmiş haldeydi. Kendini korkutucu falan mı sanıyordu? Kafasında kahverengi fiyonklu tacı olmasa belki onu ciddiye alabilirdim. Ya da ayıcıklı sabahlığı. Bu haldeyken Ozan’ın kardeşiyle yaşıt duruyordu. Düşüncemi kendime saklama ihtiyacı duydum.
“Bir an kötü oldum boş ver sen beni. En son denizi bilerek kudurttuğundan bahsediyordun.”
Gözlerini kısarak güldüğünde içime öküz oturdu. Göz yapısı Ozan’a benziyordu. Gerçi yaseminin gözleri onunkinden daha iriydi.
“Evet. Beni mağara adamı gibi restorandan sürükledikten sonra bunun karşısına geçtim. “
Devamına dair merakım kararmıştı öyle hevesli anlatınca. Normalde insanlar iki yakın arkadaşının sevgili olmasını pek istemezdi arada kalmamak adına. Ben öyle düşünmüyordum.
“İşte kim olarak beni gizlice takip ettin diye azarladım bunu. Normalde bir yere girdiğimde ortamı gözlerimle taramak huyumdur. Sizi de, sipariş verdiğiniz sıra fark ettim. Deniz sessiz konuşmayı hiç beceremiyor.”
Dudağımı büzdüm. Demek deniz sayesinde yakalanmıştık. Sarı renkli peruğumun beni iyi kamufle ettiğini biliyordum işte. “Sen denize ne dediğini söylesene. “
Çekirdek çöpünü kaseye atıp kıkırdamıştı.
“Kusura bakma ya. Bir konuya direkt başlayamıyorum. İlla her ayrıntıdan bahsedeceğim. “
“Ee yasemin? “
Ortadan ikiye çatlayacaktım şimdi. Sabırsızlığıma göz devirdiğinde şimşek çakmıştı. İkimiz aynı anda korkudan sıçrayıp tedirgince birbirimize bakmıştık. “Thor fazla mesai yapıyor bugün. “dedi dalga geçerek. Marvel hayranı olmasına hiç şaşırmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşığın Peşinde
Literatura KobiecaKalpsiz canavar güzeller güzeli prensesin aşkına sahip olduğunu anladığında içinde ki amansız öfke dinmemişti. O, bu hikayenin kahramanı değildi çünkü. En başından beri yapması gereken şeyi yapacaktı, prensesin yıllarca herkesten koruyup muhafaza et...