Ozan Turaner,
Kulaklığında eski bir şarkı çalıyordu. Ellerini saçının arasından geçirdi. İçinde ki sıkıntı geçmek bilmiyordu. Üstüne dinlediği şarkıda, kadın avazı çıktığı kadar beni sevmeyin diye haykırıyordu. Bütün işaretler içerisindeki hüznün geçmemesi yönündeydi sanki.
Ara sıra Türkçe şarkı dinlerdi. Dinlediği şarkıların bir duyguya sürüklemesinden hoşlanmazdı. Bu yüzden daha çok yabancı şarkı dinlerdi.
Telefonu eline aldı. Babasının attığı adres günlük kiralanan pansiyonların olduğu yerlerden bir tanesiydi. Ankara'ya geleceği garanti olduğunda bir yanı babasının yine ona bela olacağından rahatsızdı. Annesi ve kız kardeşi olmasaydı yüzüne bile bakmayacağı herifle uğraşmak zorunda kalışından nefret ediyordu.
"Sigara bittikten sonra gireceğim. " diye mırıldandı kendi kendine. Yanından çekip giden insanlar muhtemelen neden kaldırımın ortasında dikildiğini sorguluyordu. Kendisi de bilmiyordu ki. Belki de olacak şeyleri hissettiğinden gidişini ertelemek istiyordu. Bundan emin değildi.
Babası, lise yıllarındayken ufak tefek dolandırıcılıklar yaptığı için sürekli içeri girmiş durmuştu. Hapse girdiği zamanlar ya da birilerinden kaçması gerektiğinde eve ve
babasının ilk eşinin ailesine bakma işi kendine kalıyordu. On yedi yaşındayken kolay yoldan para kazanmak işine gelmişti. Tanrı biliyor ya yaptığı hiçbir haltla gurur duymamıştı.Şimdiyse dolandırıcılıktan çapkın ayyaş bir herife dönen babasıyla nasıl baş edeceğini düşünüyordu. Babasını iş için başka şehire gideceği zaman sarhoşken evet gitmemesi adına sert bir şekilde uyarması gerekmişti.
Hayat pislik bir adam olması uğruna her haltı yapıyordu.
Telefonu titreyince cebinden çıkarttı. Ceylin yine en olmadık zamanda hissetmiş gibi mesaj yağmuruna tutmuştu.
***
Çiçek (Saat 18.43) :Çiçek (Saat 18.44): Sitenin arkasında buldum bu tatlı şeyi!
Çiçek (Saat 18.45) : O ve annesi için mama almaya gideceğim şimdi. Umarım anne köpek beni yemez.
***
Ceylin’i neredeyse öpeceği günün ardından yalnızca birkaç gün geçmişti. Elinden geldiği kadar kaçmaya çalışıyor olsa bile gözlerini kapattığında sürekli genç kızın güzel gülümsemesi rüyalarını süslüyordu.
Kafasını salladı. Şu an düşünmesi gereken şey o değildi. Telefonu cebine koyup eski pansiyonun içine girdi. Bir yandan çeşitli tiplemeler dışarı çıkıyor bazıları odalarına gitmeye çalışıyordu. Burnuna gelen kokuya karşılık burun kıvırdı. Babasının olduğu yere giden merdivenlere yönelmiş, meraklı bakışlara aldırış etmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşığın Peşinde
ChickLitKalpsiz canavar güzeller güzeli prensesin aşkına sahip olduğunu anladığında içinde ki amansız öfke dinmemişti. O, bu hikayenin kahramanı değildi çünkü. En başından beri yapması gereken şeyi yapacaktı, prensesin yıllarca herkesten koruyup muhafaza et...