Ozan Turaner,
Genç kızın okyanusu andıran güzel gözlerinde neredeyse boğulmuştu. Başta yediği tokat ister istemez afallamasına sebep olmuştu. Hastanede yattığını söylediğinde böyle bir tepki vermemişken ne olmuştu da birden delirmişti anlayamamıştı.
Sözlerini dinlerken sakin kalması gerektiğini sık sık kendisine hatırlatmıştı. Aksi taktirde ne olacağı meçhuldü ve zarar vermek istediği son insan dahi değildi ceylin. Sırf ondan ifadesizce çırpınışlarını izlemişti. Kendisine anlamsız gelen sözler ceylin için bayağı anlam ifade ediyor olmalılardı. Yoksa delice ağlamasının bir sebebi olamazdı.
Birkaç hafta önce olan gereksiz yakınlaşmayı bir şekilde duyup buralara kadar gelmesi içten içe mutlu etmişti. Açıkça kıskanmıştı. Bıkıp gideceğini düşünmesi aptallıktı. Anlamsız bir yakınlaşmaya böyle tepki veren kız onu hayatta bırakmazdı.
Mantığı ve kalbi arasında dönüp duruyordu. Bulduğu her fırsatta laflar sokup, en ufak şeyi kıskanıp buralara kadar gelmesi mantıksızdı. Birlikte olmadıkları dönemde olmuştu. Büyük ihtimal videoda güldüğü kısma takılmıştı. Kafasının içinde dönen şeyleri bilseydi böyle delirmezdi.
Sadâkat sevgiyle gelirdi ve ozan son zamanlarda ceylinden başkasını göremez olmuştu.
Denizi elli kere aramasına rağmen cevap vermemişti. İşini bırakıp peşinden gidemezdi de. Yerine defalarca kez diğer korumanın geçmesini istemişti. Bir kere daha isterse adam sen hayırdır diyecekti artık.
Şimdi de işini bırakıp giderse kahrolası patronu bir şekilde öğrenirdi. Başında yeterince bela vardı. Yenisini eklemek istemiyordu. Ekonomik sıkıntısı yüzünden ağız tadıyla ilişki bile yaşayamıyordu.
Sinirle bara geri girdi. Yağmur öyle çok içmişti ki sızmıştı artık. Normalde etrafında bir sürü arkadaşı olurken bu gece kimse yoktu. Onun da bir karın ağrısı vardı görebiliyordu. Umurunda değildi sadece. Kendisine bulaşmadığı sürece istediğini yapabilirdi.
“Kalk eve gidiyoruz. “
Ceylin’in hayal kırıklığı dolu yüzü gözünün önünden gitmiyordu. İnsan o durumdaki kıza sana aşık değilim der miydi? Kafasına bir tane geçirmek istiyordu. Kafasının içinde beyin yerine başka bir şey olmalıydı.
“Berbat.haldeyim.ozi.”
Kesik kesik konuşuyordu. Başta bir şey anlayamamıştı. Kahverengi gözleri bayık bayık bakıyordu. En nefret ettiği şey sarhoş eylemekti. Kolunu omzuna istemeye istemeye atıp çantasını almıştı. Ceylinin her an bir yerden çıkmasını bekliyordu.
Ağlamış, kalbi kırık halde bilmediği bir şehirde tek başına olduğunu düşünmek istemiyordu. Elinden gelseydi peşinden gider ben yanındayım derdi. Sikik duygularım beni senin kadar erken bulmadığı için üzgünüm bile diyebilirdi. İlk görüşte aşk zırvalığı onu da bulsaydı böyle şeyler yaşanmazdı.
“Dua et ceylin evde olsun. “
Sözleri yağmura değil kendisineydi.
***
Aklına her şey gelirdi ama Ceylin’in karakolluk olacağını düşünemezdi bile. Belini sıkıca tutup arabayı park ettiği yere yürümesine yardım ediyordu. Her zamankinden farklı olarak spor giyinmişti ilk defa. Böyle daha güzel olduğunu söylese tarzını değiştirir miydi diye düşünüyordu. Hoş bakacak olana açık kapalı olması fark etmezdi. Yanlarından geçen biri gözlerini ceyline dikince belindeki ellerini sıklaştırdı. Değişmesi gereken şey kıyafet değil zihniyetti.
“Ben taksiyle gideceğim.”
Birde ceylin vardı. Karakolluk olmayı nasıl becerdiğini merak ediyordu. Şimdi sorarsa kesin olay çıkartırdı. Zaten kavga etmeye yer arıyordu. Resmen şamar oğlanına dönmüştü. Biri gelip Ceylin’in elinde oyuncak olacağını söylese sadece gülerdi. Hali içler acısıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşığın Peşinde
Genç Kız EdebiyatıKalpsiz canavar güzeller güzeli prensesin aşkına sahip olduğunu anladığında içinde ki amansız öfke dinmemişti. O, bu hikayenin kahramanı değildi çünkü. En başından beri yapması gereken şeyi yapacaktı, prensesin yıllarca herkesten koruyup muhafaza et...