59-Sevsene beni

24 3 0
                                    

Kaan Deniz Turaner,

Islık çalarak evde kimsenin olmadığının verdiği rahatlıkla koca cüssemi umursamadan kalçamı sallıyor bir yandan da yumurtanın beyazını çırpıyordum. Taner bey amcaya dayanamayıp, zaten bir noktada bu sarısıyla beyazı karışmayacak mı neden ayırıyoruz ki adlı bir mesaj yöneltmiştim ve bana kibarca mantıklı bir açıklama yapmıştı. Mantıklı açıklamaları sevmezdim.  O yüzden üstünkörü okuyup birkaç yumurtayı heder ettikten sonra nihayet yumurtayla işimi bitirmiştim.  Neymiş  kek güzel kabarmazmış bilmem ne. Bu olayı ilk kim bulmuştu acaba?-Yaseminime sorsam kesin bilirdi. O güzel çenesini yukarı kaldırır gözlerini kısarak bilgilerini kafasının içinde tartar dururdu önce. Bilemiyorsa şayet omuz silker ve telefonunu eline alıp sorunun cevabını muhakkak öğrenirdi. Artık nefes alışından ne istediğini anlıyordum. Bana  senden adam olmaz diyenler utanır mı bilmem.-Kesin şerefsizin biri bulmuştu. Sırf kendinden sonrakileri uğraşsın diye. Şahsen ben olsam böyle bir piçlik yapardım.

Kenardaki telefonumdan devamında yapmam gerekenleri okuyordum. Alabildiğince un olayını anlayamamıştım. Neye göre kimse göre alabildiğince undu mesela? İçeriye giren minik canavara çevirdim kafamı. Önüme gelen sac telini elimin tersiyle geriye iteklemeyi ihmal etmemiştim. Erkeklerin yemek yapmasını seksi bulan kadınlar birde brni görün. Götümden ter akıyordu şuan. Seksilik evi terk edeli çok olmuştu yani.

“Miyav.”

Çoktan ayaklarımın arasında dolanmaya başlamıştı. Beni annesi sanıyor olabilir miydi? Sarı Kusumu baba olarak gördüğünden böyle diyordum.

Çorabıma tırnağını geçirince gülümsedim.

“İtiraf ediyorum Sofia seni ben doğurmadım. “

Anlamış gibi tırnağını bu sefer ayak bileğime gecirmişti. Acıyla inleyip arkamı döneceğim sıra dirsegim yumurtanın olduğu kaba çarpmış ve içerisindekiler yere dökülmüştü bile. “Ya anasını avradıni sikeyim ama. “

Sofia sıçrayarak gitmiş ve yere düşen sıvıyı sanki günlerdir aç kalmışcssına dalmıştı. Kedinin ruhu varoştu bir kere. Kendi halime mi ağlasam yoksa aman koy göte salla kalçayı koçum haydi moduna mı girsem bilememiştim.

Kedinin yanına çöküp başını sevmeye başladım. Bir yandan mutfağın haline bakıyordum.  Ortamın amına koymuştum iyi mi!

İyi ki yemek yapayım dedim yani! Kalpli pastaya kalacağımız zaten belliydi de keşke keki yapabilseydim adam gibi. Tekrar mı deneseydim? Gözlerimi kıstım. “Seksi ve yemek yapan bir erkek arkadaş olayım dedim ama ilk ikisi gitti gibi Sofia ha? Bana bak seni doğurmadığımı söyledim diye beddua mı ettin bana? “

“Miyav.”

Aynen anamı miyavlatacaktı sarı şekerim eve döndüğünde. Dağınık olmamdan nefret ediyordu. Ama bu demek değil ki o çok düzenli. Neyse sarı şekerim yokken onu zorbalamak zevkli değildi. Neyse ne yapacaktım ben? Ortalığın anasını nasıl siktiysem öyle düzeltecektim.  Sonra da güzel bir banyo, yaseminimin hediyesi ve pizzalar hop doğdu güneşin oğlum deniz.

Telefonum titrediğinde ayağa kalktım ve elime aldım. Biraz daha sahneyle ilgili mesaj alırsam kendimi şarj kablosuyla boğacaktım. Yettiniz lan. Kız arkadasımla yılbaşına gireceğim diyorum size!

(Taner Bey Amca) : Deniz, kek yapma çalışmaları nasıl gidiyor oğlum? Bu sefer de sorgulayacak bir şey buldun mu ? At keki bana yapınca bak. Merak ederim ben.

Hala dakikalarca çırptığım harcı midesine indiren kedime kötü bir bakış attım. Sarışınlar hep başa bela mıydı kardeşim? Neyse pinterestten limonlu kek fotoğrafı bulup atardım artık Taner bey amcama.

Aşığın PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin