hiç yayınlanmamış bölüm 3

15.1K 502 3
                                    


Salaş beyaz elbisemi giymiş saçlarımı açık bırakmıştım hafif bir makyajla yüzümü renklendirmiştim iddialı makyajları sevmiyordum oldum olası, zaten bugün yeterince zor bir gün olmuştu, Suriye izlenimlerimi uzun uzun yazmış Baran'a mail atmıştım, öğleden sonra girdiğim davaysa beni insanlığımdan utandırmıştı, insanlar birbirlerine nasıl bu kadar vicdansız olabiliyordu genç kadının yaşadıklarını duymak bile kaldırabilir gibi değildi birde o bunları yaşamıştı, kimliği açığa çıkmadan sesi duyulsun istiyordu, gözlerinde benim gazeteci olduğumu sesini duyurmak istediğimi söyleyince nasılda parlamıştı, patronu tarafından tecavüz edilmişti, bu da yetmez gibi tecavüzcü ve ailesi tarafından tehditler alıyordu, kendi ailesi de sırtını dönmüştü, yazabilecek misin?" diye sordu,

"yazacağım ne pahasına olursa olsun yazacağım" demiştim.

Bugün ilk defa yüreğim paramparça olsa da yaptığım işe saygım artmış, ne kadar önemli bir görevi üstlendiğimi bir kere daha anlamıştım, gazeteci demek gerçekler demekti, adalet demekti, vicdan demekti

Mesleğimi en iyi şekilde yapacağıma bugün kendi kendime söz vermiştim, taksiye bindim Baran'ın bütün ısrarlarına rağmen taksiyle geleceğimi bunun normal bir buluşma olmasını istediğimi söylemiştim ve evet hesabı yüzde yüz ben ödeyecektim, taksiden indiğimde Baran beni arabasına dayanmış bir şekilde bekliyordu o da her zamanki gibi siyahlar içindeydi birden gülesim geldi o da bıyık altında güldü

"sen hayırdır neye gülüyorsun"

""hiç öylesine"

Yanıma yanaştı beni kendisine çekti

"bana neden güldün"

"aklıma bir şey geldi"

İyice kendine yaklaştırdı

"dur ne yapıyorsun ya sokaktayız farkında mısın?"

"ben alışık değilim böyle şeylere"

"o zaman bana neden güldüğünü söyle"

"hep siyah giyiniyorsun ya, siyah şövalye"

"vay şövalye olduğumu düşünüyorsun demek ki ama haksızlık etme beyaz da giyiyorum" durdu düşünür gibi yaptı

"aslında ben senin düşündüğünün aksine renkli giyiniyorum ama sana denk gelmedi galiba, gülmeniz bittiyse hanımefendi geçelim mi?"

"geçelim beyefendi"

Ben önden o arkadan ilerlemişti bize ayrılan masaya geldiğimizde sandalyemi çekmişti yerime oturmama bekledi sandalyemi ittirdi kulağıma eğildi

"çok güzelsin bu gece gerçi sen her zaman güzelsin ya"

Başımı salladım heyecandan sadece fısıltıyla teşekkür edebildim, o da karşıma geçti oturdu, göl kıyısında salaş bir balık resturantıydı çevreme şöyle bir baktı.

"senin gittiğin yerlere pek benzemiyor biliyorum ama bizimkisi öğrenci işi biraz"

"bende yedi yirmidört öyle yerlere gitmiyorum zaten"

Arkasına yaslandı beni izliyordu,

"senin neyin var bugün, gözlerinde bir şey var"

Derin bir nefes aldım "bugün takip ettiğim dosyada kaldı aklım, o kız o kadar kötü şeyler yaşamış ki"

Başını salladı gözlerim doldu sesim çatladı "insanın insana ettiğini doğadaki hiçbir tür bir birine yapmıyor" derin bir nefes aldım ne söylersem söyleyeyim kurduğum her cümle anlamsız kalacaktı

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin