ADA
Arabaya binip,nasıl eve geldiğimi hatırlamıyorum bile şimdi soğuk çarşafın üzerinde olanı biten düşünmeye çalışıyordum.Zihnim bana ne tür bir oyun oynuyordu böyle.Doktorların tavsiyelerine kulak vermemeliydim. Hatıralar,geçmiş beni onu düşünmeye her şeyi gerçekmiş gibi hissetmeme neden olmuştu.Ama elini hissetmiştim,omzuma değen sıcacık elini.
Kapı tıklatıldı ardından da açıldı Zeynep anne içeriye girdi.Elini endişeyle ağzına götürdü
"ne olmuş sana böyle"
gözyaşlarımı silerek
"neyim varmış ki"
ayağa kalkarak boy aynasına baktım.Gözlerim kan çanağına dönmüş,dudaklarım ağlamaktan şişmişti, göz altlarımsa mosmordu
"ben burada iyi olamıyorum anne bu şehir beni hergün öldürüyor."
Elimi tuttu
"çok zor biliyorum ama geçecek kızım sabret,sabreden her zaman kazanır."
"yoo anne benim bir an evvel gitmem gerekiyor hemen"
Yatağın üzerinde duran çantayı elime aldım telefonun aradım ama bulamadım.
Deli gibi etrafta dolaşmaya başladım telefonu bir an evvel bulmalıydım.Ben her yerde telefonu ararken Eva içeri girdi
"hemen hazırlan Eva bugün dönüyoruz"
"ama yetişemeyiz"
Lafını tamamlamasını beklemedim
"bugün evimize dönüyoruz anladın mı?"
Ben etrafta telefonu ararken annem şaşkınlıkla bana bakıyordu
"kızım dur lütfen çocukları apar topar nereye götürüyorsun bekle en azından yarın gidersiniz"
"olmaz anne"
Eva'ya döndüm ilk defa sesimi yükselttim
"sana hazırlan dedim Eva hemen sağır mısın?"
İçerlemiş görünen Eva hızlı adımlarla odadan çıkmıştı onun peşinden bende aşağı indim arabada düşürmüş olabilirdim.
Yan koltukta duran telefonu aldım ve Fırat'ı aradım.Uçağı ayarlamasını birkaç saat içinde Amerika'ya dönmek istediğimi söyledim.İlk başta Fırat bunu kabullenmek istemedi ama ısrarlarım sonucunda ancak kabullenmişti.Uçak birkaç saate hazır olacaktı.
Annemlere Nevşehir'e gitmeyi planlamıştım.Ama şimdi bunu yapacak enerjim kalmamıştı.Yukarı çıkıp eşyalarımı apar topar valizlere tıktım ardından duşa girdim.Sıcak bir duşun ardından giyindim ve çocukları hazırlandım ben ve Eva öndeki arabayla, Zeynep anne arkadaki arabada hava alnına doğru gidiyorduk.Annem evde apar topar çocuklarla vedalaşmak istememiş havaalanına kadar bizimle gelmek istemişti.
Havaalanına yaklaşırken sahil yolunda siyah bir minübüs önümüzü kesti içinden yüzü maskeli adamlar indi,ellerinde silahlar vardı. Şöför ve yanındaki koruma silahlara davrandı.Adamlar birkaç saniyede arabanın etrafını sarmıştı.Kapıyı açtılar
"Ada hanım bizimle gelecek"
Koruma silahına mermiyi sürmek için hamle yaptığında yüzü maskeli olanlardan biri
"sakın hiç kimse zarar görsün istemiyoruz Ada hanım bir süre misafirimiz olacak"
Çevremde aracımıza doğrultulmuş bir sürü silah görünce nutkum tutulmuştu,ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.Yüzü maskeli olan adamlardan biri şoförün diğeride güvenliğin kafasına silah doğrultmuştu.Kafamı çevirip arkama baktığımda arkadaki şöförün güvenliğin ve Annemin arabadan indiğini gördüm onlarda silahlarına davranmışlardı. En kötüsü çocuklarım arabadaydı ve onların zarar görmesini istemiyordum.Ellerimi kaldırdım arabadan indim ,insan çocukları söz konusu olunca daha bir soğuk kanlı oluyordu galiba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL
Romanceeserin tüm hakları @duman2014 'e aittir. BARAN VE ADA'NIN HİKAYESİ YENİDEN YAZILIYOR :) BURADA OLAN PARMAK KALDIRSIN AŞK İÇİN NE KADAR İLERİ GİDERSİN? "Öyle mi benim küçük karıcım demek kendini öldürmeyeceksin" Sesi duymamla kapıya dönmem bir oldu...