gitmek!

16K 820 8
                                    

Baran odadan çıktıktan sonra bütün oda üstüme çökmüştü beni bırakmış,ayrılma fikrimi hemencecik kabullenmişti.Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.Sesimi duymalarından endişe ettiğim için pikenin altına girdim ve uzun bir süre hiçbir şey düşünmeden kalbimdeki acıyla ağladım.Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim,bunca zaman beni her ne olursa olsun bırakmayacağını söyleyen Baran ayrılmayı bu kadar çabuk kabullenmişti.Sonra ağladığım için kendime kızmıştım onun ailesi yüzünden benim ailem dağılmıştı ve aptal gibi ayrılığ kabul ettiği için ağlıyordu salaktım ben tam bir aptaldım.Bütün duygularım karmakarışık olmuştu, öğrendiğim gerçekler, bana yalan söylemesi beni kandırması öfke,hüzün,nefrets,aşk, sevgi hepsi bir birine karışmıştı ama ben dönüp dolaşıp kızdığım noktaya geri dönüyordum işte demek ki beni yeterince sevmedi ,buraya geldiğimizde ,buranın gerçekleriyle yüzleşince daha iyi anladı ve ayrılmayı belkide içten içe oda istedi.Aklıma onlarca yüzlerce şey geliyor her gelen olasılıkta da ağlama krizim nüksediyordu. Bütün gece olanı biteni düşündüm sabah ezanı okunuyordu ve benim gözüme bir damla uyku girmemişti.Uyuşmuş,günlerce dayak yemiş gibi yüzüm gözüm şişmişti.Sabah 6 gibi Selim aradı

"7de uçak hazır olacak Sizi İstanbul'a götürecek, o yüzden 6:30 da konaktan çıkmamız gerekiyor.Sizi ben bırakacağım efendim."

Sadece tamam diyebildim Selim'le daha fazlasını konuşacak gücüm yoktu.Bütün gece belki bir umut gelir ve beraber İstanbul'a döneriz diye düşündüm çünkü o bensiz yapamazdı,diye düşünürken ne gelmiş nede telefon açmıştı.Baran bensiz yapamaz diye düşünürken acaba ben onsuz yapabilir miydim?Onun yalanlarını yada gizlediği şeyleri unutabilir miydim,buralarda yapabilir miydim?

Her şeyden önemlisi ona tekrardan güvenebilir miydim?Şimdi İstanbul'a gidip onsuz ne yapacaktım.Onun kokusu olmadan ,ona sarılmadan uyuyabilir miydim? Telefonu elime aldım saat 06:10 geçiyordu az bir zamanım kalmıştı.Hemen üstümdekileri çıkardım valizden bir kot bir tişört onun üstüne de bir şal aldım.Diğer kıyafetlerimi ve eşyalarımı valize tıktım.Çantamdan güneş gözlüklerimi çıkardım,taktım ,en azından şimdi şiş ve kıpkırmızı gözlerim kamufle olmuştu. Valizimi ve çantamı aldım tam kapıdan çıkacakken Selim'inde buraya doğru geldiğini gördüm

"müsadenizle Ada hanım ben alayım" diyerek elimdeki valizi aldı.Odaya son bir kez baktım ,sonra birden Baran'ın tişörtünü gördüm hızlıca odaya girip tişörtü çantama attım.Derin bir nefes aldım ve 2 kat aşağıda olan çıkış kapısına doğru ilerledim.Bineceğimiz araba dışında iki araba daha vardı ve onlarda güvenlik amacıyla bizi takip edeceklerdi.

Bir süre yol gittikten sonra midem bulanmaya başladı Selim'e arabayı acil kenara çekmesini söyledim.Midem bomboştu dün öğlen yemeğinden beri mideme doğru düzgün bir şey girmemişti.Araba durur durmaz sıcaktan kurumuş otların arasına attım kendimi ve öğürmeye başladım.Midemdekileri çıkardıktan sonra Selim

"iyimisiniz Ada hanım?" diyerek elindeki su şişesini uzattı.İyi değildim hiç iyi değildim elindeki su şişesini aldım,ağzımı çalkaladım,yüzüme yıkadım .Arabaya doğru ilerledim,arabanın bagaj bölümüne yaslanarak

"hiç iyi değilim Selim"dedim .

"doktora gitmek ister misiniz?"

"uçağı bir yada iki saat sonrasına alabilir misin acaba Selim?"

"bir uçak sorumlusuyla görüşeyim biliyorsunuz havaalanından izin almaları geriyor mümkünse ayarlarız."

Telefonundan bir numara çevirdi ve yanımdan uzaklaştı konuşması bitince yanıma geldi

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin