Dağılmış oda da öylece oturdum kafamı toparlamam ve buradan gitmem gerekiyordu sevdiğim adamın, bana karşı bu kadar hoyrat kaba olabileceği aklımın ucundan geçmezdi, bana söz hakkı yaşam alnanı tanımıyordu benim fikirlerime önem vermiyordu
"Ada hanım ne oldu burada böyle ,iyimisiniz"
Oturduğum yataktan doğruldum
"hiçbirşey yemeyeceğim Fatma al götür" usulca yanıma sokuldu
"yapma böyle hanımım, beyimiz zaten zor günler geçiriyor iyice dellendirme"
Buralarda teslimiyetten ve acıdan başka bir şey görmeyen Fatmadan da farklı birşey düşünmesini bekleyemezdim .
"Fatma ben burada bu şekilde ölürüm anlıyormusun,nasıl kabul ederim böyle bir şeyi"
Gözleri dolan Fatma
"biz köylüyüz hanımım yaşadıklarını elbette ki anlayamayız, okumadık etmedik ama he bir sakinleş bir kalbinin sesini dinle bak o zaman sende beyime hak vereceksin
"bana bak Zilan ben beyine aşığım ama bu olayı kabullenmem mümkün değil.sana güvenebilir miyim?" başını salladı
"söz ver kimseye bir şey demeyeceğini"
"söz hanımım söyle"
"eğer Baran gitmeme izin vermezse ki öyle duruyor ben buralardan kaçacağım bana yardım eder misin?"
Yataktan kalktı yüzünde korku vardı
"sakın ha hanımım öyle bir şey yapma beyim seni değil ama senin kaçmana yardım edeni kesin öldürür görmedin mi halini beyim hayatında ilk defa birine silah çekti yapma Ada hanım kimsenin günahına girme bu günaha ortak olamam hanımım ne sen böyle bir şey bana söyledin nede ben duydum"
Fatma'ya öyle öfkelenmiştim ki Baran yerine onu parçalayabilirdim
"tepsiyede al çık dışarı Fatma.kimseyi görmek istemiyorum."
Gece Baran bir ara odaya geldi uyuyor numarası yaptım onunla konuşmak istemiyordum.Yanıma yanaştı saçlarımı okşadı bir tutam saçımı aldı ve burnuna götürdü
"seni bırakmamı nasıl istersin benden.sende biliyorsun ne sen bensiz nede ben sensiz yaşabilirim. Hırçın sevgilim benim.zor olacak ama her şey düzelteceğim sana söz."
Sesini duymak,kokusunu,elini hissetmek bir anlığına olsada içimdeki bütün öfkeyi alıp götürmüştü.Neden böyle olmuştu, neden böyle olmak zorundaydı.Baran odadan çıkar çıkmaz bastırmaya çalıştığım göz yaşlarımı özgürlüğüne bıraktım.Sabaha karşı güçlükle uyudum.
Sabah uyandığımda Zeynep anne koltukta oturmuş uyanmamı bekliyordu .Başım dün yaşadığım kriz ve ağlama nöbetlerinden zonkluyordu.Zeynep anneyi görmemle yataktan doğruldum
"uyandınmı kızım hadi gel elini yüzünü yıkayalım"
yavaşça yataktan kalktım bütün kemiklerim dayak yemişim gibi ağrıyordu. Zeynep anneye tutunarak lavobaya gittim.Elimi yüzümü yıkamama yardım eden Zeynep anne
"Baran yok kızım,gel senle anne-kız bir kahvaltı yapalım."
Duvara tutunarak yürüdüm
"yok anne canım bir şey çekmiyor." Elimi tutan Zeynep anne
"hadi kızım kırma beni gel,kızlarda biraz odayı havalandırsın."
Yavaşça başımı salladım. Sofra bu sefer salona kurulmuştu ve ortada kimse görünmüyordu.Kızlar sadece çay ve omleti getirip çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL
Romanceeserin tüm hakları @duman2014 'e aittir. BARAN VE ADA'NIN HİKAYESİ YENİDEN YAZILIYOR :) BURADA OLAN PARMAK KALDIRSIN AŞK İÇİN NE KADAR İLERİ GİDERSİN? "Öyle mi benim küçük karıcım demek kendini öldürmeyeceksin" Sesi duymamla kapıya dönmem bir oldu...