Ada
Çocukları emzirdikten sonra onları pusetlerine koymuştum,annem ve babamda uyanmış beraber kahvaltı yapıyorduk bir taraftan da haberleri izliyorduk.
Birden bir son dakika yazısı ekranlarda belirdi.
"uçağa bomba ihbarı!" yazıyordu.Spiker
"şimdi bir son dakika haberini sizlerle paylaşmak istiyoruz. Eski gazeteci, Ünlü iş adamı Baran Karlıdağ'ın uçağına bomba ihbarı yapıldığı ve uçağın acilen Ankara Esenboğa havalimanına indiği bildirildi."
Elimdeki çay bardağı öylece elimden kayıp yere düştü herkes telaşla bir şeyler konuşuyordu.Beynimde sesler uğulduyordu.Kendimi güçlükle toparladım
Telefonu elime aldım Baran'ı aradım ama telefonu kapalıydı ardından Fırat'ı o da meşguldu. Bütün sesler başımı döndürmüş,kanım çekilmişti.Telefonun çalmasıyla kendime geldim
"Allah'ım lütfen Baran olsun lütfen iyi olsun"
Tanımadığım bir numaraydı açtım.Bir yerlerden tanıdığım ama çıkaramadığımı bir ses
"merhaba Ada'cık beni tanıdın mı?"
"kimsiniz"
"şimdi yavaşça o yanındaki kalabalıktan uzaklaş Ada ve beni dinle"
Yavaşça uzak bir köşeye geçtim
"kocan sana ne diyordu ufaklık Baran'ın ufaklığı.ama sen bence daha güzel kelimeleri hak ediyorsun"
"Ne istiyorsun"
"kocanın başına gelen talihsiz olayı duydun mu eğer kocanın yaşamasını istiyorsan peşine korumaları takmadan dediğim adreste olacaksın ve kimseye ama hiç kimseye bir şey söylemeyeceksin bir saatin var."
Ada
Telefonu kapattım "sakin ol Ada sakin ol annenlere belli etme" kendimi yatıştırmaya çalışırken annem "Baran mı aradı kızım iyimiymiş?" sesimin titremesine engel olmaya çalışarak
"yok anne olayı duyan bir arkadaşım aramış"
tereddütle telefona baktım tam bir saatim vardı ve evde oyalandığım her dakika vakit kaybediyordum.
"anne çocuklar sana emanet ben duramayacağım hemen çıkmam gerekiyor"
"nereye kızım dur bizde gelelim "
"Hayır anne ben havalimanına gidiyorum Baran'ı karşılayacağım evde duramam ev üstüme geliyor"
Portmantoda duran çantamı ve ceketimi aldım annemin daha fazla konuşmasına müsaade etmeden evden çıktım kapıda ki güvenlik beni görür görmez
"dışarıya çıkacağınız bilgisi bize verilmedi efendim"
"size verilecek bir bilgi yok anahtarı ver"
"üzgünüm Ada hanım Baran beyin kesin talimatı gideceğiniz yere biz refakat edelim"
"Baran istedi gitmemi onun yanına gidiyorum ve siz gelmiyorsunuz hemen anahtarları verin"
Adam gözlerime bakmaya devam etti
"hemen dedim size hemen "
Cebindeki anahtarları çıkardı uzattı.arabaya binerek çalıştırdım ve patika yoldan ilerledim ana güvenlik kapısından çıkar çıkmaz hızla uzaklaştım.Ne kadar hızlı gidersem gideyim yol bir türlü gitmek bir türlü bitmek bilmiyordu.Fırat belki 10 defa aradı.sonra yine o numara aradı
"çıktın mı ufaklık evden"
"çıktım Allahın belası lütfen Baran'a bir şey yapma"
"sen kimseye bir şey söylemezsen bende kocana bir şey yapmam ama bu tamamen senin elinde yoksa kocan binlerce parçaya ayrılır ve başında ağlayacağın bir mezarı bile olmaz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL
Romanceeserin tüm hakları @duman2014 'e aittir. BARAN VE ADA'NIN HİKAYESİ YENİDEN YAZILIYOR :) BURADA OLAN PARMAK KALDIRSIN AŞK İÇİN NE KADAR İLERİ GİDERSİN? "Öyle mi benim küçük karıcım demek kendini öldürmeyeceksin" Sesi duymamla kapıya dönmem bir oldu...