Uçak yolculuğu boyunca düşündüğü tek şey bu olmuştu duyduklarının şokuyla Ada'ya gitmek istemedi.Ada yeterince dertleriyle ilgilenmiş,kendisi de acı çekmişti hem her şeyi herkes çok yakında nasılsa öğrenecekti. Salih'le yaptığı konuşma hala kulağındaydı
"annen mezarında mı bir bak istersen"
Yavaşça başını Salih'e çeviren Ezgi
"ne dedin sen"
"şeytan sadece fısıldar zeki insanlar bunu hemen anlar aptallar ise 2.şans ister...bana gelince aptallara tahammülüm yok...şimdi odamdan çık git ve bir daha beni rahatsız etme..."
Hostes kızın sesi Ezgi'yi kendine getirmişti ellerini yumruk yaptığını fark etti.Kız bir şey isteyip istemediğini sorunca sadece su diyebildi.şimdi gerçekten bir bardak suya ihtiyacı vardı içindeki pislik belki böyle giderdi.Suyu aldı bir dikişte içti çantasındaki ipodu çıkardı müzik dinlemeye ihtiyacı vardı.
Müziğin ritmi suyun yapamadığını yaptı ve ağlamaya başladı camdan dışarı seyredip yaşadıklarına,başına gelenlere lanet edip durdu.İnsanların acımasızlığına,duygusuzluğuna insanın insana yaptığını doğada hiçbir canlı birbirine yapmıyordu.Bir baba bütün bunları nasıl yapabilirdi.İçindeki öfkeden çok korkuyordu artık,kendini frenlemenin bir yolunu mutlaka bulmalıydı.Yoksa kendinden utanacağı şeyler yapacaktı.Ama kimsenin yanına da yaptıklarını bırakmayacaktı.Koltukta bütün vücudu tutulmaya başlayınca kıpırdandı ve kendisine uzatılan mendili fark etti.Kafasını döndüğünde 35 yaşlarında da hafif çekik gözlü karayiplileri andıran uzun saçlı,kirli sakallı bir adamı gördü adam ona mendili uzatmaya devam ediyordu elinden selpağı aldı,kulaklığını çıkardı ilk önce gözyaşlarıyla ıslanan yüzünü sildi adama İngilizce teşekkür etti ve adamın cevabını beklemeden tekrar başını pencereye doğru çevirdi ama yine ağlamaya iç geçirmeye başladı
"biraz daha ağlarsan uçak gözyaşlarından denize batacak küçük kız"
küçük kız lafına takılmıştı ve bu adam Türkçe mi konuşmuştu az önce inanamıyordu.
"can güvenliğimizi düşündüğünüz için teşekkürler bay adam"
küçük kız lafına böyle bir gönderme yapmak istemişti sonuçta ergen muhabbeti yapmayacaktı.
Adam çarpık gülümsemesiyle derin ah sesi çıkardı
"ahh bu kadınlar salya sümük ağlarken bile yaşlarını dert edebiliyorlar buda sizin türe ait bir şey" yeşil gözleri çakmak çakmak olan Ezgi
"seninle,tanımadığım bir adamla kadın erkek meselesini tartışamayacağım selpak için teşekkürler uçakta canın sıkılıp kız tavlamaya çalışıyorsan bas git yoluna"
"kendine çok güveniyorsun küçük kız,küçük kızlarla işim olmaz"
Homurtuya benzer bir gülüşle Ezgi'ye bakan adam ardından hiçbir şey olmamış gibi içkisini yudumladı ve elindeki kitaba geri döndü.
Uçaktan iner inmez taksiye binen Ezgi soluğu Fırat'ın evinde aldı.Uzun zil seslerinin ardından Fırat kapıyı açmıştı uykulu yüzü Ezgi'yi görünce yerine tebessüme bırakmıştı
"sen nerden çıktın neden haber vermedin gecenin bu saatinde tek başına taksiyle geliyorsun"
"Sürpriz yapmak istedim beni içeri almayacak mısın?"
"Gel buraya"
Belinden Ezgi'yi kavrayan Fırat Ezgi'yi boynundan öptü
"ımmm bu kokuya bayılıyorum" Ezgi gülümsedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL
Romanceeserin tüm hakları @duman2014 'e aittir. BARAN VE ADA'NIN HİKAYESİ YENİDEN YAZILIYOR :) BURADA OLAN PARMAK KALDIRSIN AŞK İÇİN NE KADAR İLERİ GİDERSİN? "Öyle mi benim küçük karıcım demek kendini öldürmeyeceksin" Sesi duymamla kapıya dönmem bir oldu...