Ada
40 gün göz açıp kapanıncaya kadar geçti diyemeyecektim,kasvetli,kederli ve zordu.Baran sürekli dışarıdaydı ve onu ancak akşamları görebiliyordum.Doğru düzgün baş başa kalamıyorduk, bundan çok fazla şikayet edemiyordum çünkü uğraşmak zorunda olduğu pek çok problem vardı ve ben anlayışsız davranmak istemiyordum. 4O gün boyunca zamanımın büyük çoğunluğu neredeyse evde geçirdim.Bir defa çarşıya inebilmiş,bir defada Baran'la yürüyüşe çıkabilmiştik. Baran'ın kardeşi Selahattin ne yazık ki felç kalmıştı ve doktorlar yürüme şansının çok küçük bir ihtimal olduğunu belirterek gerekli rehabilitasyon sürecini başlattıklarını belirtmişti.Bir de üstüne üstlük Baran'ların çalışanlarından biri kendi kendine görev üstlenerek sözde beylerinin kanını yerde koymamış ve Yörükoğlu ailesinden iki kişiyi öldürmüştü.
Bu olay sonrasında Baran katili adalete teslim etmesine rağmen herkes diken üstündeydi ve koruma sayıları neredeyse 3 katına çıkarılmıştı.Bizim odamızın bulunduğu katta bile sadece beni takip eden 4 kişi vardı.Ve bugün büyük gündü şehrin ileri gelenleri toplanacak ve bu olayın kan davasına dönüşmesini engelleyeceklerdi.
Baran erken kalktı ikimizde bugün yapılacak toplantıdan dolayı çok gergindik birbirimizle neredeyse hiç konuşmadık,göz göze gelmemeye çalışıyorduk.Baran benim her şeyimdi ve onu kaybetme fikri beni deli ediyordu.Şimdi onu böyle sonunun ne olacağını bilmediğim bir yere göndermek beni mahvediyordu. Bütün ev halkı Baran'ı uğurlamak için kapının önüne gelmişti.Herkes sırayla Baran'ı dikkatli olması konusunda uyarıyordu Baran toplantıya enişteleriyle gidiyor Fırat'ı bizimle bırakıyordu.Bunun gizliden gizliye bir tedbir olduğunu dönemezse geride kardeşini bıraktığını biliyordum.
Bütün gün neredeyse ilk defa göz göze gelmiştik birbirimize baktık
"okyanuslar yine taşacak galiba Ada hanım görende ölüme gidiyorum sanır."
Baran öyle söyleyince bütün kanım çekilmiş,kendime dik durma konusunda verdiğim telkinler yerle bir olmuştu.Kendime daha fazla engel olamayarak
"gitme,beni bırakma" diyerek boynuna sarıldım.Biliyorum burada böyle herkesin içinde duyguların ifade edilmesi hoş karşılanmıyordu ancak umurumda da değildi.Sımsıkı birbirimize sarıldık
"ooo sen şimdiden yelkenleri suya indirdin hanım,ben demedim mi ağlamak yok diye,merak etme bir şey olmayacak bana güven"
alnımdan öptü ve evden çıktı.
Onun çıkmasının ardından kapılar kapandı daha fazla ayakta duracak dermanım kalmamıştı olduğum yere bıraktım kendimi ağlamaya başladım hıçkıra hıçkıra ağlarken Zeynep anne yavaşça omzuma dokundu
"güçlü olmak zorundasın kızım, Baran mutlaka bir ortayol bulur ama kötü düşünme rahmetli anam kötü kötüyü çağırır derdi.Baran gelecek Allah'ın izniyle."
Bu kadar sakin olması kanıma dokunmuştu
"nasıl bu kadar soğukkanlı olabilirsiniz? Baran sizin oğlunuz,siz kocanızı toprağa verdiniz,Selahattin'in durumu ortada "
Hiddetlenen Zeynep anne
"kendine gel gelin hanım benim sözümü beğenmemek sana kalmadı.Ama çok merak ediyorsan acı insanı büyütüyor sen istesende istemesen de."
Herkes Zeynep annenin ardından gitti bir tek Fırat kaldı
"merak etme yenge ne olursa olsun abim döner sen daha abimi tanımıyorsun. Abim İstanbul'un kurtları karşısında ayakta kalmış,dünyada başa edemediği zorluk kalmamış buranın eski kafalı kurtlarımı abime diz çöktürecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL
Romanceeserin tüm hakları @duman2014 'e aittir. BARAN VE ADA'NIN HİKAYESİ YENİDEN YAZILIYOR :) BURADA OLAN PARMAK KALDIRSIN AŞK İÇİN NE KADAR İLERİ GİDERSİN? "Öyle mi benim küçük karıcım demek kendini öldürmeyeceksin" Sesi duymamla kapıya dönmem bir oldu...