Selim
Ben Baran abiyi çok uzun yıllar önce tanımıştım.üniversiteyi yeni bitirmiş İstanbul'a gelmişti.Bende birkaç yıl önce büyük umutlarla köyde ırgat olarak kalmak yerine büyük şehre gelip adam olmayı seçmiştim.Ne kadar adam olduğumsa tartışılırdı.İlk inşaatlarda başladım sonra bir arkadaşım sayesinde iri bedenim avantajını da kullanarak bir pavyona, oradan da bir barda koruma olarak işe başlamıştım. Uyuşturucuyla da o zaman tanıştım gittikçe kanıma daha fazla girmesine izin verdim.ben onun ve paranın tutsağı olmuştum artık.Bir gece ne olduğunu anlamadığım bir anda etrafımı 10 adam çevirmiş ve tekme tokat girişmişti.işte biz o gece tanıştık yerde yüzümü gözümü korumak isterken iki büklüm olduğum sırada Baran abi gelmiş ve beni adamlardan kurtarmıştı.o gün bugündür ben abimin yanındaydım ve onu ilk defa bu kadar dağılmış beter olmuş gördüm.Biz onunla çok beter durumlardan çıkmış,büyük saldırılara uğramış,yeri geldiğinde büyük kavgalara girmiştik ama ilk defa ikimizde bu kadar acizdik. O sevdiği kadına karşı bende ise ona yardım edememenin aciziyeti mahcubiyeti vardı.
Tuvaletten beni kovduktan sonra Diana'yı bulmak için peşinden gittim ama duyduğum büyük sesle tekrar geri döndüm içeri girmemle ortalığın kan revan içinde kaldığını gördüm.Kan tavana kadar sıçramıştı hemen üzerimdeki ceketi ve gömleği çıkardım.gömleği Baran abinin koluna bastırdım ama kan duracak gibi değildi
"yetişin lan "diye bağırdım.içerden personel geldi.
"çabuk arabayı hazırlayın temiz bez getirin durmayın lan "
gelenler telaşla dağıldılar.arka kapıdan abimi çıkardık.hemen arabaya attık kan kaybından ve girdiği şoktan Baran abi bayılmıştı.Hemen hastanenin acil servisine girdik,onu hemen ameliyata aldılar.Ne yapacağımı ne edeceğimi bilemedim Serdar'ı aradım
"alo serdar hastanedeyiz hemen gel ve hangi cehennemdeyse Fırat abiyi bul çıkar"
Uzun çok uzun bir ameliyatın ardından Baran abiyi ameliyattan çıkarmışlardı. Allahtan hastanenin uzman ekipleri iş başına geçmişlerdi yoksa Baran abimin sakat kalma riski bile vardı.İki günü hastanede geçirdik.Baran abim ne kimseye haber vermemizi nede kimseyle konuşmak istiyordu.Taburcu edileceği gün sadece hastaneye kuaförünün gelmesini istedi.Saç sakal traşı oldu.Giyindi ve hastaneden çıktık.Yolda giderken bir ara Selim asistan kızla iş yemeği haberini Yeşim'in sızdırdığını söyledi
Baran abi kimseye bir şey söylememizi öğleden sonra konferans salonuna herkesin gelmesini istediğini söyledi.Bizi yarı yolda indirdi.Kısa bir süre taksi bekledik Serdar'la gelen ilk taksiye atladık ikimizde çok yorulmuştuk evlere gidip bir banyo yapıp şirkete geçecektik.Tam Serdar ineceği sırada bir telefon çaldı.Selim telefonu bana uzattı arayan Fırat'tı.
"nerdesin abi sen?"
"Fransa'dayım "
"Sen nelere sebep olduğunu biliyor musun? bu nasıl bir korkaklıktır. abin ölümden döndü hastaneden yeni çıktık.hangi karının koynundaysan bir an evvel çık gel abin ölüyor,şirkette elden gidiyor."
Baran
Şimdi her şeyi toparlama zamanıydı acımı içime gömüp gerçek dünyaya dönme zamanıydı ama Ada'sız bu imkansızdı. Ada'yı geri alamadıktan sonra bu şehirde yaşamanın da bir anlamı yoktu.Evin önüne geldim güvenlikten bir dürbün vermesini istedim onu uzaktan da olsa görmeyi çok istiyordum..Büyük hayaller kurarak aldığım eve taşınmışlardı.Verandada sabah kahvaltısını hazırlıyorlardı ama Ada ortalarda yoktu ve evet dürbünle onu ararken kapıdan bir peri kızı gibi çıkmıştı.Karnı belirginleşmiş vücut hatları dolgunlaşmıştı üzerinde bembeyaz bir elbise vardı,saçlarını at kuyruğu yapmıştı.burnumun direği sızladı ona bu kadar yakın ve bu kadar uzak olmak katlanabileceğim bir şey değildi.Şimdi buralardan gitme zamanıydı bu acıyla başa çıkmanın başka yolu yoktu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL
Romanceeserin tüm hakları @duman2014 'e aittir. BARAN VE ADA'NIN HİKAYESİ YENİDEN YAZILIYOR :) BURADA OLAN PARMAK KALDIRSIN AŞK İÇİN NE KADAR İLERİ GİDERSİN? "Öyle mi benim küçük karıcım demek kendini öldürmeyeceksin" Sesi duymamla kapıya dönmem bir oldu...