benim evim...

16.3K 818 15
                                    

"gidemedim"

"neden?"

"nereye gidecektim ki senin olmadığın her yer benim evim olamaz artık.onu fark ettim."

İkimizde sessizce ağlıyorduk

"seni çok özledim" diyerek boynuna atladım.Şimdi dünyanın en güvenli,en huzurlu yerindeydim.Ben tam buraya onun göğsüne aittim.

"Bir daha bir yer gitmene izin vermem.bir daha beni bırakmana izin vermem"

"bir daha bir yere gitmeme izin verirsen seni mahvederim"

Yavaşça birbirimizden ayrıldık.elimden tuttu içeriye götürdü.Geniş bir sofanın ardından bir odaya geldik.Bembeyaz çarşaflar,otantik köy yastıklarıyla süslenmiş bu oda naftalin kokuyordu.Yavaşça beni yatağa oturttu pencere kenarında duran sandalyeyi çekti oturdu.

"uzun uzun seni dinlemek istiyorum.neden vazgeçtin anlat bana"

"ben konuşmak istemiyorum"

Gömleğine uzandım

"şuan başka bir şey yapmak istiyorum." Gömleğinin düğmelerini çözmeye başladım.Kollarından çekip çıkardım gömleğini, göğsünden öptüm

"tam burada uyumak istiyorum."

"sadece uyumak mı istiyorsun."

arsızca sırıttım bazen kendimi gerçekten tanıyamıyordum. Olumsuz anlamda başımı salladım.Uzun uzun yüzüme bakan Baran

"tişörtümü giymişsin."

"çok özleyince tişörtleriyle yetindik ne yapalım." Dudaklarından öptüm

"seni çok özledim"

"Bende seni"

Sabah horoz sesleriyle uyandım baran hala uyuyordu.Yatakta gerinmek,onun kollarında olmak harika bir histi.Yataktan kalkasım hiç yoktu ama horoz duracağa benzemiyordu.

Kalktım ortalığı keşfetmeye ve bize güzel bir kahvaltı hazırlamaya karar verdim.Sabah ışığıyla odanın güzelliği iyice ortaya yayılmıştı,bembeyaz duvarlarda tek resim şahmerandı.Perdeler yatak örtüleri çarşaf sakız gibi beyazdı. Yastıklarda ki el işlemesi çiçek desenleri ayrı bir güzellik katmıştı.Yatak ise eski somyaydı,yatağın yanında küçük bir komidin üstünde eski tip bir çalar saat ve onun yanında da ufak bir gaz lambası vardı.Keşke Antalya'da olmak zorunda olduğumuz dönem içinde burada kalabilseydik.

Hemen üzerime Baran'ın tişörtünü ve pantolonunu giydim.Parmak uçlarımda dışarı çıktım.Küçük bir sofa yanında da iki ayrı oda bulunuyordu.Biri oturma odası olarak döşenmiş diğer odada ise büyük bir yüklük ve sedir bulunuyordu.Hemen o odanın yanında da minik bir tuvalet vardı.Hemen lavobada elimi yüzümü yıkadım.Dışarı çıktığımda elinde yumurtalarla yürüyen yaşlı bir kadın gördüm güleç yüzüyle

"hoş gelmişsin kızım,uyandınız mı ben şimdi kahvaltınızı hazır ederim."

"Hoşbuldum teyze Baran daha yatıyor bende biraz etrafı dolaşmak istedim hem de kahvaltı hazırlarım diye düşündüm."

Eliyle onu takip etmemi istedi,karşı tarafta 2 katlı ayrı bir yapı mevcuttu içeri girdiğimizde yine büyük bir sofa sofanın karşısında da bir mutfak bulunuyordu. Mutfakta benden büyük olduğunu tahmin ettiğim genç bir kadın fırından sıcacık börek çıkarıyordu. hemen atıldım

"peynirli mi o börek?" güleç yüzlü teyze

"evet kızım biraz soğusun çayla beraber afiyetle yersin"

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin