Bana sıkıca sarılan Baran
"boşver canım şu an o kadar mutluyum ki geçmişte yaşadığım her şey için dua edebilirim.Sonunda sen bana geldin ya"
burnumdan öpen Baran
"mutlumusun ?iyimisin? Şuan önemli olan tek şey sensin benim için "
Gülümseyerek "hiç olmadığım kadar mutluyum,hiç bitsin istemiyorum sonsuza kadar böyle kalmak istiyorum."
Çırılçıplak bedenlerimizle birbirimizin sessizliğinde kaybolduk.İkimizde bu rüyanın bitmesinden korkuyorduk.Onun korkularının geçmişine dair olan kaygılarının etkisiydi benimkisi tecrübesizlik.
Güneş ışıkları gözlerimi kamaştırırken uyandım,gerindim yataktan doğruldum,gerinirken Baran'ın beni izlediğini fark ettim.Çırılçıplaktım hemen üzerime pikeyi çektim
"ya ne kadar edepsizsin sen benimi izliyorsun"
Oturduğu koltuktan doğrulan Baran ayağa kalktı
" o kadar güzel bir manzaram var ki sabahtan akşama kadar her türlü edepsizliği yapabilirim"
Yanıma gelen Baran dudaklarımdan öperek
"hadi uykucu kalk duş al bende kahvaltı hazırlayayım kahvaltı yapar geri döneriz.Yoksa bu tekneden bir hafta çıkamayacağız"
Göz kırpan Baran'a kapıdan çıkarken "benim bir itirazım yok" diyerek gülümsedim.Hızla yanıma gelen Baran "demek itirazın yok,hadi o zaman seni yıkayalım" ılık suyun altında onun vücudu keşfetmek,korkmadan,çekinmeden bunu yapabiliyor olabilmek suyun saflığında bedenlerimizin tekrardan birleşmesi muhteşem bir histi.
Bu adamla çıktığım yeni yolculuğun beni nerelere savuracağını bilmeden hayatımda ilk kez anın tadını çıkarmanın sarhoşluğu,deli gibi kalp çarpıntısı,midemdeki kelebeklerle kendimi hiç olmadığım kadar mutlu,hiç hissetmediğim kadar garip hissediyordum.
O beni bulana kadar çok bedel ödediğini söylemişti,ben neyin bedeli karşılığında ona sahip olduğumu bilmiyordum.Öğrenecektim,hemde paramparça olarak....
İstanbul'a dönmek beni hüzünlendirmişti,şimdi ne olacaktı aileme ne diyecektim.Bir aydır doğru düzgün tanımadığım bir adama aşık olduğumu ve evlenmek istediğimi nasıl anlatacaktım.Yavaşça elime dokunan Baran
"ne düşünüyorsun güzelim,neden durgunlaştın?"
Ona bunu nasıl anlatabilirdim ki kaygılarımı,endişelerimi
"bilmiyorum,keşke hep Dubai'de kalsak seninle. İstanbul'a dönünce her şey kötüye gidecekmiş gibi geliyor"
"neden kötü gitsin,hem ben senin yanındayım. Her şey güzel olacak. Haftaiçi işleri ayarlayacağız. Haftasonuda seni ailenden isteyeceğiz oldu mu?İstersen sen iki gün önceden gidersin "
"aileme ne anlatacağım,seninle ilişkimiz çok yeni onları nasıl ikna edeceğim."
Ellerimi ellerinin içine alarak okşadı
"aşkımızla her şeyin üstesinden geleceğiz,yeterki zorluklara boyun eğmeyelim sevgilim"
Uçak yolculuğu boyunca konuşmadık onunda benimde düşünmeye ihtiyacımız vardı. Dubai benim için ne kadar rüyaysa İstanbul o kadar gerçekti. Havaalanına iner inmez bizi Selim karşıladı kısa bir selamlaşmadan sonra arabaya bindik ve harekete geçtik . Selim'in omuza vuran Baran
"hazırlıklara başla Selim yakında düğünümüz var."
Arabayı sert bir frenle durduran Selim "sen beni işletmiyorsun değil mi abi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL
Romansaeserin tüm hakları @duman2014 'e aittir. BARAN VE ADA'NIN HİKAYESİ YENİDEN YAZILIYOR :) BURADA OLAN PARMAK KALDIRSIN AŞK İÇİN NE KADAR İLERİ GİDERSİN? "Öyle mi benim küçük karıcım demek kendini öldürmeyeceksin" Sesi duymamla kapıya dönmem bir oldu...