O gece Ezgi bende kaldı defalarca aramama rağmen Baran telefonlara çıkmadı.Ezgi'yle yatakta dondurma yedikten sonra film izleyip sonrada yatakta sızdık.
Sabah telefonun çalmasıyla uyandım başım çok şiddetli ağrıyordu,gözlerim ağlamaktan hala yanıyordu ve telefona yetişemedim.Zar zor yataktan kalkıp makyaj masamın üzerinde duran telefonu elime aldığımda Baran'ın aradığını gördüm.Hemen geri döndüm telefon açılır açılmaz
"senin niyetin beni öldürmek mi neden telefonlarımı açmıyorsun?nasılsın?baban,kardeşin nasıllar?
Derin bir nefes alan Baran "hastaneyiz ben iyiyim kardeşim ve babam yoğun bakımda ve ailemi toparlamakla uğraşıyorum o yüzden dönemedim."
Çaresizlikle yatağa oturdum
"durumları çok mu kötü"
"durum biraz kritik, bekliyoruz."
Derin bir nefes aldım
"yanında olmak,sana destek olmak istiyorum."
"seni bu karışıklığın içine sokmak istemiyorum,sen İstanbul'da kal ben işleri yolu koyar koymaz yanına geleceğim."
"seni çok seviyorum,lütfen bir an evvel gel"
"emin ol ben seni daha çok seviyorum,kendine iyi bak aklım sende kalmasın ufaklık"
telefonu kapattığımda Ezgi'nin ayaklandığını gördüm
"ne olmuş var mı bir gelişme "
"durumları pek iyi değil galiba Baran pek söylemek istemese de sesinden anladım benim oraya gitmemi istemedi.bekliyorlarmış hastanedelermiş."
"inşallah düzelirler canım beklemekten fazla yapacak bir şey yok,hadi gel uyuyalım daha çok erken yedi bile değil."
"uyuyamam artık ben" oflayarak yataktan çıkan Ezgi
"hadi o zaman bir yürüyüş yapıp kahvaltı yapalım açılırız biraz ne dersin"
"yürüyüş iyi gelebilir" kalkıp giyindik ve evden çıkmak için kapıyı açtığımızda Selim'i karşımda gördüm
"ne işin var burada Selim"
"görev yerim burası Ada hanım"
"bütün geceyi burada mı geçirdin"
"gece 12den sonra arabadaydım nöbetçi arkadaşlar kapınızdaydı sabah diğer grup görevi devraldı Ada hanım ama ben hep burada olacağım"
"ne kadar böyle sürecek "
"Baran bey dönene kadar"
"içeri gir Selim Nimet hanımın yanındaki boş odayı kullanırsın"
"siz bir yere mi Ada hanım"
"evet dışarı çıkıyorum biraz yürüyeceğim"
"buna müsaade edemem"
"senden izin almam gerektiğini bilmiyordum"
"izin değil efendim benim görevim Baran beyin talimatları yerine getirmek"
tamamen önümde duran Selim kapıyı adeta kaplamıştı ,kapıdan çıkmam imkansızdı ama biraz yürümek iyi gelecekti
"peki o zaman Ezgi hanım bırakta çıksın"
Ezgi'ye göz kırptım kapının önünden çekilen Selim'den fırsat bilerek kapıdan çıktım hemen ardımdan da Ezgi
"siz burada biraz takılın kahvaltı yapın biz geliyoruz" Selim'in çok sinirlendiği her halinden belliydi.Asansörle aşağı indik yürümeye başladık peşimizden üç arabada bizi takip ediyor önden iki koruma,arkadan da iki koruma bize eşlik ediyordu..Elinde telefonla dibimde biten Selim "Baran bey " diyerek telefonu uzattı,telefonu kulağıma koyup alo dememle Baran'ın kükremesi bir olmuştu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL
Romanceeserin tüm hakları @duman2014 'e aittir. BARAN VE ADA'NIN HİKAYESİ YENİDEN YAZILIYOR :) BURADA OLAN PARMAK KALDIRSIN AŞK İÇİN NE KADAR İLERİ GİDERSİN? "Öyle mi benim küçük karıcım demek kendini öldürmeyeceksin" Sesi duymamla kapıya dönmem bir oldu...