Merhaba diğer kitaplarımdan belli bölümleri buradan paylaşacağım devamını okumak isteyenleri hikayeme beklerim.
"Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim" NAZIM HİKMET RAN
İçindeki büyük korkuyla havalananının çıkış kapısına yöneldi.Uykusuzluktan ölmek üzereydi gözüne uyku girmemişti ve uykusuzluktan sersemlemişti.Amerika'ya vardığında akşamüstü ılık bir rüzgar esiyordu sonbahar burada daha hissedilmiyordu anlaşılan.Ada'ya haber vermemişti sürpriz yapmak istiyordu hiç olmazsa hayatta birilerini varlığımla mutlu edebiliyorum diye düşündü birkaç gün kafa dinleyebilirdi.Bir taksiye atladı ve şöföre gideceği adresi söyledi.Yol boyunca insanları izledi böyle yalnız hissettiği zaman ki çoğunlukla böyle hissederdi bütün dünyanın ona karşı birleştiğini ve herkesin mutlu olduğunu düşünürdü.Evet dünyadaki herkes mutlu olmak için yaratılmıştı bir tek kendisi değildi...
Taksiden indi valizini aldı içeri girmeden derin bir nefes aldı içeri girdi Ada arkası dönük barın arkasında bir şeylerle uğraşıyordu elindeki şapkayı kafasına geçirdi ardından güneş gözlüğünü taktı valizini bir kenara koydu bar taburesine oturdu İngilizce
"bana bir Türk kahvesi lütfen dedi" Ada kurulamakla meşgul olduğu bardağı kenara koydu arkasını dönmeden Jack seslendi
"Jack çok meşgulüm misafirimizle ilgilenebilir misin?"
Jack koşar adımlarla arka mutfak bölümünden içeri girdi
"buyurun hanımefendi"
"sade Türk kahvesi yanında da lokum olsun lütfen" Jack başını sallamakla yetindi gitmek üzere arkasını dönen Jack'e dönerek
"bir de kahvenin yanında 40 yıllık dostluk istiyorum" Jack son sözleri anlamadı Ezgi'ye döndü
"ne istemiştiniz "
"40 yıllık dostluk" Ezgi artık gülümsüyordu Ada yavaşça arkasını döndü ilk fark ettiği kızıl saçlardı ardından Ezgi'nin muhteşem gülümsemesini gördü
"senin ne işin var burada" diye çığlık attı ve koşar adımla Ezgi'ye sarıldı ikisi deli gibi kahkaha atıyor ve birbirlerinin kemiklerini kırarcasına sarılıyorlardı Jack ağzı beş karış açık iki deli kadını izliyordu patronunu şimdiye kadar hiç bu kadar neşeyle gülerken görmemişti çocuklarını bile keyifle izlerken gözleri birden buğulanır ve ışıltısı geldiği gibi aniden sönerdi.
İki kadın kendi aralarında Jack'in anlamadığı bir dilde konuşuyorlardı
"hey hey hanımlar biraz sakin olun bir yerlerinizi kıracaksınız"
İki kadın birbirinden güçlükle ayrıldı kendini toparlayan Ada
"jack benim yardımcım Ezgi,bu güzel kadında benim en yakın arkadaşım Ezgi, Jack"
Jack samimi bir reverans yaparak Ezgi'nin elinden öptü
"hadi fırla kahve sayısı iki oldu benimkisi orta şekerli olsun"
Ada Ezgi'ye koltukları işaret etti "hadi gel şurada daha rahat ederiz"
"ne tatlı çocukmuş şu senin jack"
"sakın ha elemanımdan uzak dur"
Ezgi tekrar Jack'in ardından baktı yüzünü ekşitti "saçmlama Ada nereden çıkardın"
Gülüştüler
"bu kadar çabuk gelmeni beklemiyordum hangi rüzgar attı seni buraya"
"Hiç seni çocukları görmek istedim aklıma esti geldim habersiz geldiğim için bozulmadın umarım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL
Romanceeserin tüm hakları @duman2014 'e aittir. BARAN VE ADA'NIN HİKAYESİ YENİDEN YAZILIYOR :) BURADA OLAN PARMAK KALDIRSIN AŞK İÇİN NE KADAR İLERİ GİDERSİN? "Öyle mi benim küçük karıcım demek kendini öldürmeyeceksin" Sesi duymamla kapıya dönmem bir oldu...