Son Element Tanrıçası [ Yeniden Doğuş 1-2 ] #Wattys2017

Gidiyor muyum? (Düzenlendi)

2. Kitabım ve ilkinden daha iyi yazacağım yani inşallah! Şey bu arada ilk bölümlerde bolca yazım yanlışı var hikaye bitince hepsini tek tek düzelteceğim haberiniz olsun!

Soğuk. Soğuk? Neden soğuk bu ıslaklık ne? Yoksa?!

"Anne ne yapıyorsun ya?! Dondum buzlu su dökülür mü ya?!" Annem karnını tutarak gülerken ben sinirliydim. Bu ne ya her sabah her sabah!

"Ay abartma Asya o kadar soğuk değil. Ayrıca saat 7:30 ve okula geç kalıyorsun." Hızla ayağa kalkıp annemin karşısına dikildim.

"Anne neden uyandırmadın ki ya?" Annem tam bir şey söylerken sözünü kesip,"Tamam tamam hadi git giyineceğim ben!"dedim.

Annem omuz silkip odamdan çıktı. Hızla odamda bulunan banyoya girip elimi yüzümü yıkadım bugün okulun ilk günüydü planım erken kalkıp duş alıp biraz makyaj yapmaktı ama yapamam her halde deyip banyomdan çıkıp odamda ki saate baktım.

6 evet saat 06:00 annem benle her zaman ki gibi dalga geçmiş!
Hahaha tam bir geri zekalısın
Ah bu da iç sesim saolsun hep yanımdadır.
Tabikisi neyse hadi duş al çok kötü kokuyorsun!

İç sesime pek aldırış etmeden banyoya tekrar girdim. Kıyafetlerimi çıkarıp suyu açtım. Sıcak su her zaman rahatlatır...

Küvet yavaşça dolarken bende saçımı açıp suya girdim. Su omuzlarımı geçince suyu kapattım.

Ay ben kendimi tanıtmadım! Hemen tanıtıyorum. Ben Asya soyadım Wictor evet babam yabancı ve şuan nerede bilmiyorum. Bizi uzun zaman önce terk edip gitti neyse bunları zamanla aştım ben devam edeyim boyum 1.75 civarı dalgalı uzun kahve rengi saçlarım var ve en sevdiğim maviş gözlerim evet maviş gözlerimi annemden almışım her neyse hızla kurulanıp küvetten çıkıp havlumu vücuduma sardım. Banyomdan kaymadan altını çiziyorum kaymadan çıktım. Saat 7'ye geliyordu. Dolabımın karşısına geçip şöyle bir baktım da ne giyeceğim ben!?

Artık elime ne geldiyse bir elimle gözümü kapatıp diğer elimle askıları karıştırdım. Elime ne geldiyse attım. Elimi gözümden çekip yatağıma attıklarıma baktım. Huhu süperim be! Pembe kotum ve askılı beyaz üstünde 'BOSS' yazan tişört kot gömlek ve bir kaç şey daha vardı. (medya) ama onlara pek gerek yok onları tekrar dolaba koyup hızla giyinmeye başladım. Makyaj masamın yanına geçip kalem ve parlatıcı ikilimi sürüp siyah deri okul çantamı aldım. Aşağıya iner inmez işte o koku krep ve ben eşittir kalp! Hızla mutfağa girdim. Annem sırıtıp tavada ki krepi gösterdi.

"Günaydın annelerin bir tanesi!"

"Hadi hadi yalakalığa gerek yok hemen ye okula git geç kalacaksın sonra." dedi. Annemin o tatlı yanaklarından öpüp masaya oturdum.

Evimiz iki katlı güzel döşenmiş bir evdir, bu arada annem zengindir GÜLAYLAR İNŞAAT şirketinin patronu bu şirkette dedemden anneme kalma.

Ara sıra dedemlere gittiğimizde bir iki kere Gülaylar porselen diye dalga geçmiştim ama daha sonra annemin gazabına uğrayıp bir daha yapamadım. Krepimi büyük bir iştahla yedikten sonra masadan kalkıp bilekten bağlamalı topuklu ayakkabımı giydim. Fazla mı güzel oldum ya?

"Evet çok güzel oldun." zihnim de duyduğum sesle yerimden hoplarken anlamsızca etrafıma baktım. Kesin deliriyorum. Omuz silkip anneme el sallayıp evden çıktım. Ulan Asya bir delirmediğin kalmıştı oda yakında olur!

"Asya kız duymuyor musun beni!?" Arkamdan gelen tanıdık sese döndüğüm gibi sarıldım Ece benim en yakın tatlı arkadaşım arkadaşım diye demiyorum çok taştır!

"Ay Ece! 3 ay oldu bir aramadın beni!?" Ece kollarını çekip dudağını büzdü.

"Asya çiftliğe gittim kanka İnternet yok telefon yok bilgisayar yok yok yok yok kalbime indi hepsi, deliriyordum bir ara ineklerle chatleştiğimi bile düşündüm!"dedi. Vah vah durum vahim! Yazık benim kızılıma be!