Son Element Tanrıçası [ Yeniden Doğuş 1-2 ] #Wattys2017

Yeniden Doğuş

Arkadaşlar küçük bir not: Amanda Elementler Akademisinde Müdireydi ve Abderus için çalışıyordu.
Bir de Yaratık Bilimi öğretmeni Leo vardı o da Amandayla iş birliği yapıyordu hatta Asyayı kaçırıp depoya götürende Leo'ydu kendisinin şekil değiştirme özelliği var. Normal bir insan değil ilerleyen bölümlerde anlarsınız zaten...

İyi Okumalar!

SANDER***

Uzun koridorda hızlıca ilerlemeye devam ettim. Buradan her geçtiğimde taştan yapılmış duvarlarda ki resimleri tek tek incelerdim ama şuan buna vaktim yoktu. Lacy kız kardeşlerimden en büyüğü uzun bir zamandır kayıptı. Lacy'nin kaybolmasıyla Krallığında tuhaf olaylar olmaya başlamıştı. Lacy kaybolur kaybolmaz Krallığına güneş görünmez oldu her gün fırtınalar ve deprem olayları baş göstermeye başladı, bunun sonucunda Krallıkta ki ekinler ve çoğu element üyesinin kaldıkları barınaklar fırtınalara ve depremlerden kurtulamayıp yıkılmıştı. Bu durum tüm ailemizi rahatsız etmişti, başta ben ve Acismis bu olayı ilk fark edenler olmuştuk. Lacy'nin krallığına gidip halka belli etmeden Kraliyetteki tüm çalışanları sorguya tuttuk hepsi de aynı şeyi söylemişti;

"Kraliçe Lacy neredeyse 1 haftadır yok ve depremler 1 haftadır hiç durmadan devam ediyor."

Acismis en küçüğümüzdü ve Lacy'e çok bağlıydı bu olayı daha derinden araştırmak için kendi askerlerini Lacy'nin Kraliyet sınırları içerisinde geniş çaplı araştırma yapmak için gönderdi. Sonuç felalet olmuştu herkes için...

Acismis'in askerlerini gören halk ters giden bir şeyler olduğunu fark etmişti ve Şatoyu basmayı bile deneyen gruplar olmuştu. En sonunda Kraliçelerinin kaybolduğunu öğrenen halkın bir kısmı Acismis'in askerleriyle Lacy'i aramışlardı. Halkın çoğunluğuysa Kraliyet sınırlarını yani 'Lal Krallığını'  Lanetli Krallık olduğuna inanıp göçmüşlerdi. Bu durum Lal Krallığı için ekonomik bir düşüş yaşatmıştı ve hala Lacy bulunamamıştı yani şuana kadar...

"Sander! Nerede kaldın! Lacy şifacılarla Acismis'in odasında cabuk ol!"  Haidee'nin ince sesiyle düşündüğüm şeyleri kafamdan atıp gösterdiği kapıya doğru ilerledim. Arkamdan da Haidee geliryordu. Kapıyı gürültüyle açıp içeri nefesimi düzenlemeye fırsatım olmadan girdim. Şifacıların hepsi beyaz bir yatakta yatan Lacy'nin başında toplanmıştı. Acismis, Obelia ve Abderus da Lacy'nin yattığı yerin tam zıttı bir yerde duruyorlardı. Tüm kardeşler buradaydı. Beni ve Haidee'yi ilk fark eden Acismis olmuştu, Acismis bana doğru yaklaşıp boynuma sarılmıştı. Erkek, hatta bir Kral olsada ailesi konusunda çok duygusaldı ben de onu fazla bekletmeden sarılmasına karşılık verdim. Göz yaşlarımı tutmaktan zorlanıyordum. Lacy'nin yattığı yerede bakamıyordumda. Bakarsam yere düşücekmiş gibi hissediyordum. Kollarımı Acismisin belinden omzuna getirip kendimden biraz uzaklaştırdım.

"Acismis... Lacy'i nasıl? Ona ne olmuş?.." dedim. Ağzımdan sadece bu kadarı çıkabilmişti onun ölmesini istemiyordum! Arkamdan küçük bir hıçkırık sesi duydum tanıdıkdı, Haidee her zaman ağlarken böyle olurdu dönüp ona da sarılmak istedim ama ayaklarım kitlenmişti 4 elemente hükmede bilen bir Tanrıydım ve şuan ayaklarım kitlenmişti.

"O-ona biri şantaj yapmış kalbinde ki babamızın verdiği Lal taşı artık onda değil! Krallığında ki felaketler bu yüzden oluyormuş!" Acismis titreyerek sırtını duvara yaslayıp yere çöktü. Elim bir anlığına kalbime gitti kalbimin hemen altında ki sertlikle buluştu, babamızın bize daha doğrusu bana emanet ettiği taşa Sitrin taşına.

Biri Lacy'nin kalbindeki Lal taşınımı almıştı? Neden? Kim böyle bir caniliği yapardı? Ya da kim o taşın orada olduğunu bilebilirdi? Bunu sadece biz biliyorduk.