Plan

3.3K 286 25
                                    

"Sakin ol."

"Sen çıldırdın mı?! Daha demin aşağı uçuyordum ve bunu bilerek yaptın!"

Nefes nefese kalan Kral'a göz devirip,"Ama sonra tutup seni tekrar yukarı çektim. Bence bir teşekkürü hak ediyorum?" son sözümle pişkin pişkin sırıtırken odanın kapısı tekrar yumruklandı. Tek elimle kapıyı işaret ederek"Ah bu arada şu kapıdaki askerlere söylede artık gitsinler." dedim. Kral Kayra gözlerini sertçe bana çevirirken sinirle kapıda içeri girmeye çalısan askerlere gitmelerini emretti. Aslında askerler kapıyı çoktan açabilirlerdi ama ben havayı bükerek kapıyı sağlamlaştırmıştım.

"Asya. Bak sana her şeyi a-" Kral'ın sözünü elimi kaldırarak durdururken kapıdaki hava basıncına son verdim. Askerler tamamen gitmişmi diye kapıya yaklaştım. Gitmişlerdi.

Hızlı adımlarla Kral Kayrayı oturttuğum yatağın karşısına geçip, "Emin ol bana her şeyi anlatacaksın ama şuan değil eşyalarını topla buradan gidiyoruz." dedim tüm sakinliğimle Kayra kaşlarını çatıp anlamamışça bakarken, göz devirip "Bir planım var. Bu Sarayda daha fazla duramayız. Akşama kadar hazır ol seni almaya geleceğim." sözlerim biter bitmez odadan çıktım.

Her şey planın bir parçası Asya sakin ol Asya.

Yavaş adımlarımı uzun koridorda sürdürürken Kayra'nın kaldığı odanın koridorundan uzaklaşmış Kral Jensen'ın toplantı odasına doğru ilerliyordum. Eminim herkes şuan orada paniklemiş bir seyler zırvalıyordur. Buda planımın bir parçasıydı tabi...

Amacım artık daha fazla Abderus'un Curse Efsanesindeki taşları toplamasına izin vermemekti. Abderus'un o taşları toplama amacı sadece tüm Krallıkları kendi hakimiyetinin almak istemesinden değildi. Bunu geçte olsa anlamıştım ama hala eksik parçalar vardı. Ve nedense o eksik parçaları da bana Sander'in söylemesi gerektiğini hissediyordum.

Aşağı inen merdivenlerin son basamağına geldiğimde kulaklarıma Erica'nın sesi doluştu."Aman Tanrım Asya! S-sen ne yaptığının farkında mısın?!"dedi. Gözlerinde ki korku çok belliydi. Tamda tahmin ettiğim tüm ekip Toplantı Salonunun bulunduğu koridordaydı eminim birazdan beni görmeselerdi büyük ihtimal Toplantı Salonuna gireceklerdi. Tek tek herkesi süzdüm belliki hepsi korkmuştu. Korkmaları normaldi ben bile yaptığımdan korkmuştum.

"Asya Kral bizimle görüşmek istedi çok sinirliydi! Sana bir şey yapabilir." Ece'nin endişeli sesi koridoru doldururken gülümsemeye çalışarak Ece'ye sarıldım.

"Bana bir şey olmayacak Ece sadece gidin odalara gidin ve hazırlanın. Kimseye belli etmeyin ben hemen geleceğim." Ece'nin kulağına doğru fısıldadıktan sonra sağ elimin işaret parmağını orta parmağıma sarıp sarmallaştırırken Ece gözlerini belerttip kafasıyla hızla onayladı.

Bu eskiden Ece'yle genelde 'tam bir boktan planım var!' işaretimizdi. Uzun zamandır bunu yapmadığımdan şaşırmış olmalı. Ece'yle bir kez daha göz göze gelirken o da benim yaptığım gibi sağ elini sarmallaştırıp göz kırptı. Bende Ece'ye gülümseyip Toplantı Salonunun büyük kapısını açtım.
Ekip tam arkamdan gelmeye çalışırken hepsini Ece durdurup birşeyler diyordu. Onları boşverip odanın kapısını kapattım. Büyük odada sadece Kral Jensen ve ben vardık.

Uzun adımlarla tek başına oturduğu masaya ilerleyip tam karşısına geçtim.

"Bu kadar çabuk geleceğini düşünmemeştim." dedi. Korktuğu belliydi ama göstermiyordu. Omuz silkip konuyu fazla uzatmadan "Sarayınızdan ayrılıyoruz" dedim. Kral Jensen oturduğu yerden arkasına şaşkınlıkla yaslanıp gözlerime baktı.

"Ne demek Saraydan ayrılıyoruz? Buraya gelme nedeniniz taşı bulmaktı bize yardım etmek için burada kalıyordunuz! Şimdi bu da ne demek!" sinirle yerinden kalkıp odada dört dönerken pişkin pişkin sırıtıp, "Sarayınıza sadece konaklamak için geldik. Benim ağzımdan taşlarla ilgili bir şey çıkmadı?" dedim tüm sinir bozucu halimle, Kral bir süre suratıma bakıp eliyle kapıyı göstererek,"Defol Sarayımdan!"dedi.

Son Element Tanrıçası [ Yeniden Doğuş 1-2 ] #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin