Kötüye Kullanılan Güç

2.7K 209 49
                                    

"Gücünü kötüye kullandı! Onu öldürmeliyiz!"

"Ona işkence etmeliyiz, onu asmalıyız!"

"O ölmeli o Tanrıça olmayı hakketmiyor! Onu yok etmeliyiz!"

"Kanatlarını parçalayalım!"

"Kanatlarını parçalayalım, Kanatlarını parçalayalım, Kanatlarını parçalayalım!"

Beynimi kemiren seslerle yarı açık gözlerimi kırpıştırdım. Sesler on kişiden değilde bin kişiden geliyormuş gibiydi sesler o kadar birbirine giriyordu ki zar zor açtığım gözlerimi tekrar kapatıp odaklanmaya çalıştım. El ve ayak bileklerim bir şey tarafından sıkılıyormuş gibiydi sanırım bağlılardı, peki ne ara bu konuma gelmiştim? En son ne olmuştu ki? Hiç bir şey hatırlamıyorum.

Gözlerimi bir kez daha açmayı denedim, en sonun gözlerim açılıp görüşüm netleşince etrafa bakmaya başladım. Düşündüğüm gibi bileklerim bağlanmıştı ayrıca bileklerim gibi kanatlarımı da birbirine demir ile bağlanmıştı. Sinirle bileklerimi ve ayaklarımı zorladım daha sonra sırtımdan kopacakmış gibi olan kanatlarımı ama nafile hiç bir şey olmamıştı ayrıca dışarıdan da sesler gelmeye devam ediyordu. Hep aynı şeyleri tekrar edip duruyorlardı ki büyük ihtimal benden bahsediyorlardı. "Kanatlarını parçalayalım, o ölmeli, ona işkence etmeliyiz, gücünü kötüye kullandı."

Sesler iyice sinirimi bozarken en sonunda gürültülü bir şekilde durabilmiştik. Beynim kafatasımdan çıkıp önüme düşmüş gibi hissediyordum hiç bir şey hatırlamıyordum ve bu çok sinir bozucuydu. Ayrıca yeni yeni üzerimde ki uzun bol askılı beyaz elbiseyi fark ediyordum ayaklarım çıplaktı, böyle bir elbiseyi ne zaman giymiştim ki? Zihnimi biraz daha zorlarken kesik kesik görüntüler gözlerimin önünde şimşek edasıyla çaktı. Elementler Akademesi, kızların cezası, renkli kıyafetler, okul, sınıf, Ares ve... Olive.

Ah lanet olsun en son sınıfta Olive'in sesini duymuştum ve gerisi yoktu, tamam bu bile beynim için fazla olduğundan bağlanmış iki elimi şakaklarıma götürdüm. Sanki biri zihnim ile oynuyor gibiydi, sanki biri bir şeyleri hatırlamama mı istemiyor gibiydi...

"Onu getirdik efendim. Şimdi izninizle onu yok edeceğiz!" kim konuştu tam emin değilim ama hemen arkasından onaylama sesleri, alkışlar ve ıslıklar gelmeye başlamıştı sonra aniden durdu. Tüm sesler kesildi. Korkuyla dizlerimin üzerine oturup demirden bir kafesin içinde olduğumu yeni yeni idrak ederek demirlere yaklaştım. Kafesin demirlerine acı dolu bir şekilde yaklaşıp ses çıkarmamaya çalışarak kafesin dışını görmemi engelleyen siyah perdeyi hızla çektim. Perde ağır çekimde demirlerden ayrılırken keşke o perdeyi hiç çekmeseydim diye iç geçirdim. Elim bu görüntü yüzünden ağzıma giderken sırtımı dönüp buradan toz olmak istedim kanatlarımı bir kez daha zorladım, olmuyordu. Elim ağzımda manzaraya bir kez daha baktım. Bir sürü ölü elf...

Ne tür elf olduklarını bilmiyorum ama Olive ve elf arkadaşlarından daha farklı gözüktükleri kesindi. Olive yaprakları sarılmış elinde ok olan ve bölgesini koruyan bir elfti. Şuan gözümün önünde ki elfler ise siyah bir zırha kuşanmış ellerinde boyutlarına göre balta ve çeşitli kesici aletle kanlar içinde yerde yatıyorlardı. Midem bir kez daha bulanırken elimi ağzıma daha sıkı bastırdım. Buradan hemen çıkmalıydım. 

Onlara bir anda ne olmuştu? Neden beni kaçırmışlardı? Aklımda ki tonlarca sorudan kurtulmaya çalışarak ellerimi sıkan iplere odaklandım. Ben Asya'yım, ben Tanrıçayım! Basit bir ipi ateşle yakamıyorsam Tanrıça olmayı hakketmiyorumdur. Derin bir nefes alıp beynimi tamamen boşaltım, ben Tanrıçayım... ilk önce ihtiyacım olan ateşi düşündüm bizi soğuktan koruyan karanlıkta ki kötülükleri aydınlığa çıkarmamızı sağlayan ateşi daha sonra suyu bizi serinleten yaşam kaynaklarımızdan biri olan suyu sonra basamadığım toprağı düşündüm tüm enerjimi bana geri veren toprağı daha sonra derin bir nefes alarak tüm bedenimi havanın o güzel esintisini bahşettim en sonda bu kafes gibi bedenime hapis olan ruhumun güçlü bağırtılarına kulak verdim. Tüm elementler benimleyken benden çıktığına inanmadığım bir sesle kanatlarımı güçlü bir şekilde açtım onunla birlikte ellerim ve ayak bileklerim yandı. Özgürdüm. 

Son Element Tanrıçası [ Yeniden Doğuş 1-2 ] #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin