Beyazlamış?

5.5K 404 49
                                    

ECE***

"Ece bak sana her şeyi anlatıcam sadece sakin ol tamam mı?" Bu denyo ne dediğini farkında mı burada bir kelime söylemek için taklalar atıyorum saçıma bir şey olmuş bulanık görüyorum bu da yetmezmiş gibi ruhu mu emmişler ve bana sakin ol diyor! Tamam paşam nasıl istersen!

"Bak senin ruhunu emen canlıya Hipontenüs deniyor görmezler duyar ve koklarlar seni seçmişler çünkü senin ruhun diğerlerine göre daha fazlaymış ama merak etme kanının birazını saklamışlar zamanla kendine gelirsin sadece sorun saçların...saçların ruhunu emince beyazlamış..." Beyazlamış mı?!

ASYA***

Hani aileniz üzerinize fazla düşer,  hayattan nefret edersiniz bileklerinizi keser hayata veda edersiniz ya? Heh ben 30 metrelik bir kuşa kendimi sundum pençeleri belime geçti kan kaybından ölmem gerekirken hayattayım ve ciddi anlamda sert bir yatakta yatıyorum! Hadi ama sadece ölmek istedim ama!

Anka bile beni öldürememişti kendimce hayıflanıp gözlerimi yavaşca açtım evet tahtadan bir yatakta yatıyorum ve tepede kızıl derili gibi giyinmiş bir kız bana bakıyor, çattık!

"Uyandın! Büyük bilge yarına uyanıcağını tahmin ediyordu ama sen uyandın bizi kurtarıcaksın dimi?" heh bi delimiz eksikti o da şuan tamamlanmış oluyor tahta yataktan doğrulup büyük çadıra kısaca baktım bir kaç yatak daha vardı ve üzerlerinde Erica ile Auro horlayarak yatıyorlardı. Gerçekten mi?

"Bi dakika sen kimsin? Biz nerdeyiz? Ne bilgesi? Ne oluyor ya burda?" Aklıma gelen soruları sıralarken deli kız sorularımı önemsemeyip  ellerini çırpıp büyük çadırdan çıktı deli kız gider gitmez göz devirip ayağa kalktım kısa bir baş dönmesinden sonra ikizlerin yanına gittim bir kaç annemden öğrendiğim uyandırma tekniğiyle ikizleri uyandırmayı denedim ama nafile ikisi de öküz gibi yatıyordu ve hala deli kız gelmemişti etrafta biraz daha gezinip renk renk şişelere baktım galiba deli kız büyücüydü?

"Ah demek Tanrıçamız uyanmış! Ah Tanrıçamız hoşgeldiniz efendim." gelen kulak tırmalayan sesle istem dışı yüzümü buruşturup şişelerden ayrılıp çadıra girenlere baktım deli kız ve elinde ağaçtan yapılma bir baston olan yaşlı kadın deli kızın dediği yaşlı bilge bu kadın herhalde? Kadın gerçekten yaşlıydı saçları beyaz ve neredeyse yere değiyordu yüzünde de o kadar kırışıklık var ki hepsini saymak bir ömür sürer ve anormal olan bu yaşlı bilgenin de üstünde kızıl derilileri andıran bir kıyafet vardı.

"Ah şey pardon da tam olarak neredeyiz ve en son hatırladığım kadarıyla Ankaların pençelerindeydik ama ?.." yaşlı bilge denilen kadın bana göre zorla gülümseyip çadırda ki sallanan sandalyeye oturdu yanında ki sandalyeyi göstermesiyle bende oturdum ayaklarımda bulunan tüm kaslar sızlıyordu yavaşça dizlerimi ovuştururken gözüm deli kıza takıldı yaşlı bilgenin yanında adeta put gibi dikiliyordu.

"Ah Tanrıçam sizi eğittiğimiz Ankalar buldu efendim buraya gelirken çok kan kaybetmiştiniz ama büyülerim yardımıyla sizi ve arkadaşlarınızı iyileştire bildik. Ve şuan Toprak Krallığının Geçit köyündesiniz."

Dedikleriyle afallayıp etrafıma tekrar baktım tahta yatak, tahta raf tahta sandalye kızıl derili kıyafetler? Tamam kesinlikle deliriyorum! Gözlerimi kapatıp açtım yaşlı bilgenin dediklerini sindirmeye çalıştım Toprak Krallığı diye bir Krallık mı varmış ve biz onun köyündemiymişiz?

"Affedersiniz yaşlı bilge ama ben tam anlayamadım Toprak Krallığı da ne? Biz en son ormanda Curse Efsanesinde ki büyücünün köyünü bulmaya çalışıyorduk ama arkadaşım bir kaç yaratık tarafından kaçırıldı bizim hemen onu bulup köye ulaşmamız gerek!" Ece'nin başına gelen şeyler teker teker kafama yerleşirken aniden doğrulundum hemen gitmemiz gerekiyor!  Yaşlı bilgeyle deli kız benim davranışlarımı önemsemeyip kendi aralarında bakışıp bana döndüler

Son Element Tanrıçası [ Yeniden Doğuş 1-2 ] #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin