Bu duvarı buraya kim koydu?!

6.1K 422 67
                                    

Medya Ece arkadaşlar😍😍

Arkadaşlar şuandan itibaren yazar anlatımına geçiyorum. Yazar anlatımında daha iyi olduğum için daha iyi bölüm yazacağımı düşünüyorum ama eğer bu bölümü beğenmezseniz direk eskisi gibi yazmaya devam edebilirim.

İyi okumalar.❤

Genç kız sadece düşünüyordu. Onu, onları neden bırakmıştı? Neden ona hala güveniyordu? Bilmiyordu hiç bir sorusunun net bir cevabı yoktu. Bundan iyice sıkılan genç kız sırtında ki çantasının kollarından çekip karanlık ormanda arkadaşlarıyla ilerlemeye devam etti. Hiç bir şeyden habersiz...

Düzgün bir yol yerine neden bu saçma yoldan gidiyorlardı? Biraz daha geç gitseler ne olurdu sanki? Önünde ilerleyen ikizine kısa bir bakış attı halinden memnundu neden bu kadar mutluydu? İkizi normalde bu tür yerlerden hoşlanmazdı kıyafetleri zarar görsün istemezdi. Ama o gayet memnun çamurlu toprakta ilerliyordu ikizinin bu mutlu haline göz deviren Erica yanında sırıtan ve sırıtması kesinlikle ona yakıştığını düşünen Okan'a baktı. Sırtında katlanan masayı her ne kadar ağır olsa da Erica'nın gözüne girebilmek için sessini çıkarmadan taşlı ve çamurlu bir o kadar da dar yolda ilerliyordu önde giden Batuya bakma zahmetine girmemişti Okan harita marita uğrunda değildi Batu gayet iyi harita okuyordu diye düşündü...

Genç kız tekrardan düşüncelere dalmıştı ama bu sefer aklında sevdiği, her ne kadar sevmediğini düşündüğü, Austen yoktu. Bu sefer aklında nasıl oldu da bu yolu Batu ve Okan'a önerdiği vardı. Genç kız tekrardan kendine küfretip en yakın arkadaşına ve el ele tutuştuğu sevgilisine kaydı ne kadar da mutlulardı... Başlarına gelecek o korkunç olaydan habersiz...

Ellerini birleştirdiği gence baktı kız ne kadar da tatlıydı yüzünde ki benlerle bir bütün oluşturmuştu genç kız içinden 'o tamamen kusursuz...' diye geçirdi. Genç sanki sevgilisinin aklından geçeni okumuş gibi ona döndü ve o da aklından 'o tamamen kusursuz...' diye geçirdi birbirlerini çok seviyorlardı genç adam ellerini tuttuğu kız için şuracıkta ölebilirdi yeter ki o istesin... Genç ve genç kız birbirlerine bakarken genç o uğursuz sesi duydu...

"Evet millet bu saçma sapan yol galiba burada sona erdi?" Genç kız Batuya dikkatini verip yanına doğru ilerledi tam bu salak neyden bahsettiğini soracakken ağzını kapattı diğerleri de aynı vaziyetteydi her kesin aklındaysa tek bir cümle ' bu duvarı buraya kim koydu?!'

Erica bu durumdan sıkılıp biraz daha bakarsa duvara çıkma teklifi edecek olan salağa ilerledi "Batu yanlış yol olmasın? Nereye getirdin bizi?!" dedi. Erica'nın kolundan Okan tutmazsa çoktan Batuya dalmıştı aslında Okan da Batuya dalmak istiyordu Erica'nın yanında durmak istemişti ne olurdu o salak haritayı düzgün okusaydı şimdi bu ağır masayı geldikleri yoldan tekrar taşıyacaktı. "Ya haritayı doğru okudum ama haritada duvar muvar yazmıyor Erica!" Batu da sinirlenmişti allahın balta girmemiş ormanına hangi işsiz çin şeddi döşer ki?! Genç kız çantasını yere atıp arkasına baktı hiç durmadan yürüdükleri yola baya uzundu ve meşakatliydi bir daha bu yolu çekemezdi bu yol oma hiç iyi gelmemişti anca düşündürüp durmuştu bu salak yol! Bir daha olmaz dedi kız içinden ellerini saçlarına atıp erkeklere döndü. "Bu yolu bir kez daha çekemem buraya bir yere çadırı kuralım sabah bu duvarın etrafından dolaşırız gerekirse tırmanmaya bile razıyım!" Genç kızın dediklerini onaylayan erkekler çantalarını yere atıp çadır malzemelerini çıkardılar çadırın ana malzemeleri Selim deydi, en ağırlarıydı Batuysa kendine müslüman biri olduğu için masayıda çadırın geri kalan diğer parçalarını da Okan'ın çantasına atmıştı. Tabi bu durumu yeni fark eden Okan Batu'nun eline ne ara aldığını bilmediği odunu omzuna geçirdi. "Hıyar herif ne ara köydür lan bunları! Az şunları taşısaydın bi tarafların mı kopardı!?" Batu Okan'a en gıcık gülümsemelerindrn birini atıp "Yok bi tarafların kopmazdı ama bunları sana taşıtmak ayrı bir zevk be." Okan iyice sinirlenip Batuya bir tane daha geçirdi onlar böyle debelenirken Selim neredeyse kurmuştu çadırı kızlarsa daha az çamurlu bir yere oturup sohbet ediyorlardı yani kısmen Asya sadece dinliyordu.

"Ece senin bu saçlar doğal mı?"  Ece arkadaşlarından sıkça duyduğu bu soruyu yadırgamayıp Auroyu kafasıyla onayladı saçları doğaldı ama doğal görünmezdi saçlarını gerçekten beğenirdi Ece ve onlara sıkça bakım uygulardı tabi bu bakım olayı bu ormana girmeleriyle son bulmuştu ama hala saçları güzeldi. Auro kendi saçlarını sevmezdi sarı ince telli ve gür olmayan saçları kim severdi ki doğru Erica ikizi saçlarına bayılırdı hatta fotoğrafları genelde saç konsepti olurdu saçına yeni ne yaparsa anında çekerdi bu olayı Auro genelde göz devirip geçerdi.

"Asya peki senin gözler annenden mi babandan mı?" Auro bunu sadece onun iyiliği için biraz daha konuşsunlar diye sormuştu bu aralar Asya çok sessizleşmişti ona bir şey olmasından korkuyordu Auro, Asya ise o sıra gelen soruyu kaçırmıştı beyni algılamıyordu bir şey vardı aklında sanki birşeyler tersti? yanlıştı? Ama ne?

Auro Asyadan ses gelmeyince omzuna dokunup "Asya sana diyorum?" dedi. Asya sanki uzun yıllar boyu bir uykudaymışta şimdi uyanıyormuş gibiydi gözlerini bir kaç kere kırpıp ona bakan kızlara döndü. "Ha şey dalmışım ne dedin sen?" Auro gülümseyip tam sorusunu yineleyecekken Ece kolunu sıkmıştı hatta o kadar sıkmıştı ki çığlık çığlığa bağırmamak için zor tutmuştu kendini içinde volkanlar patlarken o sadece kısaca inlemişti. Auro'nun cevapsız kalan sorusu Ece değiştirip "Şey dedi sana bu aralar ne oldu filan dedi dimi Auro?" Ece Auroya kaş göz işareti yapıyordu Auro istemsiz Eceyi kafasıyla onaylamıştı Ece biliyor ki Auro o soruyu sorsaydı Asya şuan ki halinden daha beter bi duruma düşücekti onun babası yoktu veya hayattaydı? O da bilmiyordu ki bu durum Eceyi bile üzüyordu kim babasını hiç olmazsa bir fotoğrafını görmek istemesin? Ama o da yoktu arkadaşının elinde Ece'nin de babası ölmüştü trafik kazasında ama Ece hiç değilse babasıyla az da olsa vakit geçirmişti babası 12 yaşındayken ölmüştü.

Asya Auro ve Ece'nin davranışlarına takılmadan soruyu düşündü ne olmuştu bu sıralar ona ne diyecekti en yakın arkadaşlarına? Kısaca iyiyim mi? İnanırlar mıydı? Hayır peki üstelerler miydi? Belki

"Bilmiyorum bu orman bana iyi gelmiyor içimde bir sıkıntı var ve bir türlü gitmiyor!" Asya içindekileri dökmüştü belki arkadaşları ona yardım ederlerdi belki içinde ki sadece bir kuruntuydu ama hayır Asya bu sefer farkında olmasda bu sefer kuruntu yapmıyordu...

Hihihi nasıl ama bu anlatımı beğendiniz mi? Böyle devam etsem bu bölümü bilerek kısa tuttum iyi olup olmadığına karar vermeniz için eğer bu anlatımı beğenmediyseniz bir daha ki bölümü eskisi gibi devam edicem... Bu bölümü fragman gibi düşüne bilirsiniz.

Son Element Tanrıçası [ Yeniden Doğuş 1-2 ] #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin