Bölüm 15

9.8K 547 105
                                    

(Multi de Austen ve Asya kütüphanede ki sahne😜)

Koridorlardan hızlı hızlı geçip okul gazatesinin yayımlandığı odaya hızla girdim.

"Hey buraya böyle giremezsin hemen çık dışarı!" Üzerime gelen sarı kafayı umursamdan gazateyi bastıkları aletin yanına geçip basımı durdurdum. Durdurur durdurmaz arkamı dönüp sarı kafa ve yanında ki ikinci sarı kafaya bakıp sinirle soludum.

"Gazatede benim hakkım da yalan haber yapmışsınız! Hemen o lanet haberi silin!" Sarı kafa sırıtarak basım makinesini açıp bana döndü.

"Bak tatlım buraya kafana göre gelip basımı durduramazsın bu bir ikincisi bu yalan haber olsa bile görüntüler açık ve net şimdi buradan gitmen gerek." Yaptığım mantıksızdı kabul! Bu salak gazate haberinden kurtulmam gerekiyordu. Ayrıca müdire Amanda'nın planladığı artık her ne ise onu da durdurmalıydım bütün herşey yetmiyormuş gibi başıma salak Kate de çıkmıştı.

"Özür dilerim sadece biraz kızdım basına siz devam edin." Kafam darma duman bir şekilde odadan çıkıp derin bir nefes aldım herşey üstüme gelmesinden nefret ediyordum herşey benim elimde ama ben bunu kaldıraçak kadar güçlümüyüm? Cevap net ve açık Hayır!

"Hey Asya naber? Dikişlerin iyi mi?" tepemden gelen sese baktım Austen her zaman ki gibi mükemmel gülümsemesiyle harika görünüyordu. Bense bok çuvalını aratmıyorumdur eminim.

"Hey sen iyimisin?" başım ağrıyordu ve gözlerim ağlamamak için büyük bir çaba sarf ediyordu bu baskılara daha fazla dayanamıyorum!

"Austen ben biraz yanlız kalmalıyım sonra görüşelim mi?" Austenin cevabını beklemeden yaslandığım duvardan ayrılıp ana binadan çıkıp okulun arkasında Batuyla tanıştığımız nehire doğru ilerledim. Oraya sadece bir kez gitmiştim ama orası bana huzur ve mutluluk verdiği aşikardı.

Etrafımda ki kahkahalardan gülüşme seslerinde uzaklaştıkça başka bir dünyaya adım atmışım gibi hissetmiştim ayağımın altında ki kuru yaprakların hışırtısı kuşların sesleri bana müthiş bir huzur veriyordu nerdeyse bütün olanları aklımdan alıp götürmüştü. Nehrin o güzel sesini duymamla daha da hızlanıp üstümde ki yeterinçe bol tişörtü çıkarıp düşünmeden nehre atladım.  Nefesimi tutup uzunca bekledim çıkmadım sadece durdum popom nehrin tabanına değmesiyle gözlerimi yavaşça açıp etrafım da halka olmuş yüzen renkli balıklara baktım sonra etraftaki up uzun yosunlara hepsi nehirde bir ahenk oluşturmuştu onlar buraya uyum sağlamıştı ya ben? Ben uyum sağlamaktan daha çok uçubeyim yanlız olduğumu düşünüyorum. Evet arkadaşlarım ve  her halinden belli beni seven bir adet Austen var ama benim üstüme yıkılan da bir o kadar şey vardı ve bunlar beynimdeydi hiç çıkmıyordu çıkartamıyordum bir an olsun çıkarttığımda bana hatırlatıyorlardı işte bundan da sıkılmıştım hayattan bunalmıştım belki ölmeliydim?

Suyun altında son hava kabarçığıda yukarı doğru çıkmıştı akçiğerlerim de gram hava yoktu ve ölmek için güzel bir nehirdi... Son kez etrafıma bakıp nehrin tabanına uzandım. Aklımdan annemle yaptığımız anılar geçti Eceyle yaptıklarımız Auroyla tatlı kavgalarımız Ericanın ruh öküzüm olması Olive hatta mathair  ve Austen... belki de ölmek beni mutlu ediçek ama ya arkadaşlarım ailem ya da hiç görmediğim babam?

"Lanet olsun Asya kendini öldürmek mi istiyorsun?" beni tabi ki de Austen kurtarmamıştı her zaman ki gibi gizli yerime baskın uygulayan Batuydu. Öksürerek akçiğerlerime az da olsa dolmuş su sayesinde nefes almam güçtü ve konuşmak dahi istemiyordum-istersem de konuşamazdım-. Üstümde ki sütyeni aldırış etmeden çimlere yattım. Eminim konuşmadığım için tirip atıp birazdan gideçekti.

Son Element Tanrıçası [ Yeniden Doğuş 1-2 ] #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin