Son Element Tanrıçası [ Yeniden Doğuş 1-2 ] #Wattys2017

Tanrıça Ekibi Geri Döndü!

Medyada ki şarkıyı öylesine koydum. İyi okumalar!

Gözlerimi tekrar aynaya dikip arkamda ki Laurayı görmezden geldim. (Laura yaşlı bilgenin yanında dolaşan kızdı.) Neredeyse 2 saate yakın tahta yatakta kös kös oturmuş Laura'nın dövmemi incelemesini bitirmesini bekliyordum. Her yarım saatte yaptığım gibi tekrar oflayıp gözlerimi cadırda dolandırdım. Sabah kahvaltısına da gidememiştim zaten, uyanır uyanmaz tepemde bekleyen Laura'yı sırf lanet olası nezaketimden dolayı kıramayıp dövmemi incelemesine izin vermiştim. Sadece yarım saat kadar inceleyip gideceğini söylemişti oysaki!..

"Tanrıçam son bir kez sembollerin arasına bakacağım ve işim bitecek." Laura'nın umutsuz sesiyle hala bir şey bulamadığını anlamıştım. Zaten dövmem bence bir anlama gelmiyordu, bence bu dövme bir ödüldü ama Ne için bir ödüldü... onu şuan bilmiyorum. Belki ödülde olmaya bilirdi o da ayrı bir şey tabi...

"Önemli değil Laura sen devam et." Lanet nezaketim... Laura aynadan gördüğüm kadarıyla bana gülümseyip elindeki büyüteçle yaptığı şeye devam etti. Ensemde gezinen soğuk ellerle ürpersemde konumumu bozmamıştım.

"İlginç bir yapısı var... Normalde böyle galipten oluşan dövmelerin her zaman bir anlamı olurdu bi düzene göre oluşurdu. Sizin dövmeniz Tanrıça Formunuzla birlikte oluştu burası normal... Ama oluşan dövme anormal, şekiller arası düzen yok karman çorman..." elli ensemden biraz daha aşağıya indi "Burası daha da ilginç sanki bir şeyin simgesi gibi, sanki bize bir şey anlatmak istiyormuş gibi ama kitapta buna benzer yada bunu andıran tek bir şekil, simge dahi yok." sesi sona doğru kısılırken, ellerini sırtımdan çekip sabahtan beri açıp baktığı kitabı sertçe kapattı.

"Üzgünüm Tanrıçam... Sizinde vaktinizi boşa harçadım. Kahvaltıyı da kaçırdınız! İster-"

"Tamam Laura önemli değil. Sadece biraz kahvaltılık bir şeyler getirirsen sevinirim. Sonra antremana gideceğim zaten." Laura gülümseyip kafasıyla onayladıktan sonra kitabı raflardan birine koyup cadırdan çıktı. Laura'nın çıkmasıyla tişortümü hızla giyip tahta yatağa uzandım. Saldırıdan sonra köy yavaş yavaş toparlanmaya başlamıştı, yaralılar hızla iyileşirken ölümlerde olmuştu. Köyün savaşçı erkekleri saldırıdan sonra daha sık antreman yapmaya başlamıştı. Bense Ece'nin dönmesine sevinemeden hala komada olan Austen'deydi aklım, onu sevmiyordum, hatta bize hiç bir şey söylemeden gittiği için ondan nefret ediyorum ama dönüp bana kardeşimi getirdiği içinde ona minnettardım. Her ne kadar kardeşimi yaralayanlarla ilgisi olsa da...

Yataktan bu sıralar sık sık yaptığım oflama olayını gerçekleştirip doğruldum. Erica ve Auro antremandaydı Ece ise galiba köyü gezmek istediği için yada sırf Selim'le başbaşa kalabilmek için erkenden kalkıp gitmişti. Saçlarını umursamıyor gibi davranıyordu ama ara sıra yatarken ağladığın duyuyordum. Ece için saçları önemliydi annesi kahverengi siyaha dönük saçları vardı. Kızıl saçları ona ölen babasından yadigardı.

Sıkıntıyla iç çekip ayağa kalktım en iyisi biraz dolaşmaktı. Lauraya küçük bir not yazıp, notu görebileceği bir yere koyduktan sonra cadırdan çıktım. Her zaman ki gibi köydeki kadınlar ve kızlar yemek hazırlarken erkeklerin bir çoğu avdan gelmişti. Avlanmaya giden erkekler arasında Edward'ı görünce el sallayıp yoluma devam ettim. Eminim birazdan yanıma gelip aklında ki ilk soruyu soracaktı.

Birkaç adım daha atmıştım ki yanıma soluk soluğa gelen Edwardla olduğum yerde durdum. "Tanrıçam! Niye cadırdan çıktınız!? Sığınağa gitmiyorsunuzdur herhalde?" tahminimin doğru çıkmasına gülüp Edward'a göz kırptım.

"Sana mı sorucağım nereye gidip gitmeyeceğimi ayol!" Edward kaşlarını çatıp ağzı dediğim şeyle açılırken bu şapşik haline bir kaç kere daha bakıp kahkahamı serbest bıraktım. Edward'a dalga geçtiğimi anlamış olacak ki o da hemen ardımdan kahkahayı patlattı. "B-bir an ciddi olduğunu zannettim! Ayol!" dedi. Sonda sesimi taklit ederken tekrar gülmeye başladık. Biz böyle salak salak gülerken yanımdan gelen sahte öksürükle kendimi toparlamaya çalıştım. Yüzümde salak bir gülümsemeyle sahte öksürüğün kaynağına doğru baktım.