ECE GÜNEY
"Evet çocuklar bugün ki mitolojik canlımız Melekler! Melekler bildiğiniz gibi bir çok dinde görülemeyen varlık olarak bilinir ama..." bla bla bla Ah onca şey yaşadık ve hala derse giriyorduk! Kafamda tonca soru işaretleriyle üzgünüm Mitoloji öğretmeni Aysun hoca ama sizi dinleyemem! Homurdanıp hala nefes almadan konuyu anlatan Aysun Hocaya baktım ve anında kafamı sıraya tekrar gömdüm. Bugün ne olduysa herkes bir değişikti buna bende dahilim dün akşam Batu yüzünden geç yatmıştım ve sabahta yemekhanede ki o güzel kahvaltıyı kaçırmıştım(!) Derse son 5 dakika kala girmiştim buraya kadar her şey normal daha sonra sıram da normal de Selim'İn oturduğu yerde Erica'yı buldum. Odadan nasıl apar topar çıktıysam onun yokluğunu bile fark etmemiştim. Her neyse tabi ki Erica'yı sınıfta görmek mutlu olmamı sağlamıştı sonra sınıfın diğer tarafında cam kenarına yakın olan yerde Batu ve Okan'ı konuşurlarken gördüm. Batu dün olan şeyler yaşanmamış gibi bana el sallayıp öpücük atmıştı!
Kafamı sıraya gömüp yanımda dersi dinlermiş gibi yapan Erica'ya baktım. İlk kez sınıfa gelmişti 4 ayın sonunda ölü gibi yatmaktan vazgeçmişti. Galiba buna sevinmeliyim? Kafamı arkamızda oturan benim gibi sırayla bütünleşmiş Okan ve Batu'ya baktım. Bugün gerçekten dersi dinlemeseler de insanların arasına az da olsa karışmıştılar. Bu güzel bir şeydi tabi sınıfta Selim de olsaydı daha mutlu olurdum! Dün olanlardan sonra bir daha onu göremedim, açıkçası onun için endişeleniyorum. Ders bitimine doğru Aysun Hoca bizi serbest bırakmıştı. Kafamı sıradan kaldırıp alnımda oluşan kolumda ki bilekliklerimin izini yok sayıp Erica'ya döndüm. "Eee zil çalınca bahçeye inelim mi?" dedim içten gülümsememi göndererek. Erica defterine karaladığı şeyden başını kaldırıp bana döndü. "Saçların ne zaman kızıla dönmeye başladı?" sorumu es geçmişti. Gerçekten saçımı bunca zaman fark etmemiş miydi? Oysa saçım kızıla dönmeye başladığı zaman Selim ile beyaz saçlarımı odada gözü önünde kesmiştik. "4 ay önce yavaş yavaş kızıllarım oluştu." o günü söylemek istememiştim ama o gülümseyerek, "Auro'nun öldüğü gün yani? Eminim bu kadar karmaşada buna sevinememişsindir. Gülümseyerek başımla onayladım, Erica birden gözlerinde bir parıltı geçerek, "Hadi bunu kutlayalım. Okuldaki herkesi çağıralım!" dedi ondan beklemediğim bir heyecanla, şaşkınca kafamı salladım. Bugün gerçekten tuhaf bir gün. "O zaman 2 gün sonra büyük spor salonun da güzel bir parti yapalım! Ben ve Okan her şeyi organize ederiz!" ellerini üç kere hızla çırpıp sıradan kalkıp sınıftan koşarak çıktı. Bu kadar hızlı kendine gelmesi normal mi bilmiyorum ama onun bu heyecanlı halini gerçekten özlemişim. Erica kapıdan çıkarken sırıtarak Batu ve Okan'ın yanına doğru ilerledim yine konuşuyorlardı. Gülümseyip önlerinde ki boş sıraya oturup, "Erica şu kızıl saçlarımın geri dönmesinin şerefine bir parti yapacakmış apar topar sınıftan çıktı. Okan gidip ona yardım eder misin?" Okan da ilk başta benim gibi şaşırıp hızla kafasını onaylayıp sınıftan Erica gibi koşarak çıktı. Batu sırada yayılarak, "Bir parti ve Erica? Bu güzel olabilir parti ne zaman?" dedi muzip bir ifadeyle, ah inanmayacaksınız ama Batu'nun bu halini bile özlemişim! "2 gün sonra büyük spor salonunda yapmak istedi normal de bu konular da Erica hemen karar veremezdi... ayrıca tüm okuldaki herkesi de çağırmak istiyor." son dediğimle Batu içtiği suyu püskürtüp ayağa kalktı. "Ne demek tüm okul! Tüm okul olmaz!" dedi ve ne olduğunu anlayamadan sınıftan çıktı. Neden olmasın ki? Peşlerinden bende hızla sınıftan çıkıp Batu'nun koştuğu tarafa doğru koşmaya başladım. Tam Batu'ya yetiştiğim sırada Batu özel gücü ışık hızında koşmayı kullanıp gözden kayboldu. Bunlar bir iş çeviriyor ama ne?
"Hey Ece ne oldu neden soluk soluğasın?" arkamdan gelen sesle koridorun duvarına yaslanıp derin nefesler almaya çalıştım. Batu ne ara özel gücünü bu kadar iyi kullanabilmeyi öğrenmişti ki, bu çok saçma! "Ben iyiyim Selim sadece galiba Batu ve Erica bir iş çeviriyor." Selim iyice yanıma yaklaşıp, "Erica ve Batu mu? Onlar odalarında değiller mi ki?" sinirle soluyup sırtımı duvardan ayırdım. "Bugün sınıfa gelseydin odalarında olmadığını görürdün Selim! Hem ayrıca dün gece de ortalıklarda yoktun neredeydin?! Batu tekrar odamıza gelip Ericadan yardım almaya çalıştı ve sen yoktun!" ellerimi kollarımı sallayıp uzun koridorda bağırırken bir saniye durup Selim'in çiziklerle dolu yüzüne baktım. "Bir dakika yüzün neden çiziklerle dolu? Selim dün gece neredeydin?.." sesim daha deminkine nazaran daha alçak çıkmıştı. Elimi Selim'in yüzünden gezdirip gözümden bir damla düşmesine izin verdim. Savaştan çıkmış gibiydi! Selim'i baştan aşağı süzdüm siyah botları çamur içindeydi pantolonun bazı yerleri yırtılmıştı, gözümden bir damla daha düştü. "Ben iyiyim biraz antreman yaptım o kadar seni duyunca da apar topar buraya geldim." dedi gözümden düşen damlaları silerken. Kaşlarımı çatıp yüzümdeki ellerinden kurtuldum. "Antrenman mı? Beni duymak mı? Ben hiç bir şey söylemedim ki sadece nefesim kesildiği için nefes alıyordum ki bunu da duyman biraz zor! Sen benle dalga mı geçiyorsun Selim! Yeter artık senin sırlarından bıktım bana destek olacağına köstek oluyorsun bir ara yanımda oluyorsun bir ara yok oluyorsun Selim ve ben bundan bıktım!" sesim tekrar koridorda yankılanırken Selim'İn yüzüne bakmadan arkamı dönüp bahçeye doğru ilerledim.
Neden bana ne olduğunu söylemiyordu bana güvenmediği için mi söylemiyordu? Nedense Selim'e olanlar o gün kaybolduğu geceyle ilgili olduğunu söyleyen içim de bir his vardı ve umarım o his yanılıyordur. Bahçede diğer dersim yani Deli Fevmi'nin dersi olduğu için bahçenin arkasına doğru ilerledim. Dersin başlamasına bir 10 dakika filan vardı sorun etmeyip kızlar soyunma odasında üstüm değiştirip diğer yeniler gibi sıraya girdim. Bir kaç dakika sonra Deli Fevmi'nin önünden koşarak geçen Erica, Okan ve Batu nefes nefese sıraya girdiler tabi ki de araların da Selim yoktu...
O Sıra da Başka Bir Yerde Kral Kayra***
"Annem bir şey söyledi mi?" kafamı iki yana sallayıp şoktan çıkan kızın yanına oturdum. Asya sinirle elindeki içki dolu bardağı duvara fırlatıp, "Ne demek bir şey söylemez! Ben gerçekleri istiyorum! Bana gerçekte kim olduğumu söylemek zorunda!" bağırtısı kulübeyi sarsmıştı yanımda ki kız çekingence, "Belki de onunda haberi yoktur, gerçekten?" bana öyle gelmişti. Kadın o olaydan sonra fazla hasar almıştı ve bir kaç tane yalanı da ortaya çıkmıştı. Gül Gülay gerçekte Asya'nın annesi değilmiş ve de gerçekte element bükemiyormuş. Bunu haricinde de hiç bir şey dememişti ha tabi bir de arada Asya'yı bir daha görmek istemediğini bağırıp çağırıyordu. "Bilmesi gerek 18 yıldır bana o baktı o değilde ben mi bileceğim!" arkasında ki iri siyah kanatları gösterip, "Şunlara bakın ya! Ben bir Element Tanrıçasıyım! Bu kanatların sırtımda olmaması gerek!" dedi bağırarak o sıra da kulübenin kapısı açılıp kapandı. "Biz geldik hem de çok güzel haberlerle!" dedi üçlü koltuğun arkasından zıplayarak yanıma oturdu. Arkasından da elleri kitap dolu bir kız gelip kitapları masaya bırakırken adama göre daha sakin bir şekilde tekli koltuğa oturdu. "Okulda gözlem yaparken gördük Batu, Okan ve Erica hepsi kendilerine gelmiş gibiydi derslere filan giriyorlardı." dedi adı sanırsam Edward olan çocuk bu çocuk neden Asya'yla geldi bilmiyorum ama öz güveni ve laubali tavrı beni çileden çıkarıyordu. Şoka giren kız yani Auro, kardeşinin durumundan hoşnut bir şekilde bağdaş kurarak koltuk da oturdu. Edward'la beraber gelen diğer kız ise göz devirip, "Ama bir şey karıştırıyorlar hem de hepsi. Dün gece Selim'i ormana doğru giderken gördüm. Daha sonra Batu yine Ecelerin odasına gidip olay çıkardı. Bugün ise Erica ve Batu'yu gizlice bir şeyler konuşurken duyduk." dedi Edward boş ver anlamında elini sallayıp, "Bence parti hakkında konuşuyorlardı." dedi koltukta biraz daha yayılarak. Asya şaşkınca Edward'a dönerken eş zamanlı olarak gerçekten büyük olan kanatları da iki yana açılmıştı. Sağ kanadı sehpada ki bardakları düşürürken sinirle küfredip kanatlarını az da olsa indirdi. "Ne partisi bu?" dedi sakin tutmaya çalıştığı sesiyle bu aralar gerçekten sinirliydi ama bu normaldi sonuçta Lanet Aktifleşmişti buradan sonra elimden hiç bir şey gelmez. "Ece'nin kızıla dönen saçlarını kutlamak için bir parti düzenlemeye karar vermiş Erica." dedi Edward ayağa kalkıp mutfağa doğru giderken, evet hepimiz Ece'nin saçlarının kızıla dönme olayını biliyorduk. Asya bunu öğrendiğinde gerçekten sevinmişti. Aynı zamanda üzülmüştü de sonuçta Ece'nin saçlarını görememişti. Auro bağdaş kurduğu ayaklarını indirip, "Bir dakika bir dakika Erica bu parti olayını ne zaman düzenledi ki?" dedi kaşlarını çatarak. Mutfaktan elinde sandviçle Edward gelip omuz silkerek, "Bugün." dedi. Auro anında ayağa fırlayıp Laura'nın masaya bıraktığı kitapları kucağına alarak, "Parti kaç gün sonraya planlamış?" dedi. Hepimiz deli gibi kitapları karıştıran Auro'ya bakarken Laura da aydınlanmış gibi Auro'ya kitapları karıştırmasına eşlik ederek, "2 gün sonra!" dedi. Auro histerik bir kahkaha atıp, "İşte burada! Biliyordum. Erica bir an da parti organize edebilen biri değil 2 gün sonra ay kızıla döndüğü vakit!" dedi kitabı Asya'ya göstererek doğrusu hiç bir şey anlamamıştım. Asya, kitabı eline alıp okurken gözleri açıldı. "Lanet olsun! O gece normal bir parti değil ölüm partisi yapacaklar!" Laura ayağa kalkıp, "O gece Auro'yı çağıracaklar!" İşte şimdi bittik...
Arkadaşlar sizlere on bininci teşekkürümü ediyorum. Fantastik Kategorisin de 25. sıradayız gerçekten çok teşekkür ediyorum. Ve bu yüzden bölümü baya erken attım. Bir de unutmadan 'ANKA KIZ' hikayeme bakmayı unutmayın!
Sizi seviyorum. Yorum yapmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Element Tanrıçası [ Yeniden Doğuş 1-2 ] #Wattys2017
FantasyFantastik Kategori 15/07/2017 İlk 25'deyiz! 19/07/2017 İlk 16'dayız! 27/07/2017 İlk 12'deyiz! Asya Wictor... Annesiyle yaşayan genç bir kız... Kendisiyle ilgili her şeyi bildiğini zannediyor... Yanılıyor! Annesinin her daim ona doğru söylediğini zan...