Soğuk... tek hissettiğim şey soğuk, gözlerimi yavaşça açmaya çalıştım. Hiç bir şey yok sadece karanlı... buraya nasıl geldim? En son hatırladığım kadarıyla barın biraz ilerisinde ki bankalar da oturdum ve...
Ve sonrası yok zihnimi zorladıkça hatırlama çalıştıkça sanki biri elleriyle beynimi sıkarçasına açıyordu. Gözüm bir süre sonra karanlığa alışınca yavaşça ayağa kalktım, etrafımda hiç bir şey yoktu- yada olan şeyleri ben göremiyorum- sadece biraz ilerde bir silüet... ve mor gözler... silüet sadece bana bakıp duruyordu. Yavaşça hareket etmeye başladı, bana doğru geliyordu koşmak istiyordum olabildiğince hızlı ama ayaklarım bana ihanet edercesine duruyordu beynim komutlarıma uymuyordu hareket etmeyi geç gözümü dahi kırpımıyordum. İçimde bir yerlerde bir ses hareket edememin nedeninin bu silüet yüzünden diyordu düşünmeye başladım. Bu silüet kim? Neden gözleri mor ve en önemliside ben neredeyim?Adam iyice yaklaştı mor parıldayan gözlerini bir saniye bile ayırmadan dibime kadar gelmişti. Yüzünde fazla belirgin kemikleri ve kısa saçları vardı kaslı gözüküyordu ve benden bir kaç santim uzundu.
"Merhaba Asya." Sesi içimi titretmişti aynı zamanda anlayamadığım bir huzur kapladı içimi sesi kalın ve gürdü hatta şuan korkudan bayılabileçek durumdayım. "Sen kimsin?" Sesim titrek veya kısık çıkmamıştı hatta brklediğimin aksine sesim onun ki gibi kalın ve sert çıkmıştı, mor gözlü adam beklemediğim bir şey yapmıştı... eliyle saçımı okşamıştı okşarkende sırıyordu, sırıtması bir kaç saniye sürmüştü anında eski yüz ifadesini almıştı bile fakat eli hala saçımda dolaşıyordu. Elinin saçımda olması beni sinir veye tiksindirmemişti aksine mutlu ve huzurlu hissetmeme neden olmuştu hatta yılarca kalbımde ki boşluk doluyor gibi olmuştu.
"Daha vakit var Asya şimdi gitmen gerek..." sesi sonlara doğru incelmiş elini saçımdan çekmişti, çekmesiyle kalbimdr dolan yer yine eski halini almıştı.
Gözlerim yavaşça kapanıyor ayaklarım bedenimi tutamıyordu yere çöktüm ve son kez o mor gözlere baktım gözlerim kapandıktan bir kaç saniye sonra son duyduğum şey "Beni bekle meleğim..." olmuştu sonrası huzur dolu bir karanlık...
☆★○●☆★○●☆★○●☆★○●
"Kıpırdadı mı o?"
"Ece bu 10. soruşun ve hayır kıpırdamıyor!?"
"Hey ikinizde kesin ellerini oynatıyor."
Sesler çok yoğundu gözlerimi açmak ve onlara 'Ben iyiyim.' Demek istiyorum ama bırakın konuşmayı gözlerimi açmaya halim yok...
"Kızım? Hadi tatlım uyan."
"Bence suyun kal-"
"Sakın Batu sakın! Bu espriyi bi daha yapma!" Auro bu Auranın sesiydi ve o salak espriyi yapmak üzere olan da Batu bu ikisi burdaysa bütün herkes burdaydı...da burası neresi?
"Hepiniz bi susun!" Soğuk ve sert... bu da Austenin sesiydi... demek o da burdaydı gider diye düşünüyordum. Neden venle ilgileniyor ki? Merakım fazlaca ağır basmıştı kendimi zorlayarak gòzlerimi araladım bir kaç kere gözümü kırptıktan sonra bana bakan 8 kafayla karşılaştım hepsi kafa kafaya vermiş bana bakıyorlardı.
Sağ elimi yatağa oturan Austen diğer elimi ise annem tutuyordu bunu yeni fark etmem tuhaftı sanki hiç bişey hissetmiyorum bedenselde ruhsalda sanki biri olan duygularımı almıştı hissizleştim sanki...
"Kızım iyimisin?" Annemin o ince sesiyle ona döndüm gülümsüyordu yanaklarında ki gamzeyi göstere göstere gülüyordu annemin arkasında tepsiyle duran bir adet Erica onun yanında Auro ve Ece diğer tarafta da erkekler kısacası tam olarak nerde olduğumu hala kavrayamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Element Tanrıçası [ Yeniden Doğuş 1-2 ] #Wattys2017
FantasyFantastik Kategori 15/07/2017 İlk 25'deyiz! 19/07/2017 İlk 16'dayız! 27/07/2017 İlk 12'deyiz! Asya Wictor... Annesiyle yaşayan genç bir kız... Kendisiyle ilgili her şeyi bildiğini zannediyor... Yanılıyor! Annesinin her daim ona doğru söylediğini zan...