Son Element Tanrıçası [ Yeniden Doğuş 1-2 ] #Wattys2017

2. Sezon 1. Bölüm /Dayanabilirsin Ece/

Herkese Merhaba arkadaşlar! Yepyeni bir sezon yepyeni bir bölüm ile karşınızdayım. İlk olarak bir açıklama yapmak istiyorum bölümleri burada yayınlayacağım ve uzun zamamdır 'Wattys2017'ye katılmak istiyordum. Katıldımda. Ama katılmakla olmuyor beni aşırı derecede desteklemeniz gerekiyor yorumlarınızın her birini okuyorum ve seviniyorum her dediğinize lütfen beni bu yolda yalnız bırakmayın arkadaşlar!

EVET MİLLET SIKI TUTUNUN! ÇÜNKÜ BU SEFER HEPİNİZİN BEYNİ SALÇA OLACAK!

****

ECE GÜNEY

Arkadaşımın parlak sarı saçlarını bir kez daha okşadım. Ölü gibi yatıyordu hepsi Amanda yüzündendi bir daha gözümün önüne Auro'nun vuruluş sahnesi geldi. İçim ürperirken odanın kapısı çalındı ve özlediğim gülen bakışlı adam içeri girdi. Selim Güneş. "Ece hadi yemeğe inelim de Erica'ya da bir şeyler getiririz." dedi yorgun bir gülümsemeyle ben de ona gülümsemeye çalışarak normalde Auro'nun yatağı olan ama şuan Erica'nın yattığı yataktan sessizce kalktım. Onu uyandırmak istemiyordum uyanınca ağlıyordu, hiç durmadan ağlıyordu en sonunda ağlamaktan yorulunca da uyuyordu. Sessiz adımlarla odadan çıktım. Evet okuldaydık. Her zaman ki odamızda, her zaman ki sınıfımızda hiç bir şey olmamış gibi yaşıyorduk. Ama her akşam yatarken hepimizin aklına yaşadığımız olaylar geldiğine emindim. Okula harap bir şekilde Kral Jensen yani Toprak Kralı'nın isteği üzerine dönmüştük. tabi bir kaç kişi eksiğimizle. Asya o gün ateş çemberinde Amanda'yı öldürdükten sonra kayıplara karışmıştı. 

Ateş çemberi pek bir şey görmemizi sağlamadığı veya onu durduramadığımız için sadece beklemiştik. Bir kaç dakika sonra yeri göğü inleten Asya'nın çığlığı ile Kral Kayra ve Austen yerlerinden kalkıp Ateş çemberine girmeye çalıştı, sonuç hüsran. Giremediler ama bir süre sonra çember kendi kendine söndü ve suyla boğulduğu belli olan Amanda çemberin tam ortasında tek başına ölü bir şekilde yatarken bulduk. Asya yoktu. Onu ölmediğini biliyorum ama tuhaf yanı bu esnada üç kişi daha Asya gibi kayıplara karıştı. Karmaşadan yararlanarak biri Auro'nun ölü bedenini, Gül teyzeyi - Asya'nın annesi- ve Abderus'u kaçırmıştı. Abderus kaçırılmış değil de kaçmış olduğunu düşünüyordum aslında ben ama Abderus'un durduğu yerde bir kan gölü vardı ve bu bir çok kişiyi onu da kaçırıldığı fikrini düşünüyordu. Olabilirdi o kadar kan kaybıyla kaçmış olması imkansızdı ama o yine de herkesi oyuna getiren Abderus'tu.

Selim ile yemekhanenin uzun kuyruğuna bakıp aynı anda homurdandık. Buna eskiden olsa kahkaha atardım ama şuan düşünceler beni o kadar yormuştu ki sadece sırıtmakla yetindim. Kral Jensen bizi okula geçitten bir kaç askeriyle buraya kadar getirttikten sonra geri dönmüşlerdi. Harap bir şekilde Erica, Batu, Okan, Austen ve Selim ile ben gelmiştik. Erica ikizinin öldüğünden beri kötü durumda zaten Okan ise Erica için üzülüyor, Batu zaten ayrı bir alem ne konuşuyor ne de başka bir şey yapıyor. Sadece derslere giriyor bazen yemekhaneye inip yemeğini alıp yarısını yemeden odasına geri gidiyordu. Selim ise o olayda kaybolduğundan beri benden bir şeyler saklıyordu ve ben ona bunu ne zaman sorsam yorgun olduğunu söyleyip yatmaya gidiyordu. Ben ise, ben neye kime üzüleceğimi artık şaşırmıştım. Asya'nın annesine, Asya'ya, Auro'ya, Selim'e herkese üzülüyordum! Ah bir de Austen ve Kral Kayra vardı. Austen bizim gibi okulda kalmıyordu ara sıra buraya gelip yardım edilecek bir durum var mı diye kontrole gelip tekrar gidiyordu. Nereye gittiği meçhul. Kral Kayra ise Krallığı kız kardeşi Karla'ya bırakmış bu Dünya da yaşıyordu ama nerede olduğu hakkında bir fikrim yok. Austen ara sıra geldiğinde konuşuyorduk, Kral Kayra'nın da durumu çok iyi değilmiş o da Asya için endişeleniyordu. Ben de Kral Kayra'ya bu durumu yüzünden üzülmek istiyordum ama üzülemiyordum. O ve Austen Asyam'ın arkasından oyun oynamıştı Austen, Asya'yı sever gibi yapıp tam olarak ne olduğunu bilmediğim Lanetin Aktifleşmesinden onu koruyordu. Aslında onu sevmemesi ve onla oyun oynaması onu öldürmek istememi sağlıyordu ama bir yandan da onu korumaya çalıştığını biliyordum.