ECE GÜNEY
Gözlerim yanıyordu o kadar şaşkın ve mutluydum ki istemsiz ağlıyordum. Parti günü olan şeyler gözümün önüne geldikçe de daha fazla ağlamaya başladım. O gece Asya gelmeseydi tüm okul ölebilirdi, Erica'nın ve Batu'nun gözü bu kadar döndüğünü fark edememiştim. Tüm okul, Asya gelmeseydi belki de benle beraber ölecekti. Şuan ise parti kıyafetlerimizle müdürün odasında azar yemekle meşguldük. Yeni müdürümüz Nathaliel Bey bizim gibi parti de değil de sanırsam evindeydi. Bir kaç öğretmen ona haber vermiş, verdikleri gibi de anında partiyi basıp öğrencileri odalarına göndermişti. Bizde azarlanmak üzere dediğim gibi müdürün odasındaydık, adam daha çok Erica ve Batu'ya yönelik konuşuyordu, 'Bunu nasıl yapabildiniz?, Aklınız neredeydi?' gibisinde sorular sormuştu hala da sormaya devam ediyordu. "Bu büyüyü yapmanız yasak! Sizi normal de okuldan atmam gerekir!" dedi müdür, evet normal de atması gerekiyordu ama şuan odada kocaman kanatları ve sert bakışlarıyla bir adet Asya vardı. Onu tanımasam gerçekten korkabilirdim. Yerimde biraz kıpırdanıp karşımda kahverengi parlayan gözlerle Selim vardı parti zamanı Erica herkesi dondurduğu zaman Selim'in benden sakladığı gerçeği de öğrenmiş olmuştum. O bir kurt adamdı. Bu nasıl oldu hiç bir fikrim yok ama bu odadan çıkar çıkmaz ona her şeyi soracaktım ve oda cevaplayacaktı, cevaplamak zorundaydı.
Gözlerim başını eğmiş Selimden çekip Asya'nın yanında duran dörtlüye baktım. Auro, Kral Kayra, Edward ve Laura. Anlaşılan bunca zaman beraberdiler anlamlandıramadığım şey Auro? O nasıl hayattaydı kendi gözlerimle görmüştüm, o ölmüştü. "Siz ikiniz Erica Brian ve Batu Yılmaz 1 hafta boyunca derslere girmiyorsunuz veya herhangi bir aktiviteye, odanız da sadece yemek saatlerin de çıkacaksınız." Masanın önünde ki koltukta oturan Erica ve Batu'nun şaşkın yüzüne baktım, bu ceza yaptıkları şeye göre fazlasıyla anormaldi. Bay Nathaliel'dan daha sert bir ceza bekliyordum, bekliyorduk. "Asya Wictor senin cezan ise..." Asya omuzlarını dikleştirip büyük görkemli kanatlarını hareket ettirdi. "Bana ceza veremezsiniz." dedi ondan daha önce hiç duymadığım soğuk bir sesle, bu 4 ay onu gerçekten değiştirmiş. Benim Asya'm asla bu kadar sert ve soğuk olmazdı gözlerim tekrar dolarken ona bakmayı kesip diğer herkes gibi başımı önüme eğdim. "Nedenmiş o? İki öğretmeni duvara fırlatın bu ağır bir suç sana da ceza vermem gerek!" dedi kaba bir sesle anlaşılan Asya'dan haz almıyordu veya korkusunu göstermemek için de böyle yapıyor olabilirdi. Bunları artık daha fazla dinleyemeyeceğimi fark edip ayağa kalktım. "Bay Nathaliel biz çıkabilir miyiz?" sesim cılız ve yorgun çıkmıştı ama pek umurumda değildi şuan kendimi pof poflayıp güçlüymüş numarası yapamayacaktım. "Tabi ki Ece sen, Okan ve Selim çıkabilirsiniz."dedi nazik biriymiş gibi olmadığını biliyordum. Diğerlerini beklemeden odadan hızlıca çıktım şuan saat kaçtı bilmiyorum ama birazdan güneş doğacaktı...
ASYA WİCTOR
Ece, Selim ve Okan odadan çıktıktan sonra kendimi kasmayı bıraktım. Ece odadayken eski Asya gibi olmaya çalışıyordum ama odadan apar topar gittiğine göre pek becerememiştim. Kanatlarımı olabildiğince kapatıp müdür denilen adama döndüm. "Bana ceza veremezsiniz." onu umursamadan az önce dediğimi tekrarlamıştım. Bu kendini bir şey zanneden adam benim tırnağım dahi olamazdı ve benim tırnağım kadar bile olmayan bu adam da bana ceza veremezdi. Bu kadar. Adam sinirle oturduğu dönen koltuktan kalktı kalkarken koltuğu düşmüştü, ne yani bana güç gösterisi filan mı yapıyordu? Öyle olsun. Sırıtıp kanatlarımı odayı uçururcasına hareket ettirdim, odadaki tüm camlar rüzgar basıncına dayanamayıp paramparça olurken şaşkın suratına bakarak, "Bana ceza veremezsiniz. Çünkü o cezaya uymam." dedim omuz silkerek. Müdürün başında iki damar belirmişti elini serçe masaya vurup odayı inletircesine, "Bu ne küstahlık! Ben bu okulun Müdürüyüm ve bu okulda ki her öğrenciye gereken cezayı vermek benim görevim! Yaptığın bu şeylerin hepsinin bir cezası olacak!" dedi sinirden nefesi daralmış olacak ki nefes nefeseydi. Sakinliğimi korumaya çalışarak sırtımı soğuk duvardan ayırıp masasına doğru ilerledim, tam yüz yüze geldiğimizde onun gibi masasına ellerimi dayayıp, "Sen bu okulun müdürüsün ve öğrencilerine ceza vermekle yükümlüsün evet ama," kısaca öksürüp "Ben senin okulunda öğrenim gören basit sıradan bir öğrenci değilim. Ben Son Element Tanrıçasıyım ve eğer okulun öğretmenleri arkadaşlarıma saldırdığını veya onlara kaba bir harekette bulunduğunda onları engellerim ve sen de buna karışamazsın, durduramazsın, engelliyemezsin. Ben uygun gördüğüm her şeyi yapabilirim ben element bükenlerin ve büyücülerin Tanrıçasıyım! Şimdi söyle bakalım bana yani Tanrıçan'a, ne gibi bir ceza vereceksin?" odada ölüm sessizliği oluşurken Müdür Beycik ağzını açtı ama konuşamayınca kahkaha atıp, "Ben de öyle düşünmüştüm. Şimdi gereken kişilere sen kendi cezanı verdiğine göre sıra benim cezamda ama ondan önce," arkamda benimle gelen üçlüyü gösterip, "Kral Kayra bu sabah Krallığına gidecek fakat Edward ve Laura'nın burada eğitim görmesini istiyorum." sözüm biter bitmez sesiz oda Kayra'nın sesiyle bölündü "Ne demek Krallığıma dönüyorum? Buna sen karar veremezsin!" sinirle arkamı dönüp "Ben senin Tanrıçanım! Ve Krallığına dönmeni emrediyorum! Bu sabah dediğim gibi gidiyorsun." Kayra homurdanıp yerinde kıpırdanırken Edward ve Laura'dan ses çıkmamıştı. Bu işime gelirken Müdür başını ovalayarak yerine oturdu. "Tamam istediğin gibi olsun herkes odasına gidebilir yalnız Edward ve Laura güçlerinizi öğrenmem gerek siz burada kalın." herkes onaylayan mırıltılar çıkartırken müdüre bakarak gülümseyip odadan çıktım. Arkamda diğer herkes Kayra bana bakmadan okulun çıkısına ilerledi, aslında onun gitmesini istemiyordum ama Krallığına geri dönmesi gerekiyordu ikiz kardeşi Karla Sarayı tek başına söz geçiremiyordu ve halk daha yeni yeni kendine gelirken bir sürü istek ve arzuları vardı. Koca Krallığı 18 yaşında bir kız gayet iyi yönetebilirdi ama neredeyse yok olacak bir Krallık yavaş yavaş kendine gelirken 18 yaşında ki genç bir kız biraz yardım alması gerekebilirdi. Evet Hava Krallığında olan biteni biliyordum diğer 4 Krallıkta olan biteni bildiğim gibi, ben gerçek bir Tanrıçayım sonuçta, bilme gayet normal. "Asya bize ne olduğunu anlatacaksın değil mi? Bunca zaman olan biteni?" dedi Austen. O Ecelerle odadan çıkmamıştı bizimle beraber kalmıştı. Kayradan öğrendiğime göre kendileri okulda kalmıyormuş zaten normal bir apartman da konaklıyormuş. Bu yüzden müdür ona pek bulaşmamıştı. Erica ve Batu sonunda başlarını kaldırıp yüzüme bakarken ben onlara bakmıyordum eğer bakarsam burada çok kötü şeyler yaşanırdı çünkü. "Zamanı geldiğinde ve Auro kendini hazır hissettiğinde anlatacağım." dedim kısa ve özdü. Arkamı dönüp ana binadan çıktım arkamdan da diğerleri geliyordu. "Peki kanatların?" ince ses Erica'ya aitti. Onu ve diğerlerini gerçekten özlemiştim ama bu yaptıklarından sonra o ikisini kolay kolay affedemezdim. "Lanet aktifleşti." sesimde ki soğukları beni bile titretirken Auro dışında diğer üçlü bir süre oldukları yerde durdu galiba bunu beklemiyorlardı. Auro önüme geçip Doğu Bölgesinde bulunan kızlar yatakhanesine doğru ilerledi. Austen ve Batu da benim arkamda beni takip ederken Erica kararsız bir şekilde ortada kalmıştı, Erica'nın kolundan yakalayıp, "Ondan özür dile ve affetsin ama sakın benden özür dileme Erica bu yaptığın doğa anaya karşı gelmekti ve ben bunu öyle kolay kolay affedemem." dedim Erica kafasını hızlı hızlı sallayıp Auro'nun yanına doğru gitti. Evet Asya yine çok mükemmelsin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Element Tanrıçası [ Yeniden Doğuş 1-2 ] #Wattys2017
FantasyFantastik Kategori 15/07/2017 İlk 25'deyiz! 19/07/2017 İlk 16'dayız! 27/07/2017 İlk 12'deyiz! Asya Wictor... Annesiyle yaşayan genç bir kız... Kendisiyle ilgili her şeyi bildiğini zannediyor... Yanılıyor! Annesinin her daim ona doğru söylediğini zan...