◾5. BÖLÜM◾

41.2K 1.5K 86
                                    

Lütfen görüşlerinizi paylaşmak adına yorum yapın. Buna gerçekten ihtiyacım var. Mesela kitap nasıl gidiyor, şekerlerim?

Medya :) Toprak☺😀😁

İYİ OKUMALARRR... 💙💜💛💚

***

Gülmek,mutlu olduğunun göstergesidir, teoride. Mutluluğun doruklarına çıkmaktır kimilerine göre ... Yıllardır mutsuz olduğunu unutmaktır, gülmek. Huzurlu olduğunu ispat eden, mutluluğun sembolüdür. Şu an kapının arkasında durmuş kahkaha atarak gülen ikiliyi seyrediyorum.

Onları seyrederken benimde istem dışı bir gülümseme beliriyordu dudaklarımda. Geçici bir misafirdi o. Görünmüştü ve birazdan kapıyı çekip çıkacaktı. Benim ise beynimi kemiren  sorulara bir cevap bulamadığım aşikârdı. Ve ben o sorulara bir yenisi ekledim.

Ben neden birkaç saat önce tanıştığım kişilerin yanında mutluydum?

Sanırım ben bu soruların cevaplarını bulana kadar bir yığın soru işareti birikecekti kafamda. En iyisi düşünmemek ve akışına bırakmaktı. Su akar yolunu bulurdu ama benim yolum suyu bile yakardı.

Soru sormadan... Neden, nasıl gibi soru kipleri kullanmadan anı yaşamak istiyordum. Daha fazla kapıda dikilmenin bir anlamı olmadığını düşündüğüm için yüzüme kocaman bir gülücük yerleştirdim ve elimdeki poşetleri düzelttim. Ardından dolu ellerimle kapıyı açamayacağım için ayağımla kapıyı iterek açtım.

"Ben geldim." dedim şakıyarak. Beni gören Can yüzündeki gülümsemeyi bir nebze daha arttırdı. Egemen'in aksine. Ne alıp veremediği vardı benimle anlamıyordum. Gerçekten çocuk gibi mi davranacaktık?

" Toprakkk... Hoşgeldin. Yoksa elindekiler benim için mi?" dedi iki kolunu yukarıya doğru kaldırarak.

" Aynen küçük bey. Bunların hepsi senin için. Ama... bir öpücük alırsam verebilirim."

Bu sözlerimin üzerine kıkırdadı ve elini uzun ama ona çok yakışan saçlarına daldırdı. Artist. Can bana bir arkadaşımı hatırlatıyordu. Dile kolay on bir sene birlikte okumuştuk. Annem ölünce yetimhanede kaldığım için yollarımız ayrılmıştı. Özlemiştim Ozan'ı. Ancak o günden sonra ne bir daha görmüş ne de konuştum. Saçları uzun olduğu için arkadan hep kıza benzerdi. Hatta birgün amca yolu kapatıyor diye Ozanı itip, çekilsene kızım demişti. O günü her aklıma geldiğinde buruk bir gülümseme oluyordu dudaklarımda. En son o kadar çok gülmüştüm, o gün. Çünkü ertesi gün sessiz çığlıklarım kulaklarımı çınlatmıştı. En kötü şeydi bir  çocuğun annesini kaybetmesi. Akmak isteyipte bir türlü akamayan yaşları o gün intihar ederdi. Çocuk kaç yaşında olursa olsun bir yetişkinden farksız olurdu o gün. Çünkü tüm hayatı domino taşları gibi üzerine yıkılır,annesinin gözü gibi sakındığı bedeni yaralanırdı. Çocuklar annesiz kalmamalıydı.

" Ahh Toprakcım... Senin gibi güzel bir kızın beni öpmesi beni onure eder."

Vay vay. Amcasına oranla bu kadar kibar olması... gerçekten inanılmazdı. Yerim ama... Bende onun gibi açık olan saçımı arkaya attım.

" Ahh Cancım... Senin gibi yakışıklı ve tatlı birini öpmek asıl beni onure eder." dedim ve yatağa yaklaşıp iki yanağına da kocaman öpücükler kondurdum. Ardından yatağın sol tarafına oturdum.

DOKTOR I Siyahın Dansı 1+2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin