✴39.BÖLÜM✴

7.3K 399 51
                                    

Merhabalarrrrr geç oldu biliyorum 😯 çok çok çok özür dilerim🙁🙁 kendimi nasıl affettirebilirim?? 🙉🙈 Birkaç şey söyleyip sizi bölümle başbaşa bırakacağım.

witchisthecoming adlı kullanıcı ile bir röportaj gerçekleştirdik. Röportaj Başlasın adlı kitabından okuyabilirsiniz😚😚😗 oy ve yorumlarınızı bekliyorum canlarım... öpüyorum sizi çok😍😍

SİZİ SEVİYORUM💛💜💙💚

***

Gökyüzü ağlıyordu içimdeki sıkıntıyı hissetmişçesine, ben sokakta avare avare yürürken. Aklıma gelen anılar kalbime düştükçe hayat buluyordu sanki. Neden dikenlerin arasında yürüyen bir kedi gibiydi düşüncelerim?

Kafamı iki yana salladım. Valizlerin içini son kez kontrol etmiştim. Aşıklar şehrine fazlaydım zaten bu kalple. Yara bandı mezarlığı taht kurmuş, kurutmuştu. Derin bir nefes çektim içime. Odama son kez göz gezdirdim. Ait olmadığım bir yerden gitmek kolaydı ama ait olduğum yer neresiydi bilmemek koyuyordu adama. Hayatın cilvesiydi bu. Mutluluk yalandı. Tek doğru birgün herkesin ölecek olmasıydı.

Derin bir nefes alıp aşağıya indim. Babam salonda bir elinde kahvesi bir elinde gazetesiyle oturuyordu.

"Afiyet olsun babacığım. Ee gitmiyor muyuz?"

Kafasını kaldırıp bana baktı ve güldü. Bu adam gençken kaç can yakmıştı kim bilir. Yerinden kalkıp tam karşıma geçti.

"Gidiyoruz kelebeğim gidiyoruz. Sadece ben birkaç gün sonra geleceğim şu anlık sadece sen gidiyorsun. Ama yanında biri daha olacak çık bak dışarıya hadi."

Kaşlarım çatılmıştı. Arkadaş?

Topuklarım üzerinnde dönüp kapıya ilerdim. Kapıyı açınca karşımda gördüğüm kişi ile ağzım açık kalmıştı.

"Yok artık! Sen?"

Şaşırmıştım. Hemde üst düzeyde şaşırmıştım. Gözlüğünü çıkartıp beyaz tişörtünün yakasına taktı. Yarım ağız bana gülerken ben ona pörtlemiş gözlerimle bakıyordum.

"N'aber Topi?"

Babamın arkamda olduğunu konuşunca fark etmiştim.

"Evet Toprak görüşüyorsün. Arda da seninle Istanbul'a geliyor. Oradaki şirkete geçecek."

Şaşkınlığım katlanarak artıyordu. Ne demek benimle geliyor?

"Şaka değil mi?"

Arda'ya baktığım da hala olduğu yerde sırıtıyor olduğunu görmek beni de güldürmüştü. Yok arkadaşımı sevmiştim.

"Hayır Topicik, gayet gerçek. Atla arabaya."

"Bak ikidir Topi diyorsun susuyorum. Deme bir daha."

Sahte bir kızgınlıkla söylemiştim ama hoşuma gitmemişti. Adımı kısaltmaktan zevk alıyordu bu çocuk.

"Sen bana Ardacık derken bir şey olmuyor ama."

Güldüm ve göz devirdim. Çocuktu cidden. Babama dönüp kollarımı sıkı sıkı bedenine sardım. Birkaç gündü canım dayanırdım herhalde.

"Çabuk gel tamam mı? Özletme."

Kokumu içine çekiyordu. Huzur muydun be adam?

"Tamam Mavi'm. Tamam..."

Gözleri mi dolmuştu onun? Güldüm. Ikı yıl sonra ilk kez ayrılıyorduk. Elbet zor gelmişti. Son kez yanaklarını öpüp Arda'ya ilerledim. Biraz daha burada durursam ağlayacağımdan şüphem yoktu. Arabaya binip,bahçeden çıkana kadar kapıda beklemişti. Çevre yoluna girene kadar Arda'da da bende konuşmamıştık.

DOKTOR I Siyahın Dansı 1+2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin