✴15. BÖLÜM✴

29.3K 1K 44
                                    

Medya:) Hastanede ki yabancı (Tyler HOECHLIN) -adını diğer bölümde öğreneceksiniz canolarr 😍

Sizleri seviyorum, biliyorsunuz 😘😘

Not; bölümler artık daha kısa sürede gelecek. Desteklerinizi esirgemeyin. Düşüncelerinizi merakla bekliyorum canımcımlarr😍😘😙😗

Yorum istiyorum biliniz😂😂

İYİ OKUMALARRRR💙💚💜💛

***

Bir hafta süren yıllık iznim bitmişti. Normalde bir ay olan izinden sadece bir hafta kullanmıştım ama kafamı toparlamama yetmişti. Şimdi ise hafta başı olması nedeniyle bir hayli yoğundum.

Bu yoğunluğumdan ziyade gelmediğim günlerde biriken işlerimin de beni yorduğunu söylememek ayıp olurdu doğrusu. Özel hastanede çalışıyor olmam beni yoğunluk bakımından rahatlatacağına daha da meşgul ediyordu.

Bu durumdan şikayetçi miydim? Hayır, aksine sevdiğim işi yapıyor olmanın verdiği bir heves içerisinde hastalarım ile ilgileniyordum.

" Zeynep Hanım, test sonuçlarınızı inceledim. Herhangi bir tehlike yok ancak yediklerinize dikkat etmelisiniz. Lütfen zararlı ve yağlı şeylerden kaçının! Ayrıca günlük kırk- kırk beş dakika spor yapmanızı öneririm. Verdiğim ilaçları da düzenli olarak kullanmanızı önemle rica ediyorum."

Elimdeki dosyayı imzalayıp odadan çıktım.

"Geçmiş olsun."

Koridorda bir yandan ilerlerken bir yandan da elimdeki kalemi beyaz önlüğümün, sol üst tarafında bulunan küçük cebine yerleştirmeye çalışıyordum.

Odak noktam elimdeki kalemi koymaya çalıştığım cep olunca, önüme bakmıyordum haliyle. Ancak sert bir şeye çarpınca ne kadar da yanlış yaptığımı anlamış oldum. Zor da olsa dengemi sağlayınca başımı kaldırıp çarptığım bedenin sahibine bakmaya başladım.

Önce yeşil gözler ile çakışmıştı gözlerim. Ardından kemikli bir yüz ve kirli sakal devamını getirmişti görüntülerin. Silkelenip karşımdaki yabancı adama bakmaya başladım.

Ancak rahatsız olmuştum. Öyle bir bakıyordu ki insan elinde olmadan titriyordu. Sanki hastalıklı gibi delici bakışlara sahipti. Fazlasıyla ürkütü görünüyordu.

Kaşlarımı hafifçe çattım ve şüpheci gözlerle onu süzmeye başladım. Renkleri birbirinden ayıramayacağım şekilde renklendirilmiş karışık bir tişört, asker yeşili bol cebi olan geniş bir pantolon giyinmişti.

Kollarında ise gereğinden fazla bileklik vardı. Ayakkabı olarak ise bot seçmişti. Gerçekten mi? Yazın ortasında bot mu giyinmişti? Her ne kadar gülmek istesemde kendimi frenleyip bu düşünceyi attım kafamdan.

Ortada gülünç bir şey yokken gülmem büyük ihtimalle garip kaçardı. Bakışlarımı tekrar gözlerine çıkarınca hiçte tekin olmayan bir bakışla beni süzüyordu. Bu davranışını görmezden gelerek konuşmaya başladım.

"Özür dilerim. İyi günler."

Cümlelerimi hızlı ve aceleci bir şekilde söylemiştim. Zira bir an önce bu atmosferden kurtulmak istiyordum. Tek kelime etmesine izin vermeden yanından geçmek istedim ancak o benimle konuşmak istiyor olacak ki kolumu tutmuştu. Bu ne cürret?

Öfkeli bakışlarımı kolumu tutan eline dikince kaplumbağa yavaşlığında elini çekmesini seyrettim. Derdi neydi bu adamın?

"Lütfen güzel bayan, bana isminizi bahşedin!"

DOKTOR I Siyahın Dansı 1+2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin