Merhaba kuzucuklarımm!! Aslında daha erken gelecekti fakat Teog öncesi atmak istedim. Moral olur belki... 😍 Ben atlattım Allaha Şükür sıra sizde. Güveniyorum size. Sakın ha moral bozmayın! Dünyanın sonu değil! Olmazsa canınız sağolsun.
Başta kendi okuyucularım olmak üzere tüm 8. Sınıf öğrencilerine başarılar diliyorum. Umarım herkes emeğinin karşılığını alır. Sizleri seviyorum...
Yorum ve vote istiyorum haa 😂😂
İYİ OKUMALAR 💙💚💜💛
***
Tamı tamına yirmi dört senedir üzerimden elini çekmeyen kara bulutlar yavaş yavaş dağılıyordu. Egemen ve ben fazlasıyla iyi gidiyorduk. Can'ın durumu da günden güne iyiye gidiyordu ancak bir şey söylemek için oldukça erkendi. Hayatım fazla iyiydi. Garip bir şekilde, fazlaca iyi!
Fırtına öncesi sessizlik miydi bu? Eğer öyleyse ben gözlerimi açmak dahi istemiyordum. Hem gözlerim karanlığa açılacaksa ne anlamı vardı ki uyanmamın!
Kapının açılıp kapanma sesi ile gözlerimi araladım.
"Günaydın. "
Sabah sabah suratı, deyim yerindeyse, sirke satan Egemen ile karşılaşmak tüm enerjimi adeta vakumlamıştı. Uyurken ne kaçırmıştım da ben, Egemen'in moralinin sıfıra inmesine sebep olan sorunu bilmiyordum.
Benim elimde olmayan ve tamamen kendiliğinden soğuk çıkan sesim ile cevap verdim.
"Günaydın. "
Neden bana bakmıyordu, bu? Dün gece ne de güzeldi oysa. Her ne kadar neyi olduğunu sormak istesemde dilimi ısırıyordum konuşmamak için. Yine ve yeniden şom ağzımı açmıştım galiba! Iyiydik ya biz kırk yılda bir kere bile olsa! Kim göz dikmişti? Kim nazar değdirmişti?
Yatakta doğrulup oturdum. Sorsa mıydım ki? Ne kaybedebilirim canım! Sor gitsin.
"Neyin var?"
Saçını düzelten eli bir müddet durmuştu. Yatak aynanın hemen yanında olduğu için aynada ki yansıması ile göz göze gelmiştik. Zor bir soru mu sormuştum! Cevabı neden geçikmişti.
"Yok bir şey!"
Yorganı üzerimden sıyırıp ayağa kalktım. Havalar soğumaya yüz tutmuştu bu nedenle titremişti bedenim. Ancak bu soğuk, kırılmak için çatlakları ile mücadele eden ve damla damla damlatan kalbimin yanında hiçbir şeydi.
"Böyle mi olduk?"
Bıkkınca ellerini iki yakına bıraktı ve bana döndü.
"Nasıldık? Toprak bazen her şeyi çok abartıyorsun. Sıktın ama!"
Sözleri yetmezmiş gibi bir de kaçar gibi odadan çıkması eklenmişti, kalbimin yarasına.
Sıktın!
Sıktın!
Sıktın!
Altı harf ve iki hece bir insanı paramparça edebilir miydi? Ne bekliyordum ki, bana layık görülen mutluluk işte bu kadar kısaydı. Kafamı sağa sola yasladım ve akmak için direnen gözyaşlarımı geri gönderdim. Ağlamamalıydım. Bu sefer olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTOR I Siyahın Dansı 1+2
DragosteGizli Cevherler kategorisi; #Wattys2016 KAZANANI!!! *** Geçmiş kafasını tozlu perdeler arasından uzatmış gülümserken başlamıştı tüm hikaye. Toprak girdiği bir ameliyatta hem küçük Can'ın hayatını hem kendi hayatını kaleme almıştı. Tek farkla! Kalemi...