Sizleri çok seven ben çizelim şuraya ✒
***
Gözlerimi, sabah güneşinin yüzüme yüzüme çarpması sonucu açtım. Ahh... Kim açtı bu perdeyi demeyeceğim çünkü evde benden başka kimse olmadığı için bu sorunun cevabı aşikârdı. Gece geç saatte eve gelmem sonucu kendimi hemen yatağa atmıştım ve uykumu hala alamamıştım. Kafamı yatağın yanındaki komidine çevirip saate baktım.
06.30
Mesai saatinin başlamasına çok vardı ama benim erkenden hastaneye gidip yarım kalan işlerimi hallettmem gerekiyordu. Zaten Sinemle, uçağının arızalandığını ve gelmeyeceğini bildiren bir konuşma yapmıştık ve moralim bozuktu. Üzerine hem hastane işleri hem de uykusuzluk eklenince bugün çok huysuz olacağımı kanıtlar nitelikteydi. Uyku benim felsefemdi. Her şeyden önce uykumu iyi almalıydım ama uyku düzenim böyle düzensizken kafamı taştan taşta vuracak gibiydim.
Yattığım yerde doğrulup bir müddet uykumun açılmasını bekledim. Birkaç hareketin sonunda uykumun açıldığına kanaat getirdiğimde yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Aynanın karşısına geçip kendime bakınca kendimden soğudum desem yalan söylemiş olmam sanırım.
Gece geç saatlerde uyumuş ve sabah erken kalkmış olmam nedeniyle gözlerim şişmiş ve kızarmıştı. Gelişi güzel bir şekilde yaptığım topuz yüzünden saçlarım birbirine girip ayrı bir uygarlık kurmuşlardı aralarında. Yüzüm ise ruh gibi bembeyazdı. Şu an ki halime ancak sıcak bir duş beni kendime getirir diyerek üzerimdekileri tek tek çıkartıp kirli sepetine attım.
Vakit kaybetmeden duşa kabine attım kendimi. Sıcak suyu ayarlayıp duş başlığının altına geçip yakıcı sıcaklığın bedenimi istila etmesine müsade ettim. Elimi vanilya kokulu duş jeline uzatıp lifin üzerine bolca sıktım. Tüm bedenimi yıkadığım da kenarda duran şampuanı elime alıp avcuma yeteri kadar sıktım ve kafama masaj yaparak yedirmeye başladım. Kısa ama uzun olmasını dilediğim duşum tahminimce on dakika sürmüştü.
Askıda asılı duran siyah bornozumu elime alıp üzerime geçirdim. Banyodan çıkıp dolabıma yöneldim. Dolaptan beyaz dantelli iç çamaşırı takımımı çıkarıp yatağa fırlattım. Kıyafet olarak ise boyum uzun olduğu için güzel görüneceğini düşünerek dar, kısa ve beyaz bir etek çıkarttım. Üzerine ise kahve rengi, modeli ise göğüslerime kadar açık ama dekolte vermeyen oldukça farklı bir bluzu uydurdum. Ve eteğimle aynı renk olan ceket ile çok uyumlu görünüyordu seçtiklerim.
İlk iş olarak iç çamaşırlarımı üzerime geçirdim ve makyaj masama ilerledim. Önündeki küçük pufa kurulup saçlarımı bir yandan kurutup bir yandan taradım. Saçlarıma tarak yardımı ile fön çekip bozulmaması için hafif bir saç spreyi sıktım.
Makyaj olarak, siyah far ile gölgelendirme yapıp, eyeliner çektim. Herhangi bir kapatıcıya ihtiyaç duymadan ten renginden biraz daha koyu olan ve parlatıcı gibi duran rujumu sürdüm dudaklarıma. Tam kalkıp üzerimi giyinecektim ki masanın üzerinde duran mat süt kahvesi oje çekti dikkatimi. Yaptığım kombine uygun olduğunu düşündüğüm için hızlı bir şekilde tırnaklarıma uyguladım ve çabuk kuruması için şeffaf bir sıvı sürdüm.
Makyaj işim bitince yerimden kalkıp yatakta bulunan kıyafetlerin yanına ilerledim ve üzerime geçirmeye başladım. En son ceketimi giyip kollarını dirseğime kadar katladım. Bluzun da kollarına aynı işlemi uygulayıp ceketin üzerinde görünmesini sağladım. Ayakkabı olarak ise hafif platform, bileğime kadar şerit şeklinde gelen kahverengi bir ayakkabı ile artık hazırdım. Neden bugün bu kadar süslü olduğumu bilmiyordum. Ama şunu da yapayım, bunu da yapayım derken zevkli gelmişti. Aynada kendimi son kez kontrol ettim ve odayı toparlayıp kapıdan çıkıp mutfağa ilerledim. Pars'ın mama tabağının bir tarafına su, diğer tarafına ise mama koyup uyandığı zaman yemesi için yanına koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTOR I Siyahın Dansı 1+2
RomanceGizli Cevherler kategorisi; #Wattys2016 KAZANANI!!! *** Geçmiş kafasını tozlu perdeler arasından uzatmış gülümserken başlamıştı tüm hikaye. Toprak girdiği bir ameliyatta hem küçük Can'ın hayatını hem kendi hayatını kaleme almıştı. Tek farkla! Kalemi...