Yıl yeniydi belki ama acılar hala taze. Diyecek bir şey bulamıyorum. Allahından bulsun şerefsizler!!
Hepimize mutlu, sağlıklı ve huzurlu yıllar canlarım. Doya doya okuyun 3000 kelimeyi geçti. Umarım dilediģimiz bir yıl olur... Şehitsiz ve acısız.
Ve son bir şey daha facebook grubumuza herkes davetli. Gelin dertleşir, konuşuruz... Ha bu aradaaa yorum yapın bak merak ediyorum!!!
Iyi okumalar Bi'tanemlerim 😘😘 Yazarınız sizi seviyor unutmayın tamam mı?
💚💙💛💜
***
Masumluk dökülüyordu, gökten. Bir bir, beyaz yağıyordu. Kimi evin bacasını söndürüyor, kimi kalbe alev aldırıyordu. Dayanmıştı kış kapıya. Bu koca şehri etkisi altına almış, her şeye karşı koyan İstanbul'a, boyun eğdirmişti.Bitmişti işte. Bol gözyaşı barındıran yılım başka bir yılı davetkarca içeri buyur ediyordu.
'Ve kış kapıda üşürsen gel...'
Fısıltımı sadece kalbim duymuştu. Sesli dile getirirsem donacaktı çünkü. Devam ettim. Susmadım. Susmak istemedim.
'Yüreğim gibi, kapımda açık her zaman sana. Üşümezsen de gel...'
Kalbim telefonumun sesi ile sessizleşmişti. Şimdilik... Belki de daima.
Elimdeki, dumanı üzerinde olan fincanı masaya bırakıp, onca dosyanın arasında hala çalmaya devam eden zımbırtıyı aramaya koyuldum. Hangi delikteydi bu lanet şey!
Sonunda susan telefonum ısrarla tekrar çalmaya başladı. Zor bela bulduğumda nefes nefese kalmıştım. Arayan numara gizliydi. Umursamadım. Açtım.
"Alo?"
Nefes alış veriş sesleri geliyordu. Ama konuşan yoktu.
"..."
Güldüm.
"Her kim iseniz, sizinle harcamaya değmeyen zamanımı çalmanıza izin vermeyeceğim! Iyi gunler."
Telefonu kapatmak için kulağımdan çektiğimde, varla yok arası bir ses duydum. Yaşlı ama tanıdık bir ses.
"Kızım..."
***
Hayatım fazla boktandı. Yıllar sonra peşime düşen babam, sevdiğim adama kavuşamamam ve kim olduğunu bilmediğim esrarengiz bir yabancı.
Ne babamı bulup hesap sorabiliyordum, ne kalbime giden yolu doğru seçiyordum. İmkansıza meyilli hayatım intihara davetiye çıkarıyordu. Yaşamanın ne anlamı vardı? Nefes almak, her gün yüreğimi daha da acıtırken ölmek istemek acizlik miydi?
Sevmenin günah olduğunu bilseydim sevemezdim ki ben onu? Yemin ederim ki sevmezdim. Gelmişti vakit... Az kalmıştı. Beş ay sonra doğacaktı aşkın çiçeği. Papatya... Umutsuz aşıklara umudun çiçeği, 'sevmiyor' diyecekti her defasında.
Aşk papatyayla bulunmazdı ki. Gerçekse eğer bir seviyor, bir sevmiyor olmazdı. İmkansız diye bir aşk yoktu, fani dünyada. İstemeyen ve dilenmeyen vardı. Benim hikayemdi işte. Egemen istememiş ben de dilenmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTOR I Siyahın Dansı 1+2
RomanceGizli Cevherler kategorisi; #Wattys2016 KAZANANI!!! *** Geçmiş kafasını tozlu perdeler arasından uzatmış gülümserken başlamıştı tüm hikaye. Toprak girdiği bir ameliyatta hem küçük Can'ın hayatını hem kendi hayatını kaleme almıştı. Tek farkla! Kalemi...