Ayh yoruldum 😂 ama bitti şükür... sizi özledim,merak ettim 🙄 sınav dönemine gireceğim için 50. Bölüm azıcık çok azıcık geç gelecek canlarım😥 sizi çok ama çok seven yazarınız....
Lütfen okuyan herkes yorum ve beğenilerini eksik etmesin sizler ve şarkılar benim tek ilham kaynağım çünkü...💜💙💛💚
***
Deniz... benim için hep büyüleyici bir güzellik olmuştu. Karşı koyamamakla birlikte onun kokusunu içime çekmeye ihtiyacım vardı. Biriktirdiklerimi ona anlatıyordum ve gariptir ki beni anlıyor gibiydi. Ellerim bir an da karnıma ulaştı. Orada benden küçük, küçücük bir parça vardı değil mi? Bir zaman sonra içimdeki varlığını tekmeleriyle gösterecekti değil mi?
İnanamıyordum. Bakışlarım deniz'e kaydığında gülümsemiştim. Evlendiğim gün aklıma gelenlerle elim, ıstemsizce karnımda gezinmeye başlamıştı. Içim içime sığmıyordu. Şey gibiydi bu... Yalvar yakar istediğin oyuncağın uzun bir aradan sonra ellerine ulaşması gibi çocuksu bir histi. İçimde o küçük mucizeyi taşıdığımı öğrendiğim andan beri aklımda annem vardı. Benim için yaptığı fedakarlıklar gözümün önünden gitmezken bir an da kendimi bebeğimle konuşurken buluyordum.
"Babana nasıl söyleyeceğiz miniğim?"
Sanki beni anlamış gibi hareket ettiğini düşünmüştüm. Ancak bu şu anlık imkansızdı. Çünkü mercimek tanesi gibi bir şeydi şu an. Bu düşünce bir yandan beni gülümsetmiş bir yandan da gözlerimi doldurmuş. Hormonlarım dokuz ay boyunca yerinde duracak gibi değildi anlaşılan. Gözlerimi tekrar eşsiz maviliğe çevirdim.
"Deniz gibi olacaksın meleğim... Insanlar seni yok etmeye çalışacak ama sen tüm kötülüklere rağmen içinde canlanacaksın."
Önümdeki berraklık beni doğrular gibi sertçe kıyılara vurmuştu. Gülümsedim. Ailem tamamlanıyordu. Kötülükler geride kaldı demek için erkendi belki ama hissediyordum, bebeğim herkese uğurlu gelecekti. Annem hep gelen bebek mutluluğun müjdecisidir, derdi. Küçükken az kıskanmamıştım annemden komşunun çocuklarını. Kendime kendime kıkırdayıp başımı karnıma çevirdim.
Ona dokunmak istiyordum şu an. Kokusunu içime çekmek istiyordum. Içim içime sığmıyor terimini doğrulamaya yeminli gibiydim. Çalan telefonumla sanki ağlarken birine yakalanmışım gibi hızla gözyaşlarımı silmiştim.
"Baban hissetti bence."derken telefonu cevapladım.
"Efendim bitanem?"
İç çekti.
"Toprak kokulum benim... Nasılsın güzellik?" Gülümsedim.
"Çok iyiyim canım. Sen?"
"Ben de iyiyim. Şey için aramıştım ben, akşam baban ve Alperler bize gelecek. Haberin olsun. Zaten Derya Sultan hazırlıklara başladı." Kafamı salladım.
"Tamam. Öpüyorum."
Yola koyulup eve geldiğimde dört bir yanı yemek kokuları sarmıştı. Kokular beni kendine doğru çekiyordu. Psikolojik miydi yoksa gerçekten canım istediği için miydi bilmiyordum ama dokuzunca ayda bir hayli kilo alacakmış gibi hissediyordum.
"Toprakkk?! Sen mi geldin güzel kızım?"
Derya Sultan'ın mutfaktan seslenişiyle oraya yöneldim. Masanın üzerinde duran sarmalar bana göz kırpıyordu adeta. Masaya yerleşip sarma tabağını önüme çektim. Ağzıma attığım her sarmadan sonra değişik sesler çıkarıyordum. Derya Sultan bana yarı şaşkın yarı güleç bir ifadeyle bakıyordu ama şu an utanmayacak kadar aç hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTOR I Siyahın Dansı 1+2
RomanceGizli Cevherler kategorisi; #Wattys2016 KAZANANI!!! *** Geçmiş kafasını tozlu perdeler arasından uzatmış gülümserken başlamıştı tüm hikaye. Toprak girdiği bir ameliyatta hem küçük Can'ın hayatını hem kendi hayatını kaleme almıştı. Tek farkla! Kalemi...