✴40.BÖLÜM✴

7.4K 390 49
                                    

Hoşgeldin 11 ayın sultanı ramazannn😍😍 özlemişim ya 😊 hepinizin ramazanı hayırlı olsun Allah kabul etsin 😗😗 Neyse oruçlu oruçlu fazla uzatmayıp bölümle bırakıyorum sizi😉 Vote ve yorumlarınızı esirgemeyin. Elinizi korkar alıştırmayın anam 🙊🙊

SİZİ ÇOOOOK SEVİYORUM...💛💚💜💙

***

Paltomun yakasını kaldırıp bir sigara daha yaktım bitmeyen sigaramım üzerine. İşte buradaydım yine. Sessizliğin kulak zarını zorladığı, denizden uzak ama bir o kadar yakın o yerdeydim. Artık içimdeki notalara ses verir oldum, dilimde şarkı sözleri, rüzgar eşlik ediyordu bana.

Şimdi sessizliğe çarpıyordu anılarım. Geçmiş, geçmişti bizim için. Ne varsa hayallerimize dair saydığımız, dağınık sancılarımız... Hepsi yağmış içime, biraz ben, daha çok sen sinmiş.

Saçlarıma değen elleri, tenime dokunan dudak payını, gözlerinin iliştiği şiiri katlediyor ve susuyorum. Katil ve maktülüm ben. Öldürdüğüm umut kadar ölüyorum.

Esen rüzgârın soğuğu içime işliyordu. İstanbul hala bahardaydı. Hala o rüzgârlı ama ince bir sıcaklığı olan güzel kokulu mevsimdeydi. Bir zamanlar benim en derinlerimde yaşadığım mevsimde. Neredeydim? Neden buraya gelmiştim? Bilmiyordum.

Ağlamıyordum. Hayallerim yine yüzüme tükürüyordu. Bitmek için gün sayan umutlarım... Hafif bir rüzgar esti önce. Ardından bir kasırga yüreğimde. Ölüyorum Istanbul. Yanıyor içim, bu nasıl acı? Kızıyorum kendime! Unut işte gerizekalı sevmiyor, diyorum.

Ayaklarımı yere koyup kendimi ittim. Sallanan sandalye uzun süredir kullanılmadığı için pas tutmuş ses çıkartıyordu. Çalan telefonumun sesi kulaklarımı dolduruyordu ama umursamadım. Tektim. Öyle kalmak istiyordum.

Eski evimdeydim. Zor bela çalışa çalışa aldığım, gelinlikle çıktığım başlangıç yerimden, evimden ağlıyordum. Yerimden kalkıp ayaklarımı sürüye sürüye içeriye geçtim. Beyaz örtü örtülmüş ve toz taneleri uçuşan ev çok ürkütücüydü. Her yerde ayrı anım vardı. Bakışlarım büyük koltuğa kayarken, yaşlarım hızını artırmıştı. Derin bir nefes çektim içime ve gözlerimi kapattım.

***

"Bence kızımız olsun ya. Cidden bak böyle mavi mavi gözleri felan olur. Saçlarını iki yanından örerim. Bahar kokar senin gibi..."

Kucağındaki yerime iyice yayıldım. Kokusu beni mayıştırıyordu. Saçlarıma dokunan elleri hele ki... Derin bir nefes alıp göğsünü şişirmişti. Bununla birlikte göğsünde yatan bende kalkıp inmiştim.

"Olmaz mavilim. Şimdi çok güzel olur o. Kıskanırım ben. Hangi birinizle uğraşacağım canım!"

Kıkırdadım. Bunu mu düşünmüştü yani?

"Can var. Korur o kızımızı."

Başımı kaldırıp alnına yasladım. Kokusu daha çok doluyordu ciğerlerime. Yanarken donduruyordu. Yarım ağız sırıtıp ellerini belime kaydırdı. Yaramaz ses tonu içime işlemişti.

"Kızımız ha?"

Gülüp kafamı salladım. Sessizce kullandığına zikrettiğim tek kelimeden sonra dudaklarımız birleşmişti. Ben onunla bütündüm. Onsuz sadece koca bir hiç...

DOKTOR I Siyahın Dansı 1+2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin