✴43.BÖLÜM✴

8.1K 432 94
                                    

Miribaaa 😗😗 nasılsınız 🙈 ben sizi direk bölümle bırakıp diğer kitapla ilgilenmeye başlıyorum. Yorum yapın bol bol tamam mı? Bu arada multideki görsele bayıldım ben😍😍

Sizi çoookk SEVİYORUM 💚💙💛💜

***

Elim nemli toprakta kayıyordu. Kafam bulanıktı. Gözlerim ise fazla dağınık. Kalbimin kırıkları her nefeste etime batıyordu. Yutkunamıyordum.

İç çektim.

"Bu gecede aynı annem... Sahte. Yıldızlar bile sönük bak! Sorularım var, çözümü olmayan denklemlerden ibaret hayatım. Sen olsaydın... Ah keşke sen olsaydın, yaşamazdım bunları. Korurdun beni."

Derin bir nefes aldım. Toprak o'ydu, o ise toprak.

"Uzun zamandır yoktum, özür dilerim. Üşümüş toprağın annem."

Gözyaşlarım sessizce sürülüyordu. Ellerimle yaşları silip, gülümsedim.

"Kızma hemem, ağlamıyorum. Ama şu da var ki gitmek zorundayım. Tekrar geleceğim güven kokulum, tekrar geleceğim. Söz ver, sende rüyama geleceksin..."

Son kez mezar taşını öpüp kalktım mermerden. Kabristandan çıkarken tek soru vardı kafamda.

Aşk beni korur muydu annem gibi?

***

Kafama atılan kalem kapağı ile yerimde sıçradım. Büyük gün yarındı ve ne olacağını bilmiyordum. Kafamı Arda'ya çevirdim. Babamla toplantı hakkında konuşmak için gelmişti ancak babam konuşmadan sonra yatmaya çıksada gitmemişti. Koltuğa yayılmış benimle uğraşıyordu.

"Daldın Topi'm, hayırdır?"

Sahiplik? Omuz silktim.

"Konuşmayacak mısın?"

Oflarayarak tüm vücudumu ona döndüm. Eteğim açılmıştı ve gözü bacaklarıma, saniyelik olsa bile, kaymıştı. Toparlandım .

"Bilmediğim ve bilmek istediğim çok şey var."

Sehpaya uzattığı ayaklarını toplayıp doğruldu.

"Soruların cevabı bende mi?"

Öyle miydi? Cevap vermedim. Sustum, susturdum.

Sinirlenmiş gibiydi.

"Onda değil mi? Hala seviyorsun onu. Seni nikâh masasında bırakan birine hala aşıksın!"

Sesi yükseliyordu. Haddine miydi bu? Asla. Ayağa kalktım.

"Unutmadığım anlaşılmıyor mu? Evet! Farkındayım kırık dolu her yerim ama senin ne haddine bana sesini yükseltmek?!"

Dolmuştum ve patlama noktam Arda'ya denk gelmişti. Yanıma gelip canımı acıtacak şekilde kollarımı tutmuştu. Gözleri, tavırları, nefes alışı bile farklı geliyordu şu an.

"Hala anlamadın..."

Gözlerine diktim gözlerimi.

"Anlamadım. Neyi anlamam gerektiğini bile anlamadım."

Gözleri mi dolmuştu?

"Yanıyor içimdeki duygular."

Üç kelimelik cümlesi kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Cevap vermeme müsade etmeden kollarımı bırakıp evden çıkmıştı. Cümle havada asılı kalırken beynim durmuştu. Çalan telefon kendime gelmemi sağlamıştı. Arayan kişi işleri çıkmaza sokan kişiden başkası kesinlikle değildi.

DOKTOR I Siyahın Dansı 1+2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin