✴42.BÖLÜM✴

7.9K 404 88
                                    

Bugünnngggg bayramm, erken kalkın çocuklarrggg!!!^-^

Heyecan var heyacan? Memlekette olduğum için böyle kısa ve uzun zaman sonra geldi çünkü bayram hazırlıkları bitmek bilmedi. Bir diğer bölümü atıp hemen Sivas'a gelmiştim ve geldiğim andan beri temizlik yemek şu bu derken baya yorulduk. O yüzden lütfen kusura bakmayın ve Ankara'ya dönene kadar sabredin.

İyi mi kötü mü bilmem ama bir haberim var sizlere. Kitap yaz tatili bitmeden final yapacak... 🙁

Neyse herkese hayırlı bayramlar😍😍😍SİZLERİ ÇOOOK SEVİYORUM 💙💚💛💜

***

Toprak'tan...

Keşkelerle dolu bir geminin güvertesindeydim, yüküm pişmanlık. Şimdi ise hiçbir şeyin ifade etmediği, her şeyin son bulduğu, dönüşü olmayan bir rotam vardı. Istediğim neydi gerçekten bilmiyordum. Içimde garip bir his vardı.

O günden beri bir hafta geçmişti ancak ne Arda'yı ne de Egemen'i görmüştüm. Babam gelmişti. İşten arta kalan zamanımı onunla ve Pars'la geçiriyordum. Sinem hastanede yanımdan ayrılmıyordu zaten. Şimdi ise odamda oturmuş hastalarımın raporlarını inceliyordum. Hayatım da çözebildiğim sorun sayısı gün geçtikçe azalıyordu.

Kapımın çalınmaysıyla dosyayı kapatıp geriye yaslandım. Gel, demeye kalmadan Sinem kafasını içeriye uzatmıştı bile.

"Canım yetmez mi artık? Yorulmuşsundur."

Içeri tamamen girip kapıyı kapattı ve karşıma oturdu. Dosyayı kapatıp arkama yaslandım.

"Haklısın ama yetişmesi lazım."

"Bak ne yapalım biliyor musun? Gel bizde yiyelim akşam yemeğini."

Fena fikir değildi. Kafamı salladım.

"Hadi çıkalım o zaman."

Sevinçle yerinden kalkıp kapıya yürümeye başlamıştı.

"Şey... Sinem? Can da gelsin ama. Çok özledim..."

Durdu ve bana baktı. Yüzünde şefkatli bir gülümseme vardı.

"Biliyor musun, içindeki canın hareketlerini hissetmedin ya da hiç hamile kalmadın ama çok iyi bir anne oldun. Seni bazen kıskanmıyor değilim."

Son cümlesine gülümsemiştim çünkü gücüm sadece buna yetmişti. Bir öncekilere diyecek sözüm yoktu. Ben anne olamamıştım yanılıyordu. Anne gibi hissetmeye alışmıştım. Eve gidene kadar düşündüğüm bir konuydu.

Daha önce hiç çocuğum olsa şöyle yaparım gibisinden bir şey düşünmemiştim. Sahi, ne yapardım ki?

"Alper'e mesaj attım, Egemen evde değilmiş. Can'ı almaya gidelim diyorum."

Omuz silktim. Tek isteğim Can'dı.

Heyecanlı mıydım, bilmiyordum ama garip bir şey vardı içimde. Can'la ilk kez adam gibi vakit geçirecektik. Yaşadıkları evin yoluna girdiğimizde kalbim sıkışmıştı. Korumalar Sinem'i görür görmez kapıyı açmıştı.

"Sen git al. Bekliyorum."

Itiraz edecek değildim. Derya Sultanı da görmüş olurdum. Arabadan yavaşça inip saçımı düzelttim. Yaptığım saçmalığın farkına vardığımda oturup saatlerce gülebilecek şekilde sinirlerim bozulmuştu. Neye? Kimeydi bu özen? Kafamı iki yana sallayıp, kapıyı çaldım. İçeriden gelen sesler beni güldürmüştü.

DOKTOR I Siyahın Dansı 1+2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin