15 - "Belirsizlik"

2K 170 103
                                    

Bölüm Şarkısı: Gece Yalanları - Bülent Ortaçlıgil

Eve adımımı attığımda tüm ışıkların kapalı olmasına şaşırdım. Çünkü Ayşegül'ün beni görmeden uyumuş olması şaşırtıcı bir durumdu. Ses çıkarmamaya özen göstererek parmak uçlarımda odama geçtim. Telefonun ışığı ile bulabildiğim siyah taytın üzerine beyaz bir sweat geçirip saçlarımı tepemde toplayarak odadan çıktım. Işıkları açmadan mutfağa geçip ısıtıcıyı çalıştırdım. Su kaynayana kadar tezgahın başında anlamsız bir şekilde bekledim. Su kaynadığında kahve kupasına kahvemi hazırlayıp tekrar salona geçtim. Işığı yakmak için elimi uzattığımda Ayşegül'ün "Işığı açma," demesiyle yerimde irkilerek geriye doğru sıçradım. Açma dememiş gibi ışığı açıp ona dik dik baktım. Koltukta uzanmış, başı koltuğun kenarından sarkmış bir şekilde yatıyordu. O kadar rahat bir görüntüsü vardı ki beni korkuttuğunun farkında bile değildi. "Sen geri zekalı falan mısın?" diye söylenerek kendimi koltuğa attım.

Başını kaldırmadan "Sefa," dedi. "Sefa niye beni bekletiyor?"

Ters bir bakış atıp, kahvemden bir yudum aldım. "Sefa da bir erkek işte çok irdelememek lazım." Kalbim henüz sakinleşmemişti.

"Ama ben irdelemek istiyorum," dedi. "Ben o adamın her bir zerresini irdelemek istiyorum."

"İrdele o zaman," dedim düz bir şekilde. Başının her an düşecek gibi durması dikkatimi dağıtıyordu.

"Olmuyor," dedi.

"Ne olmuyor?" diye sordum.

"Bana izin vermiyor," derken sonunda doğrulup oturdu. Siyah saçlarını bir eliyle arkaya savurdu. Gözleri neredeyse uyku haline geçecek gibi duruyordu.

"Onu sevmek için izin mi istiyorsun? Ne bu konsolosluk falan mı sana ülkeye giriş izni vermesi mi gerekiyor? İzin almadan sevemiyor musun?" Yine nefes almadan konuşmuştum. Ne zaman beni sinirlendirse ya da umutsuzluğa kapılsa çizmeye çalıştığım Aslı'yı geride bırakarak özüme dönüyordum.

"İzin vermiyor derken ona bu sevgimi yaşatmak için izin vermiyor demek istedim. Sen niye huysuz şirine bağlanıyorsun hemen," dedikten sonra başını iki yana salladı. Uzun siyah saçları halıya doğru dalgalandı.

Kahveden bir yudum daha aldım. Bir anda sinirlenmiş olduğum konusunda haklıydı. Sinirleniyordum çünkü en azından birimizin bu hayatta mutlu olması gerekiyordu. Birimiz mutluluğu hak ediyor olmalıydı. Eğilip sehpanın üzerinden sigara almak istediğim anda bir an belimden gelen hafif bir sesle duraksadım. Ağrı ince bir sızı halinde kalçalarımdan çıktı ve omuriliğimde gezindi. Ağrıyı yok sayarak sigaraya uzandım ve iki dal çıkardım. Bir tanesini Ayşegül'ün bağdaş yaptığı bacaklarına atıp, diğerini yaktım. "Sefa," dedim ilk dumanı dudaklarımın arasından bırakırken. "Seni tanıdıkça sevecek."

"Hah," dedi sigarasını yakarken. "Tanımak için de bir uğraşıyor ki."

Havada bir daire çizerken "Evren," dedim. "Bize asla hazır olanı vermeyecek."

"Sorun bizde mi yani?" diye sorduğunda "Yok be," dedim. "Sorun bizim seçimlerimizde."

"Fatih," dedi kısık bir sesle. Başımı kaldırıp ona baktım. "Fatih'i seçtiğin için hiç pişman oldun mu?"

Güldüm, tıpkı Fatih gibi dudaklarım sola kıvrıldı. "Bir adamı sevmekten bir insan bu kadar mı pişman olmazdı? Olmuyordu işte."

"Onun adı geçtiğinde bile gözlerin ışıldıyor," dedi buruk bir tebessümle.

"Onun yanından geliyorum," dediğimde sigarasının dumanının yutması yetmezmiş gibi öksürmeye başladı. Telaşla ayağa kalktığımda belimde tekrar hafif bir sızı gezindi. Bir elini kaldırıp ona yaklaşmamı engellemeseydi de ona doğru adım atamayacaktım zaten. "İyiyim," dedi benim kahveme uzanıp bir yudum aldığında ben de ağır ağır koltuğa oturdum.

Camdan Kavanoz [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin