"Efsaneye göre Zeus, başarılı bir usta olan oğlu Hephaistos'tan ilk kadını yaratmasını istemişti," diyerek başladım konuşmaya. "Hephaistos, babasının isteği üzerine çamuru su ile yoğurdu ve görenleri şaşırtacak güzellikte bir kadın vücudu yarattı. Olympos'ta oturan tanrıçaların en güzeli olan ve kendi karısı olan Aphrodite'nin vücudunu model olarak kullanmıştı. Heykel bitince onun kalbine ruh yerine bir kıvılcım koydu. İşte o zaman heykelin gözleri açıldı. Kolları ve bacakları kıpırdamaya, dudakları konuşmaya başladı. Onu süslemek için bütün tanrılar ve tanrıçalar yardım ettiler. Herkes, kendisinden ona bir şey armağan etti ve ona Rumca 'bütün armağan' anlamına gelen Pandora adını taktılar. "
Karşımda pişkin bir ifadeyle duran Can araya girerek "Ne alaka?" dediğinde onu duymazdan geldim ve devam ettim.
"Athena, ona güzel bir kemer, süslü elbiseler verdi. Letafet perileri Kharites, beyaz göğsüne parlak altın gerdanlık taktılar. Aphrodite, başına güzellikler saçtı. Güzel saçlı Horalar, ilkbahar çiçekleriyle onu süslediler. Hermes, Pandora'nın kalbine, hıyanet ve aldatıcı sözler yerleştirdi. Zeus da ona esrarlı bir kutu armağan etti ve ona 'Sakın verdiğim kutuyu açma. İçindeki iyi şeyler uzaklara kaçar ve onların yerine fenalıklar gelir, seni rahatsız ederler. Bu kutuyu iyi sakla. Bütün insanların saadeti ve felaketi, bu kutunun açılıp açılmamasına bağlıdır,' dedi. Böyle dedikten sonra baş tanrı, ilk kadını yeryüzüne indirdi ve Prometheus'un kardeşi Epimetheus'a gelin olarak gönderdi."
Can tekrar "Aslı," diyerek bölmeye çalıştı ama buna izin vermedim.
"Prometheus, kardeşine Zeus'tan hiç bir şekilde hediye kabul etmemesini tembih ettiği halde Pandora'nın güzelliğine hayran kalan Epimetheus, öğüdü tutmadı ve onunla evlendi. Pandora da tıpkı tüm kadınlar gibi doğuştan meraklı olduğundan, dünyaya gelir gelmez kutunun içinde ne olabileceğini düşünmeye başladı ve Zeus'un uyarısını unutarak kutuyu açtı. Kutunun içindeki hastalık, keder, ıstırap, yalan, riya gibi insanları rahatsız edecek ve onları felakete sürükleyecek ne kadar kötülük varsa hepsi açılan kutudan kuşlar gibi uçuştular. Pandora, hatasını anlayarak biraz sonra kutuyu kapadı ancak kutuya kapatılan kötülüklerin arasında, insanları yaşatacak, teselli edecek 'ümit' de vardı."
Anlattığım efsaneyi dinlemeye başladığını Pandora için "Aptalmış," dediğinde anladım.
Gülümseyerek devam ettim. "Fakat ümit, dışarı çıkamamış, kutuda kalmıştı. Böylece Zeus, ilk kadını ve beraberinde kötülüklerle dolu bir kutuyla yeryüzüne yollayarak insanlardan intikam almıştı."
Ben konuşmayı bitirdiğimde "Yani buradan ne çıkaracağım?" diye sordu.
"Bu Zeus'un ceza kesme yöntemiydi," dedim. "Kadın bir ceza ve güzellikleri yok edici olarak gönderilmişti."
"Zeus haklıymış," dediğinde gülümsemem genişledi.
"Can," dedim. "Zeus belki de ilk defa hatanın içindeydi. Az önce Pandora için aptal demiştin ama esas aptal Zeus'un ta kendisiydi. Bu evrene ve canlılara ceza olarak yaratılan bir varlık varsa eğer bu da erkeklerdir."
"Şimdi Zeus üzerinden bana laf mı atıyorsun anlamadım?"
"Yok hayır," dedim telefondan gelen Çetin'in sesini önemsemeden. "Kamu spotu gibi düşün. Beni bir yerlerde duyan hem cinsim varsa onları uyarıyorum."
Bir eliyle cebinden bir paket çıkarıp kendisi için bir dal sigara aldı. Paketi bana uzattığında "Teşekkürler," diyerek reddettim.
Sigarayı yaktıktan sonra bir nefes çekti. Gözlerinde garip bir ışıltı vardı. "Burada durup Zeus'u mu konuşacağız?" diye sordu. "Eve çıkalım orada devam ederiz." Bu söylediğinde ciddi olup olmadığını anlamak için başımı hafifçe yana eğip gözlerinin içine baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Camdan Kavanoz [TAMAMLANDI]
Genel KurguBeni sevdiğime ve sevildiğime ikna eden Can'a baktım. "Seni hep sevdim," dedi. "Seni kendimi kaybedecek kadar çok sevdim." Gülümsedim. Bu sevilmeyen bir kadının buruk gülümsemesiydi. Bir kabullenişti. "Seni kendimi bulacak kadar sevdim," dedim. "Se...