40 - "Mucize"

1.1K 129 166
                                    

Allah kimseye taşıyamayacağı yükü vermezmiş derler ve ben her seferinde haddim olmayarak bu durumu sorgularım. Mutsuzlukla, ailem ve sevdiğim insanlarla sınanmaktan artık fazlasıyla yoruldum ve tüm bunları taşıyabildiğime zerre kadar inancım kalmadı. Ne zaman mutluluğun rehavetine kapılsam berbat bir durum içinde kendimi bulmak bana bu yüklerin yanlışlıkla bana yüklendiğini düşündürtüyor.

Can yerden aldığı çamaşırını üzerine geçirirken ikimizin de dışarıya yansıttığı inanılmaz bir sakinlik vardı. "Sence ne olmuş olabilir?" diye sorduğunda kapının arkasına astığım sabahlığı alıyordum.

Bıkkın bir şekilde ona dönerken sabahlığı üzerime geçirdim. "Göktaşı falan düştü herhalde başına," dedikten sonra onun pantolonunu giymesini bekledim. Giydikten sonra yanıma geldiğinde sabahlığımın kuşağını bağladım ve kapıyı açtım. Açmasaydım Ayşegül tam olarak odaya girecekmiş bunu onunla kapıda karşılaştığımızda anladım. Bizim kapıyı açmamızla dona kalmış bir halde koridorda duruyordu. Bir elimi şaşkın yüzünün önünde sallarken "Eğer biri öldüyse gözlerini iki kez aç ve kapat," dedim.

Arkamda duran Can omzuma başını bırakırken "İçinde Dabbe film seti kuruldu ama hala espri mi yapıyorsun?" diye sorduğunda başımı ona çevirdim.

"Ayşegül ile iletişim kurmaya çalışıyorum," dedikten sonra tekrar Ayşegül'e döndüm. "Biri ölmediyse haciz falan mı geliyor?"

Can yine yanımdan "Kız belki hamile?" diyerek olaya farklı bir bakış açısı getirmeye çalıştığında gözlerimi büyüterek karşımda donmuş bir halde duran Ayşegül'ün omuzlarına yapıştım.

Bağırarak "Teyze mi oluyorum?" diye sordum.

"İki sevgili olamayacak tüm senaryoları yazdığınız için sizi tebrik ediyorum," diyerek ben de buradayım diyen Sefa'nın sesi ile bir anda yüzümün ısındığını hissettim. Dişlerimi sıkarak başımı çevirdiğimde koridorun bir ucunda kollarını göğsünde birleştirmiş gülümseyerek bizi izliyordu. Bir an geriye doğru kaçıp kendimi odaya kilitleme isteği ile dolmuştum.

"Okey oynayacak ekibi topladığımıza göre birisi artık ne diye pazardaki çığırtkan Yusuf Amca gibi eve girdiğinizi açıklayabilir mi?" diye soran Can'ın yüzüne bir tane tokat atmak istedim. Tüm uygunsuz halimizi umursamıyor gibi bir hali vardı. Ben gözlerimi utanarak Sefa'nın üzerinden çektiğimde Ayşegül bir elini havaya kaldırdı. Gördüğüm yüzük ile ağzım bir karış açık halde bir süre bakakaldım.

Silkinerek kendine gelen Ayşegül bir elini havada sallayarak "Evleniyoruz," diye bağırdı.

Şaşkınlığın bana verdiği yetkiye dayanarak "Kimle?" diye sordum.

Ayşegül bir elini alnıma koyup "Senin ateşin mi var?" diye sorduktan sonra gözlerini üzerimde gezdirdi. Yüzüne imalı bir gülüş yerleştirirken "Sorum çok yersiz oldu galiba," dediğinde çığlık atarak üzerine atladım.

Ayşegül kollarıyla beni sıkıca sararken gür bir kahkahayı kulaklarımın dibinde patlattı. Kahkahası bana bulaştığında ikimiz deli gibi koridorda sarmaş dolaş zıplayarak etrafımızda dönmeye başladık. İlk defa mutluluklarımızı aynı zaman dilimlerinde yaşayarak birbirimize sarılıyoruz. Ve biz uzun zaman sonra gerçekten delicesine bir mutluluk sebebiyle ağlıyoruz.

İkimizin de nefesi kesildiğinde dönmeyi bırakıp birbirimizin yüzüne baktık. "Oldu," diye mırıldandı.

"Sonunda," diye fısıldadım.

Ufak yüzünü iki elimin arasına aldığımda "Hiç olmayacak gibiydi," diye mırıldandı. Uzun siyah saçından bir tutam yüzüne düştü. "Hiçbir zaman mutlu olamayacak gibiydik."

Camdan Kavanoz [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin