19 - "Beklenilen"

1.7K 168 104
                                    

Merhabalar,

Girişte biraz konuşmak istiyorum. (İnşallah uzun yazmam.) Camdan Kavanoz benim bir yıl önce Wattpad'de yılbaşı için yazdığım üç bölümlük bir hikayeydi. Sonra aylar sonra kafama esti ve devam etmek istedim. Çünkü; anlatmak istediklerim henüz bitmemişti. Ben fazlaca yarım kalan biri olarak benim için çok özel olan bu hikayeyi yarım bırakmak istemedim.

Tam olarak hangi gün eklediğimi hatırlamasam da Camdan Kavanoz "Bir" yaşında diyebilirim. (: Bir yılı doldurmanın güzelliği ile çok bekletmeden sizlere bölüm bildirimi ile geldim. :) Öncelikle benimle beraber şiirlerde buluşan herkesi seviyorum ve beni özellikle yorumlarıyla yalnız bırakmayanlara çok teşekkür ediyorum.

Şiirle kalın...

---

Ehliyeti bakkaldan alan bir yeni yetme şoför gibi her seferinde hatalı sollama yapıyorum. Hatamın farkında oluyorum ama ne bunu kabul ediyorum ne de hatalarımdan vazgeçebiliyorum. Zihnimle her seferinde bir kavgaya tutuşuyoruz. Sonunda o pes ediyor ben de yoluma devam etmeye çalışıyorum. Benimle kavga etmesine rağmen o boşluğun sesinden vazgeçemiyorum. Yanımda Ayşegül, çaprazımda Okan oturuyor. Onların birbirleriyle sataşarak tavla oynamasını izliyor gibi görünürken, yine kendimi sesin kucağında buluyorum. Can'a açtığım yolda beni huzursuz eden bir nokta var ve ben onu bulamadıkça içime dönüyorum.

Kafamın içini susturabilirmişim gibi iki elimle başımı sıktım. Uzun bir süre böyle durduktan sonra "Kızım altı üstü dergiye yazı yazacaksın ama doğum sancısı çekiyor gibi duruyorsun," diyerek bana sataşan Okan beni kafamın içindeki kasırgadan çekip alan kişi oldu. Başımı sıkmayı bırakıp ona baktım. Bir de masanın üzerinde açık bir şekilde yazmamı bekleyen bilgisayarıma...

"Yapamıyorum galiba," diyerek geriye doğru yaslandım. Ayşegül ters bir bakış attıktan sonra "Neyi yapamıyorsun?" diye sordu. Bir eliyle de oynadıkları tavlayı kapattı. "Sana ilham olsun diye eve bir saat uzakta salaş bir mekan buldum. Kalktık bu soğukta buraya geldik. Neyi yapamıyorsun? Kahve, sigara ikilin de yanında..."

Okan bilmiş bir tavırla gözlüğünü geriye iterken "Belki sessizlik istiyordur," dedi.

"Sanmıyorum," dedim. Masanın üzerinde duran kalemi alıp parmaklarımın arasında çevirmeye başladım.

"İlham perisi mi getirelim?" diyen Ayşegül'e ters bir bakış attım. Sadece ikimizin bildiği bir ilham perisi vardı. Nazım...

Okan "Madem yazamayacaktın sabahın köründe buraya niye geldik?" diye söylenirken bize doğru gelen garsona "Biz üç çay alabilir miyiz?" dedikten sonra Okan'a çevirdim başımı. "Sayemde iki insan yüzü gördünüz," dedim.

Okan bir bana bir de Ayşegül'e bakıp "Siz insan değil misiniz?" diye sordu. "Hayır çünkü insansanız iki insan yüzü ediyorsunuz."

Ayşegül abartılı bir şekilde alkış tutarken "Zekiliğin karşısında amuda kalkmak istedim," diye söylenmeyi de unutmadı. İkisine bakıp gülümsedikten sonra "Siz," dedim. "Tavlanıza devam edin. Ben de kafa doktoruma bir selam vereyim." İkisi de baktığım yere başını çevirdiğinde Çetin Bey'i görmüştü. "Bu ne arıyor burada?" diye sorarken Ayşegül şüpheli gözlerini üzerimde gezdiriyordu.

Omuz silkip ayağa kalktım. "Gidip sormadan bilemem," diyerek yalan söylemiştim. Ayşegül'ün gideceğimiz yeri kesinleştirmesi ile Çetin'i arayıp haber veren bendim. Onunla ofisinde buluşacak olsaydım, Okan'dan kaçabilir ama Ayşegül'den kaçamazdım. Durumum hakkında ikisinin de endişelenmesini hiç istemiyordum. Etrafımda dolanan ölülere yeni alışan Ayşegül'ün bir de iç sesimi öğrenmesini istemiyordum. Çetin ile tesadüf bir şekilde karşılaşıp sohbet etmek ise çaresizlik içinde kurduğum bir plandı. Çetin'in masasına giderken garsonun getirdiği çaylardan birini tepsiden aldım. Sarışın garsonun şaşkın bakışları eşliğinde yürümeye başladım.

Camdan Kavanoz [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin