Bölüm şarkısı: Aysel Yakupoğlu / Kardan Çiçekler
( Şarkı hakkında kısa bir not yazacağım. Bu şarkıyı hiç unutmayın. 22. Bölüm de kullanmıştım. Aynı zaman da tekrar ve tekrar kullanacağım. 'Çünkü' kelimesi Aslı ve Can için ne kadar özel bir durumsa bu şarkı da onların şarkısı olacak. )Hata yapmanın bir yararı vardır; her hata size bir kazanç ile gelir. Ders alırsanız hayatınızın kökten değişimini bile sağlayabilirsiniz ama benim gibi dik başlılık ederseniz yaptıklarınız sizi bir kuyunun içine hapsedebilir. Her hata ise o kuyuya damlayan bir su olur. Su boyunuza gelmeye başladığında her şey için geç olur ve geriye dönmek zorlaşır.
Defalarca içtim. Mutlu olmak istedim içtim. Ölmek istedim yine içtim. Aşık oldum yine içerken buldum kendimi. Çok kez içtim ve çok kez sabahları kendime zindan ettim. Ne bir hastalık ne de başka bir şey içmeme engel olmadı. Unutana kadar içtim, diyebilirim. Bir süredir ne zaman alkolün dozunu kaçırsam kendimi unuturken buldum.
Samet bana hafif bir sesle "Uyuyor musun?" diye sorduğunda göz kapaklarımı açmak kadar zihnimden geçenleri de susturmak bir o kadar zor geldi. Tekrar "Abla artık korkmaya başladım biraz uyanmayı ve benimle konuşmayı dener misin?" dediğinde göz kapaklarımı araladım. Yanı başımda dikilmiş duruyordu. Bir elini dağınık saçlarının arasından geçirirken "Beni hatırlıyor musun?" diye sordu. Sanki o bunu sorana kadar tüm gerçeklik duygumu yitirmiş gibiydim. Bu soruyla bir anda doğruldum ve şakaklarımda şiddetli bir ağrı başladı.
Açmakta zorlandığım gözlerle etrafıma bakarken "Ben eve ne zaman geldim?" diye sordum.
Ben ondan soruma cevap beklerken ıslattığı eliyle yüzüme su fırlatan Samet'e örtünün altından çıkardığım ayağımla bir tekme attım. "Aptal," diye söylenirken üzerimdeki örtüyü alıp yüzümü kurulamaya başladım.
"Efsane bir durumla karşılaştım. Bu yaştan sonra sarhoş ablamın eve getirildiğine de şahit oldum." Bunları söylerken tam karşıma geçmiş yapmacık bir tavırla kapının girişinde duruyordu.
"Sayemde ilklerini yaşıyorsun," diye söylendim homurdanarak.
"Valla yaşamasam da olurdu," dediğinde ona ters bir bakış attıktan sonra "Kim getirdi beni?" diye sordum.
"Orhan Amca'nın meyhanede çalışanlardan biriymiş." Samet anlattıkça kafamda olayları canlandırmaya çalıştım ama boşuna bir çabaydı. "Anneme laf söyleyecek şeyler çıkarıyorsun diye panik yapıyorum. Yani biliyorsun ki alkol seni fena durumlara getiriyor. Yine de hazırlıklı ol tabi ben yumuşatmaya çalıştım ama susacak gibi durmuyor."
Samet o kadar hızlı ve yüksek sesli bir konuşma içindeydi ki susması için bekledim ama bunu yapacak gibi durmuyordu. Sonunda dayanamayarak "Samet," dedim. "Ne olur biraz nefes al. Kafamın içinde geleneksel köy şenliği var. Lütfen biraz sus." Parmaklarımla şakaklarımdan baskı yapmaya başladım. Sanki bunu oraya baskı yaparsam her şey netleşecek gibi hissederek yapıyordum ama boş ve amaçsız bir hareketti.
Bana doğru geldi. Yüzüme doğru eğilip şaşkın bir şekilde bana bakmaya başlarken "Hatırlıyorsun," dedi. Sesi mırıldanır gibi çıkmıştı. O ana kadar her şey normal gibiydi ya da ben normal olduğunu düşünmüştüm. Bir elimi alnımda sert bir şekilde patlatırken "Yine oldu değil mi?" diye sordum.
"Yani unutmuşsun ve kendini Antalya'da zannediyormuşsun," dedi ciddi bir ifadeyle. "Ayşegül abla bir panikle beni aradı. Senin fena bir duruma geçtiğini ve o halde araba kullanmakta inat ettiğini söyledi. Orhan Amca'yı değil ama meyhanenin numarasını buldum. Oradan meyhaneyi aradım kimse açmadı. Neyse ki bizi kalp krizinden öldürmeden eve geldin." Avuç içlerim gerginlikten terlemeye başladı. Bu çok garip. Bu çok garip. Bir boşluk var kafamın içinde. Boşluk kalbimi sıkıştırıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Camdan Kavanoz [TAMAMLANDI]
General FictionBeni sevdiğime ve sevildiğime ikna eden Can'a baktım. "Seni hep sevdim," dedi. "Seni kendimi kaybedecek kadar çok sevdim." Gülümsedim. Bu sevilmeyen bir kadının buruk gülümsemesiydi. Bir kabullenişti. "Seni kendimi bulacak kadar sevdim," dedim. "Se...