44 - "Defne"

1.1K 129 37
                                    

Bana bir kalem bir de kağıt verin. Sayfaları beyaz olmasın. Ben beyazı sever ama kirli yaşarım o yüzden bana saman kağıdından sayfalar verin. Bir de mürekkepli eski bir kalemim olsun, ara sıra silik yazan kalemlerden. Eski bir plaktan gelen müziğin sesi kırık dökük ahşaptan evimin bahçesine yayılsın.

Gür bir sesle "Dünyadan Aslı'ya," diyerek beni daldığım dünyadan koparan Sefa'ya baktığımda gözlerimin önünde parlak noktalar belirdi. "Beş günü bu odanın içinde bitirdin. Bizi artık cidden endişelendirmeye başlıyorsun." Bir taraftan konuşurken bir taraftan da kapalı olan perdelere doğru gidiyordu. Ne yaptığını anlamak için ona doğru döndüm. Perdeleri kenara çekip "Biraz oksijen ile buluş," dedikten sonra odanın iki penceresini de sonuna kadar açtı.

Ona kısık gözlerle bakmaya devam ederken "Canın sıkıldı bana mı bulaşıyorsun?" diye sordum. "Ben az oksijenli yaşamımda gayet mutlu ve sağlığı yerinde hissediyorum."

Kağıtların ve kitapların serili olduğu yatağımın üzerine oturmak için bir eliyle onları kenara itti. Kendine yer açtıktan sonra "Can sürekli durum kritiği istiyor ben de yakından bakmak istedim," derken açtığı boşluğa oturdu. "Ayrıca uzaktan bakıldığında pek mutlu ve sağlıklı durmuyorsun."

Oturduğum yerde ona doğru tamamen dönerken "Can ile aranda geçen muhabbetleri açık ediyorsun yani," dedikten sonra "Can bu durumu sevmeyebilir," diye ekledim.

"Can bu aralar neyi sevip sevmeyeceğini kestiremiyor."

"Neden?" Ben de aslında tam olarak bu durumdaydım. Neyi sevip neyi sevmemem gerektiğini kestiremeyen bir halde kendi kafesimi yarattım. Bağırıp, çağırıp tüm her şeyi ortaya dökmem gerekirken susma hakkımı seçtim. Ne yapmam gerektiğini kestirene kadar susmanın tek çare olduğunu düşündüm.

"Neden mi?" Ses tonu dikkatimi tekrar ona çekecek kadar yükselmişti. Bundan rahatsız olmuş olacak ki daha normal bir ses tonuyla devam etti. "Beş gündür odadan dışarıya neredeyse hiç çıkmıyorsun. Can'a ve bize bir açıklama yapmadan sanki kendini kapattın. Ayşegül'e ne sorarsam sorayım biliyorum ki senin hakkında bana bir açıklama yapmaz."

Gülümseyerek "Neden öyle düşünüyorsun?" diye sordum.

"Ayşegül ve senin aranda her ne varsa bu durum bizi hep aşıyor ve aşmaya devam edecek. Yanlış anlama asla şikayetçi değilim. Aksine ikiniz yan yanayken asla birinize bir zarar gelmeyeceğini bildiğimden rahat oluyorum."

Konunun Can'dan uzaklaştırdığı için sevinerek "Ayşegül neden mutsuz?" diye sordum.

"Konuyu değiştirme çabanı takdir ediyorum ama şuan konu Can," dedi.

"Tamam," dedim. "Evet, kendimi biraz dünyevi olan her şeyden geri çektim. Bunun sebebi sadece yazmaya odaklanmam. Can nasıl keyfi yerinde olmadığında ya da annesiyle tartıştığında benden uzaklaşıp onu rahat bırakmamı istiyorsa şimdi de ben ondan bunu istiyorum."

"Sorun da tam olarak bu," dediğinde geriye doğru yaslandım. "Sen bir an da geri çekildin. Bir sebebin olmadı. Keyfin bozuk değildi ya da annenle tartışmadın. Biriyle kavga etmedin."

"O gün o krize girmeden önce Can ile tartışmıştık," dedim o günü hatırlatmak için. Bu sebebin bir anda aklıma gelmiş olması işime geldi.

"Yani Can ile mi kavga ettiğin için mi kendini kapattın?"

"Hayır," dedim buruk bir tebessümle. "Ben bu sefer kendimle kavgalıyım. Kendimle tartışıyorum."

Bir süre sadece gözlerime baktı. Beni daha fazla konuşturmak için düşünüyordu ya da daha açık konuşturmaya çalışacaktı. "Neden?" diye sordu. "Bu kavganın sebebi ne? Can'ı yani sevdiğin adamı kendinden uzaklaştıran bu kavganın sebebi ne?"

Camdan Kavanoz [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin