Kitaba enerjimi gönderdik ten bir dakika sonra başımda hafif bir ağrı hissetmeye başladım.
Bedenimde neyi feda edeceğimi düşünürken ağrı gittikçe artmaya dayanma derecemi geçmeye başladı bir süre sonra acıdan uyuşan vücuduma söz geçirmez bir duruma düştüm. Sonunda ise gözlerimi karanlığa teslim ettim.
Gözlerimi tekrar açtığımda mor, kırmızı ve siyah renklerin hâkim olduğu bir yerde olduğumu fark ettim. Ben daha nerede olduğumu anlayamadan bir ses ismimi söylemeye başladı rüyada olduğumu düşünsemde bu imkânsızdı çünkü insanlar rüyada olduğunu fark ettiği anda uyanması gerekirdi.
En son yaptığım kitaba enerji göndermem aklıma gelince onunla bir bağlantısı olduğunu anlamış oldum etrafı iyice incelerken tekrar ses ismimi seslendi. Sesin nerden geldiğini anlamaya çalışırken ilerde bir hareketlenme dikkatimi çekti daha dikkatli bir şekilde bakınca yavaş yavaş insan şeklini alan beyaz renkli yapı insana farklı bir enerji veriyordu.Siluet konuşmaya başladı:
" Matsuki ben enerjini aktardığın kitabım açıklayacak olursam;
Ben kişilerin istekleri yetenek seviyesi ve düşüncelerine göre teknikler veririm. Son teknik yani yeni bir element üzerinde uzlaşmak ise çok az kişinin potansiyelinde bulunur.
En son binlerce yıl önce başkasına bu tekniği verdim.Senden alacağım şey zihinsel özgürlüğün olacak ayrıca fiziksel olarak bedenini geliştirme imkânını da elinden alıyorum kısacası büyücüler açısından bile bedenin zayıf olacak fakat aldığın yeni güç zehir olacak ama iki tane şey aldım.
Bedensel gelişim karşılığında zehri veriyorum.Zihin yani düşünce özgürlüğü içinse artık zihninde yaşam bulacak enerjinin %5 lik bir kısmı ile beslenerek karşılığında verebildiğim kadar bilgi ve teknik vereceğim şimdi fazla zamanın yok buradaki zaman akışı daha hızlıdır çoktan bir günün gitti.
Seni geri gönderince kitabı enerjin ile yok et ayrıca zehir elementi için derinin altına, dokularının arasına zehir salgılanması için zehir bezeleri oluştu. Normal damar ve enerji kanallarının arasında zehir için farklı bir yol oluştu bunun sayesinde bedeninin her yerinde zehir salgılayabilirsin ve aurana da zehir eklendi yani artık tüm yeteneklerinde zehir etkisi olacak. Zehrin şu an çok düşük seviyede zehirli bitki ya da hayvanları yediğin zaman o canlıdaki zehir etkisini alabilecek ve zehrini güçlendirebileceksin. Bir ay sonra ancak tekrar konuşabiliriz enerjimi arttırmam lazım.
Sonra görüşürüz unutma son günün kaldı bir günün burada harcadın."
Hiç bir şey söylememe izin vermeden etraf karardı ve gözlerimi beyaz odada açtım. Odaya geri dönmek için kapının oluşmasını bekledikten sonra odadaki aynada kendime bir göz attım. Ten rengim zaten soluktu iyice beyazlayıp daha soluk bir hale gelmiş. Saçlarım ise hafif koyulaşmış beyazdan geriye doğru dönmüş.
Aklıma kitabı yok etmem gerektiği gelince Zihnin Küresi ile anında yok ettim ve bedenimi uykunun o tatlı kollarına bıraktım.
Sabah pencereden gelen güneş ışınlarının rahatsız edici etkisi ile uyandım odadaki masada duran yemeği fark edince açlığımı hissettim ve tüm yemekleri yedikten sonra Haru gelinceye kadar etraftan bedenime enerji çekmeye başladım.
Bir kaç saat sonra kapıdan gelen kilidin açılma sesi ile enerji toplamayı bırakıp gözlerimi kapıya doğru diktim.Haru her zamanki soğukluğu ile içeriye girdi. Ardından:
"İhtiyarlar seni bekliyor umarım istedikleri potansiyeli gösterirsin aksi halde öleceğini belirtmeme gerek yok. Ayrıca gücünü düello ile belirleyecekler rakibin de seninle aynı zamanda başladı. Üç kişiyi yenersen bu klanın bir üyesi olarak her türlü imkânlardan faydalanacaksın.Birazdan seni bekleme odasına götüreceğim orda uslu uslu otur ve ismin söylenince arenaya giriş yap. "
Ben bu yere arenayı nasıl sığdırdıklarını düşünürken buraya gelirken kullandığımız ışınlanmaya yarayan taşı eline aldı yanıma geldi omzuma dokunmasıyla kendimi ortalama büyüklükte bir odada buldum. İçeride bulunan on-on beş kişinin yüzleri bana doğru döndü.
Haruya ne zaman başlayacağını sormak için döndüğümde artık orda değildi. Bende boş bir yere geçip oturdum ve ayaklarımı oturduğum yerden sallamaya başladım. Bir kaç kişi bana bakmaya devam etsede diğerleri kendi işleri ile uğraşmaya birbirleri ile sohbet etmeye devam ettiler.Sanırım en küçük gözüken kişi benim.
Diğerlerinin beline anca gelebilen boyum yüzünden olsa bir kaç kişi alayla bana bakmaya devam etti tabi ki umursamayıp ismimin söylenmesi için beklemeye devam ettim. Benden sonra on yedi kişi daha gelince ilk isimler söylendi ve odadaki tek kapıdan çıktılar.
Odada benimle aynı yaşlarda duran kısa kahverengi saçlara, esmer bir ten rengine, yeşilin koyu bir tonu olan gözlere sahip kişiyi dikkatlice inceledim onu da beni incelerken buldum hafifçe gülümseyip başımla selamladım o da aynısını yaptı ardından yanıma doğru gelmeye başladı.Elini uzatarak:
"Ben Yuji 12 yaşındayım"
Bende uzattığı elini tutarak:
"Memnun oldum bende MatsukiBuradaki çoğu kişi bizden büyük."
"Evet fakat umarım bizi hafife almıyorlardır. Yoksa beklemedikleri sonuç çıkınca hazırlıksız yakalanmasınlar. "
Yuji'nin isminin söylenmesi ile odadan dışarı çıktı. Saniyeler dakikaları dakikalar saatleri kovalarken sonunda benim ismimde okundu. Yeni yetenekleri rakibime karşı denemek için sabırsızlanırken ilerlemeye devam ettim.
Arenaya girince ilk önce gelen sesler ve güneş ışığı gözümü rahatsız etti.Sonunda ışığa alışınca arenanın etrafında bulunan insan kalabalığı ve ortada bulunan iri yarı 19-20 yaşlarında bir adamı gördüm. Hakem olduğunu düşündüğüm kişinin sesi arenada yankılanmaya başladı.
"İlk olarak silah kullanmak serbest aynı zamanda öldürmek de serbest iki tarafta hazırsa düello başlasın."
Adam tam karşımda durdu bana doğru sırıtarak
"Karşıma gele gele velet geldi ama sana acımamı bekleme tüm bedenini parçalara ayırırken senin bağırışlarını zevkle izleyeceğim."
Tabii ki sözleri hiçbir etki uyandırmadı umursamaz bir tavırla bakıp başlayalım dedim.Hakeminde işareti ile bana doğru son hızla koşmaya başladı.Kalkanın aktif hale getirdikten sonra bedenimi kalkandan dışarıya adamın arkasına ışınladım adam benim çıktığımı fark etmeyip kalkana büyük kılıcı ile vurdu. Kalkanın sağlamlığı cidden iyiymiş darbe anında geriye sekti ben de o sırada adamın arkasından yayı mı oluşturup ardından da Zihnin Küresi oluşturduktan sonra ok haline getirip yayı gerdim ve adama doğru fırlattım. İlerleyişini çok hızlı olan ok adamın kafasına saplandı ardından enerjiyi dışarı vurunca patladı.
Bedeninin parçaları etrafa saçıldı hakem bir dakika sonra tekrar konuşmaya başladı.
" Matsuki ilk maçını kazandı üstelik kimsenin görmeyi beklemediği bir görüntü ile Matsuki iki maç daha kazanırsa Drow adlı klana girmeye hak kazanacak."
Klanın ismi Drow muymuş? İzleyicilerin hepsi doğal bir görüntüymüş gibi sahaya bakmaya devam ediyor.Ayrıca hiçbirinden güçlü bir enerji hissetmiyorum. Bu da beni daha fazla bilinmezliğe sürüklüyor. Klana girmenin zor olduğunu düşünsemde o kadar da zor değilmiş.
Hepsinin seviyesi bu kadar düşük ise girmem hiç zor olmayacak. Ayrıca seyirciler karanlığı kullanmamı doğal bir şeymiş gibi izledi büyük ihtimalle Oxderia'daki farklı bir kıtadayım. Kıtalararası yolculuk çok zor olduğu hatta okyanustaki milyonlarca canavar ve kötü hava şartları nedeniyle imkânsız bir şey olduğundan diğer kıtalar hakkında bilgi sahibi değilim. Anlayış biçimleri farklı olsa gerek bunları Haru'ya sormam gerektiğini düşünerek bekleme odasına geri döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OXDERIA
FantasyPeşini bırakmayan hüzün duygusu ile başa çıkmak için uğraşan Matsuki olaylar denizinde git gide dibe doğru batmaya devam ederken yaşadığı maceraları anlatan bir kitap.