Bölüm-38

1.2K 141 21
                                    

Sanırım savaşın vermiş olduğu hafif bir heyecan dalgası,  ve insanların panik içinde olması Baya eğlenceli olacak.  Tabi panik içinde dolaşan ve sığınaklara giderek saklanan halka yön veren askerler olmasa oluşan karmaşa ile daha eğlenceli olurdu orası ayrı bir konu.   Öğrenci alımından on gün sonra başlayan bu saçma savaş başlamak bilmiyor.  Savaştığımız klan ve bulunduğum kalanın orduları karşı karşıya gelmiş ve en önde duran iki generalin onayını bekliyordu...

Başlatın şu lanet savaşı.  Askerin birisi koşarak yanıma gelince Yüzümdeki heyecanlı ifadeyi yok ederek duygusuz bir biçimde adama baktım.

"Efendimiz siz de kabul ederseniz düşmanımız olan Mavi Gelincik Klanındaki baş büyücü ile savaş vereceksiniz. Kazandığınız ve rakibi öldürdüğünüz taktirde size layık olmasada bir ödül verilecek bir gelenek olan general savaşı,  burada büyücü savaşına döner."

"Hadi beni oraya götür."

Askerin mutlu olduğunu bariz bir biçimde ilerledik.   Önümde askerlerden açılan yok iki tarafın da ortasında son buluyordu karşımda duran keltoş siyah boncuk gibi gözleri olan yüzünde kırışıkları olan kırklı yaşlarda bir adamla karşı karşıya geldim.

Bulutların güneşin  önünü kapatması ve gün batımına az bir zaman kaldığı için oluşan loş ortam  gerginliği arttırmaltan başka bir işe yaramıyordu.

Küçük bir kıkırtı eşliğinde adamın önüne geçtim.

Bana küçümseyerek bakarken etrafını yüzlerce ruhla kapladım  kazanacağından emin bir şekilde güven ve gururla bana bakan adam başlamamızı işaret eden havaya atılan siyah bir bezle direk elinde alev topu?  Oluşturuldu.  Ah vazgeçtim ruhlarla ölümü hızlı olur neden patlama büyüsü yapmayacağım ki alev topu bana çarpmak üzereyken güçlü bir rüzgar akımı ile ortadan kayboldu.

Adamın omzuna küçük bir patlama büyüsü yapınca zayıf kolu kopuverdi.

"Kyaaaaaaaaah"

Sesini beğenmediğim adama dönerek yüksek sesli bir kahkaha atarak akciğerlerinde dolaşan havayı bedeninden söküp aldım kalan tek eliyle havayı tutmaya çalışan acınası duruma gelen adamın bedenine kumlaştırma uygulayarak kumdan bir heykele dönüştürdüm tek eli hava pençe atar gibi dururken heykelin parçası kırılmış gibi yerde duran değer kol ve ağzını açarak baktığı için oldukça mistik bir görüntü oluştu.

"Sizce heykeltraş mı olsam. Ahahahahaha"

düşmana dönerek

"Küçük bir asker grubunun heykelini ne kadara satabilirim."

Gözlerindeki tedirginlil okunurken bana doğru saldırıya geçen general ile aramızda üç metre kaldığı anda benenini patlatarak sayısız parçaya bölünmesini sağladım kaçmaya yeltenen iki ordununda etrafını rüzgar tabakası ile kapladım.   Oldukça büyük olan küreye enerjimin yarısını harcamış oldum ahh lanet Melek ırkına dönüşmesem tüm enerjim bitmiş olurdu ve bu rüzgar tabakası bitmezdi bile.  Yaptığım rüzgar la ne içeriye birisi girebilecek nede dışarı çıkabileceklerdi.  Oldukça hızlı dönen rüzgar çıkmaya çalışan herkesi Kıymaya dönüştürmüş olacak.  Tama bizim generale dönerek.

"Enerjimin yarısını bu duvara harcadım hiçbiri canlı kalmaycak.  Yüzde yirmibeşlik bir enerjimle düşmanın yarısını öldüreceğim gerisini size bırakırım halledebilirsiniz değil mi?"

Alaycı bir şekilde sorsamda adam ciddi bir şekilde.

"Evet efendim sayenizde en az kayıpla kazanacağız."

Düşman ordusunun ortasına yüksek bir yerçekimi alanı ardından havaya karadelik koydum   karadelik adamları yukarı  çekerken yerçekimi aşağı çekti  iç organları yer değiştiren adamların çoğundan fazlası yani şanslı olanlar  karadeliğin içinde hiçliğe karışırken  geriye kalanların etleri kemiklerinden ayrılarak yaşamını yitirdi enerjimin yüzde yirmibeşi de gittiği zaman iki tekniği de kapattım.  Bizim tarafın askerleri hızlı bir katlima girişirken kendimi Kaln liderinin yanına ışınladım.

"Klan lideri yaşlı Sun sanat eserimi nasıl buldunuz."

"G-Güzel....  çok yeteneklisiniz."

"Auuh teşekkür ederim.  Bir haftaya ayrılamam lazım yanıma beyaz saçlı olan  Pia adlı çocuğu da alabilirmiyim?"

"Bunu neden istiyorsunuz.?"

Direk cevabı verdim.

'Öğrencim olarak alacağım.  Tek ustası olacağım."

Gözlerinde ışık beliren adam.

"Tabi tabi alabilirsiniz fakat ileride yardıma ihtiyac-"

"O çocuğu zorlada alabilirim bence fazlasıyla yardım ettiğimi düşünüyorum enerjimim tamamı on dakikaya yenilenir ve kalan enerjimle on dakika boyunca hasar alması imkansız olan bir bariyer kapabilirim."

Yüzü düşen adam ellerini sıkıca sıktı bende anında kendimi sığınağa ışınladım ve pia isimli çocuğa koruyucu bariyer koydum her gün enerjimin yüzde yirmisi bu bariyer tarafından emilecek olsada klan liderine belli olmaz saldırı anında bana haber de gelmiş olacak bariyer zor kırılacağı için Yetişebilirim.  Pia  şimdimi gitsek çocuğa da sorayım sonra istemezse yapacak bir şeyim kalmaz zorlayamam sonuçta.

"Pia yanıma gelirmisin?"

Basını olumlu olarak sallayarak hızla, gözlerindeki gülücüklerle yanıma gelince kanatlarımı çıkartarak Pia yi kucağıma aldım.  İlk Öğrencim bu olacaktı demek.  

"Pia ben bu klandan ayrılacağım.  Ve eğer benimle gelirsen senin ustan olacağım tabi bunu kabul edersen seni sorlayamam."

"Daima sizinle olacağım USTA."

Aaaah muhteşem bir his birisinin bana bağlı olması içimdeki boşluk hissinde hafif bir doluluk oldu belki üzüntüyü yalnızlıktan dolayı çekiyorum.  Hayır hayır. Değil bu da var ama içgüdülerim daha farklı bir neden olduğunu söylüyor ve içgüdülerim bu güne kadar yanılmadı.

"Küçük pia şimdi gitmek istermisin yoksa bir hafta daha kalalım mı?"

Gözleri nefretle dolan çocuk aşağıya klana baktım ve kararlı bir şekilde.

"Gidelim usta zamanımız benim için değerli."

""Klanı sevmiyorsan sana acılar yaşattılarsa yok edebilirim istemen yeterli olacak."

Yüzüne nefret  ve intikam arzusu ile dolu bir ifade belirsede anında bu ifadeyi yok ederek:

"Hayır usta güçlendiğim zaman kendim yok etmek istiyorum."

Klan lideri Sun un yanına inişe geçtim.  Beni gören klan lideri titredi ardından bakışlarını yere doğru çevirdi.  Bunu gören ordu merakla bana doğru bakınca onlarda direk dizlerinin üzerine çöküp beklemeye başladı.

Buna anlam veremesemde kanatlarımdan dolayı ırkımı anladılar sanırım.

"Klan lideri Sun  bana detaylı bir kıta haritası verin."

Eli ayağı birbirine dolaşan Sun hızla yüzüğünden çıkarttığı.  Rulo haline getirilmiş haritayı bana eğilerek uzattı.

Haritayı açarak gözlerimi üzerinde gezdirdim kıtanın en güçlü krallığı olan 'Kırmızı gökyüzü" adlı bölümde durdurdun.  Klan liderine:

"Şu anda haritada nerde bulunuyoruz?"

Eliyle gösterdiği noktayı büyük bir daire içine alarak kırmızı gökyüzü krallığına bir çizgi ile birleştirdim.  Hesaplarımca üç hafta yo yo daha fazla sürecek bir yolculuk.  Bir ay onbeş gün içinde orada olmuş olacağız tabi bu  en geç olan ihtimal.

Ilerideki hareketliliğe bakarak bekledim.  İri yarı bir adam çıkarak. Bize yaklaşmya başladı.

"Ben Mavi Gelincik Klan lideriyim hangi densiz benim ord-"

Gözleri bana sonra kanallarıma kaydı.
Anında diz çökünca yanında duran adanlarda diz çöktü

"Affedin yüceler yücesi.  Lütfen affedib sizin olduğunuzu bilsem hakaret etmezdim."

Ah ilk defa birisi bana bu şekilde  yalvarıyor umursamadan Pia yı kucağıma alarak Kanallarımı "Kırmızı gökyüzü" ne doğru çırptım.



OXDERIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin